Bir köy öğretmeninin oğlu olan Rüştü Onur, 1920'de Devrek’te doğdu, 1942'de İstanbul'da veremden öldü.
İlköğrenimini doğduğu ilçede tamamlayan Onur, liseyi Kastamonu ve Zonguldak'ta okudu. 1938'de Zonguldak Çelikel Lisesi'ndeyken, vereme yakalandı ve öğrenimine bir yıl ara vermek zorunda kaldı. Daha sonra aynı nedenle okulu bıraktı.
"Maliye Varidat Memur Muavini" olarak Ereğli Kömür İşletmeleri'nde çalışmaya başladı. 1941-1942 yıllarını iş ve hastane arasında geçiren Onur, Heybeliada Senatoryumu'nda bulunduğu sırada, tifodan yatmakta olan Mediha Sessiz adlı bir kızla tanıştı ve onunla nişanlandı. 1942'de İstanbul'da veremden öldü.
Ölümünden sonra, 1956'da şiirlerini ve diğer yazılarını Salah Birsel, "Rüştü Onur" adlı bir kitapta topladı.
Rüştü Onur çok kısa yaşadı. Hastalığı nedeniyle yaşamının çok kısa olacağını bilerek yaşadı ve şiirlerine de bu duyguyu yansıttı. Kendisi gibi genç yaşta ölen şair Muzaffer Tayyip Uslu'nun kahve arkadaşıydı.
22 yaşında ölen şairin, 1942 yılında yazdığı ve ölüm temasını işlediği bir şiiri:
HÜLASA
Ben ölsem be anacığım
Nem var ki sana kalacak
Ceketimi kasap alacak,
Pardösömü bakkal
Borcuma mahsuben...
Ya aşklarım
Ya şiirlerim ne olacak
Ya sen ele güne karşı
Nasıl bakacaksın insan yüzüne
Hülasa anacığım
Ne ambarda darım
Ne evde karım var.
Çıplak doğurdun beni
Çıplak gideceğim.
Yapıtları
Rüştü Onur (Ölümünden sonra yayınlandı, 1956)