Turgut Koca
1921 – 15.10.1997 01 Ocak 1970
Turgut Koca, 1921 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Aynı zamanda şair olan Bektaşi Babası Kazım Baba’nın oğludur. Annesinin adı ise Saliha’dır. İlkokul öğrenimini Bomonti İlkokulunda tamamlayan Turgut Koca, daha sonra Kabataş Erkek Lisesinin ortaokul bölümünü bitirmiş ve lise tahsilini de Deniz Lisesi’nde tamamlamıştır. 1944 yılında Deniz Harp Okulunun Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitirmiş ve Subay mühendis olarak orduya katılmıştır. Kara kuvvetlerine geçerek Kara Kuvvetleri Ordonat fabrikalarından çekirdek mühendis personel olarak otuz iki yıl görev yapmıştır. Uzun yıllar Balıkesir Ana Tamir Fabrikası ile Tuzla Askeri Jip Fabrikasında çalışmış ve aynı fabrikada imalat müdürü yardımcılığı görevinde bulunmuştur. Ordu donatım fabrikalarında bu şekilde otuz iki yıl çalıştıktan sonra emekli olmuştur. Ayrıca uzun bir süre de çeşitli fabrikalara serbest olarak teknik danışmanlık hizmeti vermiştir. 1951 yılında, kendisi gibi Bektaşi Tarikatı mensubu olan Adviye Koca Anabacı ile evlenmiştir. Evlendikten sonra bir süre Balıkesir’de ikamet etmiş, ardından eşi ve ailesiyle birlikte İstanbul Bostancı’ya yerleşerek hayatını burada sürdürmüştür. 1944 yılında Mora’lı mücerret Halis Baba’dan nasip alarak Bektaşi Tarikatı’na girmiş ve 1949 yılında Muhtar Yeğtaş Baba’nın vakf-ı vücut erkânı ile derviş olmuştur. Daha sonra Bedri Noyan Dedebaba’dan önce Babalık, ardından da 1978 yılında halifelik almıştır. İkisi erkek, üçü kız olmak üzere toplam beş çocuk babası olan Turgut Koca, 15 Ekim 1997 tarihinde vefat etmiştir (Özmen 1998: 367, 377; Koca 1990: 808; www.nazenin.biz.tr).
Turgut Koca, Bektaşi Tarikatı içerisinde yetişmiş, bu tarikattan nasip almış ve ömrünün sonuna kadar da bir Bektaşi olarak Babalık ve Halife Babalık hizmetlerini yerine getirmiştir. Bu durum haliyle onun edebi dünyasını da önemli ölçüde etkilemiştir. Şiirlerinde Bektaşiliğin tasavvufi ve felsefi yönünü oldukça başarılı bir biçimde işlemiştir. Tasavvufi terim ve kavramlara oldukça sık yer vermiş, bu durum da haliyle dilinin zaman zaman ağır olmasına yol açmıştır. Dolayısıyla da bazı şiirlerinde, Arapça ve Farsça sözcüklere ve terkiplere yoğun bir biçimde rastlamamız mümkündür. Bektaşiliği derinden etkilemiş olan Hurufilik anlayışı ve Hurufiliğe ait kavram, terim ve söyleyişler de onun şiirlerinde hemen kendini gösterir. Koca’nın şiirlerinde ayrıca Alevi ve Bektaşi inancının ve tasavvufi anlayışının yanında “Türklük” kavramına da özellikle vurgu yaptığı ve bunu Bektaşilikle birlikte özdeşleştirerek ele aldığı dikkat çeker. Turgut Koca’nın şiirlerindeki tasavvufi yoğunluk ve zaman zaman dildeki ağırlığa rağmen akıcı, coşkulu ve duru bir üslubu olduğu göze çarpar. Koca, hem hece ölçüsü hem de aruz vezni ile şiirler kaleme almış ve her iki vezinle de oldukça başarılı eserler ortaya koymuştur.
Turgut Koca, şiirlerinde “Turgut Abdal”, “Turgut Baba” ve “Kazım Oğlu Turgut” mahlaslarını kullanmıştır. Çok sayıda eseri çeşitli bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Şairliğinin yanı sıra araştırmacı yazar kimliğine de sahip olan Turgut Koca’nın şiirlerinin yanı sıra; Son Havadis, Havadis, Tercüman, Yeni İstanbul, İzmir Demokrat ve Balıkesir Ateş gibi gazetelerde çok sayıda yazısı yayımlanmıştır. Yine Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (1990), Kazım Baba Divanı, Şevki Hayatı ve Şiirleri, Pir Nefes Üstad ve Güldeste - Ezgiler Notalar adlı eserleri yayınlanmıştır. Bu eserlerden Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri adlı çalışması 13. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında yaşamış birçok Alevi ve Bektaşi şairinin hayatı ve şiirleri hakkında önemli bilgiler içeren alanında bir başucu kitabı olma özelliğindedir (Koca 1990: 808, 810; Özmen 1998: 367, 370).
Yazar: DR. BÜLENT AKIN
yesevi.edu.tr