Neşet Ertaş
1938 – 25.09.2012 01 Ocak 1970
1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesi Abdallar (Kırtıllar) köyünde dünyaya geldi.
Müzisyen bir babanın oğlu olması sebebiyle çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrendi.
Çocuk yaşlarında babasıyla yörenin eğlencelerinde saz çalıp türküler söylemeye başlayan Neşet Ertaş, 8 yıl boyunca Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat gibi birçok yeri gezerek babasıyla geçimlerini sağlamaya çalıştı. Bu yüzden okula gidemeyen Neşet Ertaş'a, okumayı ağabeyi Necati Ertaş öğretti.
İLK PLAĞI 'NEDEN GARİP GARİP ÖTERSİN BÜLBÜL'
Babasıyla aynı ruhun insanı olduğunu belirten halk ozanı, 1950'li yılların başında 14 yaşındayken İstanbul'a geldi ve babasının yazdığı 'Neden Garip Garip Ötersin Bülbül' adlı türküyle ilk plağını müzikseverlerle buluşturdu.
İstanbul Şen Çalar Plak'tan 1957 yılında çıkan bu çalışmasıyla halk tarafından çok beğenilen Neşet Ertaş, geniş kitlelere ulaşmayı başararak tüm Anadolu'da dinlenilen bir halk ozanı haline geldi.
Geniş halk kesimlerinin yanı sıra musiki çevrelerinde de hayranlıkla dinlenilen usta müzisyen 'Garip' mahlasıyla yazdığı şiirlerinde kendi hayatını anlattı.
'Türkülerin Babası', 'Anadolu Efsanesi' ve 'Abdal Müzisyen' gibi lakaplarıyla da bilinen Neşet Ertaş, İstanbul'da kaldığı iki yıl boyunca yaptığı plak, kaset ve konser çalışmalarının ardından Ankara'ya yerleşti ve sanat hayatına burada devam etti.
Ankara Radyosu'nda 'mahalli sanatçı' unvanıyla programlar yapan ünlü türkücü, Ankara'da çalıştığı bir gazinoda Leyla Hanım'la tanışıp evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu.
7 yıl sonra 1970'de eşinden ayrılan Neşet Ertaş, yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle enstrüman çalamaz hale geldi ve kardeşinin daveti üzerine tedavisi için Almanya'ya yerleşti. Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya'da ikamet etti.
Türkiye'de çıkardığı plaklar, yaptığı radyo programları, konserler ve düğün performansları sayesinde büyük bir üne sahip olan halk ozanı, Almanya'daki birinci kuşak Türkiyeli göçmenlerin de gönlünü kazandı.
Gelenekten gelen türküleri kendine has üslubuyla icra eden Neşet Ertaş, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sevenlerinin karşısına yıllar sonra yeniden çıktı.
71208234-130710101601528-6690857240921899008-n.jpg
'YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ' İLAN EDİLDİ
Neşet Ertaş, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen 'Devlet Sanatçısı' unvanını, 'Herkes bu devletin sanatçısı' diyerek kabul etmedi. Abdallık kültürünün son efsanesi olarak bilinen deneyimli müzisyen, hayatta olduğu dönemde 'UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi' kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' ilan edildi.
Eserlerinde Anadolu insanının acı ve kederini dile getirdiğini ifade eden Neşet Ertaş'a, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011'de fahri doktora unvanı verildi. Aynı zamanda sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu.
Hayatı ve eserleri Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlandı.
NEŞET ERTAŞ'IN VEFATI
Modern hayatın son halk ozanlarından biri olan Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de prostat kanserine yenik düşerek 74 yaşında vefat etti.
Babası Muharrem Ertaş'la birlikte Kırşehir'de bir de anıtı bulunan Ertaş, dünyada robot heykeli yapılmış ilk saz sanatçısı oldu. Sanatçı Adil Çelik'in tasarladığı 'android' heykel, Kırşehir Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi'nde bağışlandı.