Usulde hata, esasta bilinmezlik / Fikret Bila
01 Ocak 1970
Bakanlar Kurulu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yürüttüğü “Kürt açılımı” temaslarını dün değerlendirdi. Toplantı devam ederken İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın siyasi partileri ziyaret edeceği açıklandı.
Bakanlar Kurulu toplantısı bitmeden muhalefetten tepki geldi. MHP’den Oktay Vural, İçişleri Bakanı Atalay’ın ziyaret talebine, “Safsatalarla kimse kapımızı çalmaya cüret edemez” karşılığını verdi. CHP’den Onur Öymen de hükümetin hazırladığı paketin içeriği açıklanmadan, görüşmenin yararlı olmayacağını açıkladı.
İçişleri Bakanı Atalay, “Kürt açılımı” sürecinin başladığını ilan ettiği basın toplantısında mümkün olan en geniş uzlaşmayı arayacaklarını vurgulamıştı. Kuşkusuz bu uzlaşma arayışının en önemli ayağını siyasal partiler oluşturacaktı.
Bugünkü manzaraya baktığımızda, siyasal uzlaşma bir tarafa henüz partilerle temas konusu aşılabilmiş değil.
Hükümetin, ana muhalefet partisi CHP ve ikinci büyük muhalefet partisi konumundaki MHP ile başlangıçta temas sorunu yaşamasının nedeni, henüz işin başında izlediği yöntemin yanlışlığı ve esasa ilişkin olarak da doyurucu bir açıklama yapmamış olmasıdır.
Usulde hata
Böyle önemli bir konuda ve böyle iddialı bir paket hazırlığı içindeki hükümetin, muhalefet partileriyle temasta usul hatası yapmaması gerekirdi.
Hata, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, DTP lideri Ahmet Türk’le görüşürken, CHP ve MHP’yle görüşmek için İçişleri Bakanı’nı memur etmesidir. Eğer konu Başbakan’ın inisiyatif alacağı önemdeyse, partiler arasında temasın eşit düzeyde sağlanması gerekir. DTP’ye Başbakan muhatap olurken, CHP ve MHP için bakan görevlendirmek, henüz başlangıçta yapılan bir usul hatasıdır.
Erdoğan’ın, ziyaret ederek uzlaşma arayacağı ilk isim CHP lideri Deniz Baykal olmalıydı. Ardından da MHP lideri Devlet Bahçeli’yle temas etmeliydi.
Esasta bilinmezlik
Usulde yapılan hata liderler arasında teması zorlaştıran önemli bir unsurdur. Ayrıca esasa ilişkin bilinmezlik de teması zora sokan diğer önemli faktördür.
İktidar “Kürt açılımı” konusunda siyasi partilerle uzlaşma arayacağını açıkladı ancak açılımın içeriğinin ne olduğu konusunda bir bilgi yansımadı. CHP lideri Baykal, haklı olarak hükümetin ne yapmak istediğini öğrenmeye çalışıyor. Buna karşın yine de suçlanan CHP lideri oluyor, destek vermemekle suçlanıyor. İyi de Baykal, içeriğini bilmediği pakete nasıl destek verecek?
Denilebilir ki, hükümet her şeyi kamuoyuna önceden açıklamak zorunda değil! Eğer hükümetin henüz kamuoyuna açıklayacak bir paketi yoksa veya paketi bu temaslardan sonra hazırlayacaksa, o zaman yapılması gereken, yine Başbakan düzeyinde muhalefet liderleriyle temas kurulması olmasıydı.
Buna karşın CHP lideri Baykal, partisinin neleri kabul edemeyeceğini açıklayarak, pozisyonunu belirledi. Baykal iki noktayı vurguladı, egemenliğin kısmen de olsa devredilmesi ve milli eğitim sistemine etnisitenin sokulmasına karşı olduklarını açıkladı.
Top artık hükümette; muhalefet liderleriyle gerek temas ve gerek uzlaşma arayışında usul ve içerik açısından yeni bir yaklaşım geliştirmesi gerekiyor. Tabii, geniş tabanlı bir uzlaşma arıyorsa...
