Fehim-i Kadim
01 Ocak 1970
Fehîm-i Kadim, 17. yüzyılın birinci yarısında yaşamış Sebk-i Hindî’nin gazel üstadı şairlerinden biridir. Gazellerinden başka en önemli şiiri ““rûz u şeb” redifli naat türündeki kasidesidir
Doğum tarihinin bilinenden biraz daha eski olabileceğine rağmen Fehim genç ve yetnekli bir şairdir. İran edebiyatını yakından takip etmiş, Lirik ve karamsar bir şairdir. Şiirlerinde yaşadığı yılların sosyal hayatının izleri gözükmektedir. Şirlerinde beşeri konulara değinmiş tasavvufa meyletmemiştir. Genç yaşta olmasına ve yazmasına rağmen “Rûzu Şeb” redifli naatı, divan şairleri arasında şöhret kazanmıştır.
Fehîm'in en büyük özelliği kendine has bir üslûba sahip olmasıdır. Divan şiirinde kalıplaşmış biçimde tasvir edilen çevre, onun gazellerinde resimleşen gündelik manzaralar şeklinde tasvir edilir. Şiirlerinde gündelik olaylar ve durumlara değinmiştir. Onun bu yaklaşımı bile divan şiiri için özgün bir yaklaşımdır. Sebk-i Hindî’nin tesirinde olduğu anlaşılan Fehim’in şiirlerinde yeni bir anlatım şekli arama gayesi vardır. Şiirlerinde halkın yaşantısından izlenimler gözükür. Halk söyleyişini şiire sokan bir ifade tarzı vardır.
“Pek çok şiirinde görülen ıstırap terennümleri, divan şiirinin genel olarak benimsediği bir tutum veya sebk-i Hindî'ye has bir özellik değil mizacının ve kendi hayatının şiire aksetmesi şeklinde görülmektedir. Ayrıca şiirlerinde esas olarak kendi iç dünyasını anlatan şair düşünce yerine muhayyileyi, dış dünyadan çok insanın heyecan ve kederlerini esas temalar tarzında benimseyen Fehim, Sebk-i Hindinin divan şiirindeki İlk büyük temsilcilerindendir. “
Şiirlerinde kişisel sorunlara değinmiş olması dikkat çeken bir özelliktir. Onun şiirlerinde tasavvuf konusu çok fazla üzerinde durulmayan bir konudur. Belki de çok genç bir yaşta iken şiirler yazmış olması ve “dünyadan genç yaşında ayrılmış olması, onun tasavvuf yoluna fiilen girmesine ve bu yolda aşama kaydetmesine engel olmuştur.”
Söz sanatlarının yerine mâna sanatlarını tercih eden anlam oyunlarına sık sık baş vuran bir şair özelliği gösterir. “Fehîm şiirinde fazla sözden kaçınıp kısa ve dolgun söyleyişi tercih etmiş, aynı zamanda kafiye ve rediflerde de yenilikler ortaya koymuştur.”
“Fehîm’in belirli bir amaca dayanmayan ve âdeta kendinden kaçmak için yaptığı seyahatleri, sürekli olarak bir yerde yaşamaya tahammül edemeyen mizacı, dünya ve ahiret hayatına karşı kayıtsızlığı da şiirlerinde “delilik”le ilgili kavramları sık sık tekrarlamasının, bu kavramlara karşı hissettiği özel bir yakınlıktan kaynaklandığını düşündürmektedir.”
Fehîm-i Kadîm’in yazdığı şiirleri küçük bir Dîvân’da toplanmıştır. Eserin 20’ye yakın nüshası vardır. Bazı yazmaları karşılaştırılarak 1934’te yeni harflerle bir Fehîm Dîvânı neşredilmiştir.
İran edebiyatını yoldukça iyi bilen Fehim genç yaşta ölmesine rağmen iyi bir şairdir. Lirik bir söyleyişi olan şairin şiirlerinde yaşadığı hayattan ve talihsizliklerinden kaynaklanan karamsar bir yapısı vardır. Leskofçalı Galib, Namık Kemal, Hersekli Arif Hikmet, Kazım Paşa, Avni Bey, Üsküdarlı Hakkı Bey, Fehim-i Kadim’in takipçileri olmuşlar, onun şiirlerinin tesirinde kalmışlardır.