“Bir Caniye Umut Bağlanması İleri Düzeyde Şeref Noksanlığıdır”!..
Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970
Herkes, Erdoğan’ın ortağı Devlet Bahçeli’nin, İmralı’daki teröristbaşını Meclis’e getirip PKK’yı tasfiye ettiğini açıklaması şeklindeki, akıllara durgunluk veren formülünün şokunda.
Niye şok geçiriliyor ki?!
2000 yılında dönemin MHP yönetiminin oy birliğiyle aldığı karara rağmen, teröristbaşının idam dosyasının TBMM’ye sevk edilmeyip Başbakanlıkta bekletilmesi, böylece idam cezasının kaldırılması için zaman kazanılması işi Bahçeli’ye yaptırılmadı mı?
Evet, MHP 2002’de AB uyum paketleri kapsamında idam cezası kaldırıldığında oy vermedi. Ama teröristbaşının kapsam dışı bırakılması önerisini reddeden Bahçeli değil miydi? Keza idam cezasının kaldırılması için üçte iki çoğunluk gerekirken, düzenlemenin bu şart çiğnenerek gerçekleşmesine sessiz kalıp başvuru süresi geçtikten sonra iptali için AYM’ye giden yine Bahçeli’nin MHP’si değil miydi?
AB ve ABD’nin yıllardır dayattığı, teröristbaşının “özgürleştirilmesi” işi de MHP’ye havale edilmiş olmalı ki, 22 Ekim rezaletine imza atıldı.
Yenidoğan Çetesi Hapse Bebek Katili Meclis’e
Adeta Türk Milleti’ni çıldırtmaya and içmiş yöneticiler eliyle garip ötesi günlerden geçiyoruz.
İki gün önce CIA-MOSSAD ajanı, AKP’nin eski ortağı Fetullah Gülen’in öldüğü açıklandı ya; İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, FETÖ propagandası yaptığı iddiasıyla 177 hesaba erişim engeli getirdiklerini bildiriliyor. Yine FETÖ propagandası yaptıkları iddiasıyla, aralarında Yeni Asya Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüzün de bulunduğu dört kişi gözaltına alınıyor.
Başka?
İktidar medyası; “FETÖ”ye ilişkin 15 Temmuz darbe teşebbüsü gazileri ile şehit yakınlarını konuşturuyor; “Milletimiz büyük bir hainden kurtuldu.”, “FETÖ elebaşının şehidin annesinin gözlerine bakıp hesap vermesini isterdim.” dediğini aktarıyor.
Başka?
Nihayet sokakların çetelerin eline geçtiği anlaşılınca, “cezasızlık kültüründen” yakınılıp yeni yargı paketinde bunlara yönelik düzenlemelere gidileceği bildiriliyor.
Yeni doğan bebekleri göz göre göre öldüren çete ülkeyi sallıyor.
Hâl bu iken Bahçeli, 40 bin insanın ölümünden sorumlu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış bebek katili Öcalan’ı Meclis’e getirtip önce konuşturma sonra affettirme peşinde koşuyor… Nasıl da “tarihi” bir çıkış, değil mi?!
Ankara’ya Gelince Kim Korusun?
Ülkeyi her gün gerim gerim geren konuşmalarını “siyaseten” yaptığını, bir anlamda ciddiye alınmaması gerektiğini Özgür Özel’e söyleyen bizatihi Bahçeli’ydi.
Haliyle, son açıklamalarını da çok ciddiye almayalım; ancak ülkede ne olmazların oldurulduğunu gördüğümüz için her ihtimale binaen şunun altını çizelim:
Teröristbaşı İmralı’dan çıkartılıp Ankara’ya getirildiği takdirde bir daha oraya gönderilmesi yakışık almayacağından, “özgürleştirilmesi” için gerekli düzenlemeler yapılana kadar bilinen bir konakta misafir edilsin. Ama sakın ola ki, kimse teröristbaşının güvenliğini sağlama görevini binlerce şehit veren asker ve polise havale etmesin!..
İsrail’den İsrail Çocuğu ile Korunma
MHP’nin, aynen “FETÖ” gibi, ABD-İsrail imalatı olan teröristbaşına “kurtarıcı” payesini vermesinin gerekçesi de vahim ötesi.
İsrail’in ülkemizi hedef alması ve BOP’un İran versiyonu karşısında “iç barışı” sağlayacaklarmış…
Bunlar nasıl sözler?
Ülkemizin bekası bir İsrail çocuğuna kalmış da haberimiz olmamış.
İsrail ordusunun kullandığı dikenli tellerin Türkiye’den gitmesi gibi bir şey.
Sınırımıza dikenli tel niyetine teröristbaşını koyacaklar herhalde!..
En ufak eleştiriye, “Devletin kurumlarını ve milleti aşağılıyorlar” diye kükreyenler, teröristbaşını yüceltip terör örgütünün uzantılarını muhatap alırken devleti, Meclis’i ve milleti aşağıladıklarının farkında değiller mi?
Farkında olmaz olurlar mı?
Herhalde ülkede cumhuriyet savcısı kıtlığı çekilmesine güveniyorlar!..
“Türk Milleti’nin Kaderi Katilin İnsafına Terk Edilmiştir”
Söylenecek, yazılacak çok şey var da bugünlük bir hatırlatmayla yetinelim.
Açılım-saçılım döneminde, 2013 Nevruz’unda teröristbaşının mektubu Diyarbakır meydanında okutulduğunda Bahçeli’nin tepkisi kelimesi kelimesine şunlar oldu:
“İmralı canisinin çürümüş sözlerine derin anlamlar yükleyen gafiller, televizyonlarda boy boy yorumlar yapan işbirlikçiler, Türkiye’yi masada teslim etmek için her kirli ve karanlık oyundan medet umar hale gelmiş ve buna da payanda olmuşlardır.”
“Başbakan Erdoğan PKK’ya refakat etmiş, İmralı canisinin manen elinden tutmuş ve düşüncelerini doğruca bölücülerin huzuruna çıkararak alkışlatmış ve onaylatmıştır.”
“Güvenlik güçlerimizin şehit ve gazi verme pahasına gerçekleştirdiği terörle mücadele siyasi zeminde alt üst edilmiş ve çiğnenmiştir.”
“Hepsinden de vahimi, Türkiye ve Türk milletinin kaderi müebbet hapis cezası alan bir katilin insaf ve inisiyatifine terk edilmiştir.”
“Bebekleri tabuta koyan, vatan evlatlarını bir bir katleden ve Türk milletinin yıllarca canına, varlığına ve her türlü hayat hakkına alçakça suikastlar düzenleyen bir caniye umut bağlanması, mesajlarından iyi niyetli sonuçlar çıkarılması saflık, ahmaklık, densizlik ve ileri düzeyde şeref noksanlığı olarak değerlendirilmelidir.”
11 yıl sonra aynı caniye umut bağlanmasını, acep nasıl değerlendirmek gerek?!