Merkez’in temennisi yüzde 5’ten yüzde 36’ya yerleşti
Şeref Oğuz 01 Ocak 1970
Merkez’in tetiğine bastık ve Hafize Gaye Erkan’ı gönderdik. Boş kovanı yere düşerken bu defa Fatih Karahan mermisini namluya sürdük. Peki, ya hedef? Şarkıda dediği gibi; “Derdum var beşyüzelli, belumde barabelli, bir tane mermim kaldi, unun da yeri belli.” Yani; enflasyonun bizatihi kendisi…
İyi de bu mümkün mü? “Herkesin zengin olmak için yürümeyen bir planı vardır” der Mark Twain. Bizim Merkez’in de dillere destan enflasyon hedefi; %5 olagelmiştir. Pardon dilim sürçtü, “hedef” dedim. Oysa “temenni” sözcüğü daha yerinde olurdu. Sahi; temennimize güncelleme mi gelmiş?
TAHMİN EYLEMLE OLUR, TEMENNİ İSE SÖYLEMLE…
Evet; gelmiş, Merkez’in yeni başkanı, Hafize Gaye Erkan’ın bize bıraktığı 2 mirastan biri olan (ilki, banknot üzerindeki imzası) enflasyon hedefini, %36’da sabit tutmuş. İddiası odur ki 2024 yılı sonunda enflasyon, önceden zikredildiği gibi %30 ilâ %42 aralığı ortalamasında, yani %36’da nihayetlenecek.
Aslında bu bir hedef değil, daha önceki %5’lik tahminin yeni seviyesi. Temenni ile tahmin arasındaki fark mı? Çok net, tahmin; ardına eylem planı konulandır. Temenni ise içinden geçirdiğin, seni atayanların gönlünde yatan, dilek hakkını kullanarak yüce yaratandan gerçekleşmesini umduğun…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Ana hedef dezenflasyon mu sahiden?
Fatih Karahan; enflasyon raporunda ana hedefi “dezenflasyon” olarak belirlediğini söylüyor. Yani enflasyonla mücadele… Ancak bu hedefe varmak için hangi eylem planlarının yürütüleceğini, genel geçer “finansal jargonun klişe kelimeler” söylemler yerine somut adımların atılacağından söz etmedi.
Sürecin matematiği mantıklı mı?
Aslında enflasyon; Merkez Bankası’nın kabiliyet sınırlarından çoktan aştı. Ama Merkez hala iplerin kendi elinde olduğu sanrısında… Oysa enflasyon bir sosyoloji artık… Toplumdaki genel kanaat fiyatların daha da artacağıdır. Hal böyle olunca Merkez; faizi isterse yüzde 1000 yapsın, liraya itibar kazandırma fırsatını çoktan kaçırdı. Önerim şudur; önce güven sonra eylem. Zira enflasyon TÜİK marifetiyle inmiş gibi göstersen dahi sürecin psikolojisi ana belirleyici haline geldi.
NOT
MERKEZ BANKASI, BAŞKAN DEĞİŞTİREREK NE ARIYOR?
Son 7 yılda 7 guvernör harcamış bir ülke olarak Merkez’in başına Keynes’i dahi getirsek, yapacakları sınırlı olacaktır. Süreyya Serdengeçti gibi liradan 6 sıfırı atma başarısını göstereni, Durmuş Yılmaz, Erdem Başçı gibi dev kariyerleri, “faizi indirmek için çıkarıyorum” diyecek cesareti gösteren Naci Ağbal’ı harcamış bir yönetimimiz var.
Arada “finansal kâtip” gibi kullandıklarımızla heterodoks faciasını inşa etsek de “zararın neresinden dönersen kârdır” anlayışıyla Gaye Erkan’ı getirme basiretini de gösterebildik. Ama kendisine 6 ay tahammül edebildik. İtibar suikast timi, sistematik itibarsızlaştırma süreciyle onu tarihe gömüverdi.
Şimdi merkezin yeni görev değişikliği ile koordine arayışındayız. Bakandan rol çalmayacak, karinelere uyacak bir başkan. Guvernör ile müdür farkı; kendini uygulamada gösterir. Umut ediyorum ki, yeni başkan Merkez’in müdürü olmanın ötesine geçer.