« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

09 Eyl

2009

Kamuflaj çabaları / Fikret Bila

01 Ocak 1970

Yaşadığımız sorunun Türklüğü ve Türk milleti tanımını üst kimlik olarak kabul etmeyen DTP-PKK çizgisi olduğunu herkes biliyor. Zaten hükümet dahil herkesin “Kürt sorunu” demesinin nedeni de bu...
Ancak gerek hükümet cephesinde gerek DTP cephesinde sorunu “birden fazla etnik grubun sorunu” gibi sunma gayreti var. Bir çeşit kamuflaj çabası gözleniyor.
Örneğin söze, “Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Lazıyla, Boşnağıyla” diye başlamak gibi... Veya “Anayasa’ya Kürt kimliğinin girmesi talebimiz yok ama etnisiteyle ilgili ayrıntıya da yer verilmesin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vurgusu öne çıksın” gibi...

Diğer etnik gruplar
Birincisini daha çok Başbakan Erdoğan kullanıyor. Sadece Kürtleri zikretmek yerine diğer etnik grupları da zikrediyor. Bu arada Türk kimliğini de bir etnik kimlik olarak sayıyor.
Bu yaklaşım iki açıdan gerçekçi değil:
1- Atatürk’ün Türk milleti tanımı ve Anayasa’daki tarifin ortaya koyduğu gibi Türk kimliği bir etnik kimlik olarak değil, bir üst kimlik olarak tanımlanmıştır. Türk milleti kavramı da böyledir. Bu durumda bir Türk milleti yokmuş gibi davranırsanız, gerçeği göz ardı etmiş olursunuz. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bu topraklarda yaşayanların Türk milleti olduğunu bütün dünya kabul etmişken, böyle bir olgu yokmuş gibi davranmak, bir sorunu çözeyim derken daha büyük sorun yaratmaya hizmet eder.
2- Kürtler dışındaki etnik grupların Türk üst kimliği ve Türk milleti kavramıyla bir sorunu yoktur. Aksine, Kürt dışındaki etnik gruplar Türk milletinin bir parçası olmayı kendileri açısından önemli sayan bir yaklaşım içindedirler. Sanki onların da üst kimlik sorunu varmış gibi zikredilmeleri yanlıştır. Bu yaklaşım bu grupları rencide etmektedir. Nitekim TRT Kürtçe yayına başladığında diğer etnik dilleri de zikredince, bu yönde itirazlar gelmiştir.

DTP’nin kamuflajı
Kamuflaj çabası DTP söyleminde de gözleniyor. Bağımsızlık istemiyoruz, federasyon istemiyoruz, demokratik cumhuriyet istiyoruz, söylemine gelen DTP-PKK çizgisi şimdi de genel kavramlarla bir çeşit örtme faaliyeti içinde. Örneğin, Anayasa’da etnisite ayrıntısı olmasın derken; Türk kimliği ve Türk milleti kavramı Anayasa’da olmasın demek istiyor. Anayasa’da anadil sınırlamaları ve eğitim hakkı önündeki engeller kalksın derken de öyle. Kuşkusuz DTP-PKK’nın derdi, Boşnakça da Lazca da resmi eğitim dili olsun, değil. Kürtçenin eğitim dili olarak eğitim sistemine girmesini istiyor.
Bir süre önce bildirge olarak açıkladıkları “Güneydoğu’ya özerklik verilsin” talebini de şimdilerde “Yerel yönetimler ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan güçlendirilsin”e dönüştürmüş durumdalar. Ancak, bu örtme gayretleri, işin özünü değiştirmiyor.
Taleplerin kamufle edilmiş halini dinleyip yorum döşeyenler de “ne kadar masum talepler” demeye zaten dünden razı olunca, okuyucuya saflık tavsiye etmeye başlıyorlar.

Gerçek muhataplar
Kamuflaj çalışması muhataplık konusunda da göze batıyor. Hükümet cephesinde şimdilik İçişleri Bakanı muhatap görünüyor. DTP-PKK cephesinde ise DTP muhatap konumunda. Ancak DTP lideri Ahmet Türk, Başbakan ve İçişleri Bakanı’yla buluşmalarından sonra, kamuoyuna “Öcalan muhatap alınmalı, onsuz olmaz diyerek” kendisini yetkili görmediğini açıklamış oluyor.
Sorun basit bir asayiş sorunu değil. Türkiye’nin 30 yıldır uğraştığı bir terör sorunu. Sorun Türkiye’nin kuruluş ilkelerini ve anayasal rejimi etkileyecek boyuta geldiğine ve iç ve dış siyasal bir boyut taşıdığına göre muhatabın Cumhurbaşkanı ve Başbakan olduğunu söylemeye de gerek yok.
Ne kadar kamufle edilirse edilsin, bugünden (15 Ağustos) sonra işin mahiyeti de gerçek muhatapları da ortaya çıkmış olacak.

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 48125

ulkucudunya@ulkucudunya.com