Baymirza Hayıt
17.12.1917 - 31.10.2006 01 Ocak 1970
İlim adamı, büyük Türkistan Tarihçisi ve sovyetolog Baymirza Hayit, bugünkü Özbekistanın Fergana vadisi, Namangan vilayetinin, Yargorgan köyünde 17 Aralık 1917de doğmuştur. Annesinin adı Rabiya, babasının adı Hayit Mirza Mahmutmirzaoğludur. Dokuz çocuklu çiftçi bir ailenin çocuğu olan Baymirza Hayit Özbek Türklerinden olup, çocukluk yılları hayatında derin akisler bırakacak olan Sovyet kızılordu milislerinin kanlı eylemleriyle doludur.
Sovyet hakimiyetinin tam olarak sağlanamadığı 1923lü yıllarda Baymirzanın ilk eğitim hayatı mahalle mektebinde din eğitimiyle başlar. Bir yıl sonra Cedit Mektebine yazılan Hayit, Okulun dördüncü sınıfından Namangan Vilayeti Talim Terbiye Teknikleri Okuluna geçir. Yazmaya ve okumaya son derece meraklı olan Hayit ilk yazılarını okulun duvar gazetesi olan"Bizim Fikir"de neşreder. Okuldaki müsamere ve şiir günlerinde dikkatleri üzerine çeken Hayit, kısa bir süre sonra Türkistan yeraltı milliyetçi aydınlarından olan Süleyman Çolpan, Gafur Gulam, Safizade ve Refik müminlerle tanışıp, Çolpanın özel alakasına mazhar olur. Ceditçi ve Türkbirlikçi aydınların, toplandığı Çınaraltı kahve muhitinde Usta-Çırak usulüne göre Hayit edebiyat ve Musiki sohbetlerine katılır. Çınaraltı muhiti, Hayitin daha sonraki yıllarını manalandıracak olan tarih ve millet şuuru almasının yanında yol ,yordam, usûl, erkan öğreten ikinci bir okul vazifesini görmüştür.
1933 yılı genç Hayitin hayatında bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu yıllar Stalinin harekete geçip son geride kalan Türkbirlikçi kişi ve odakları temizleme hareketinin adı olduğu yıllardır. Halk düşmanı suçlamasıyla, gerçekten geride kalmış bütün aydınlar temizlenmiştir.
1943te yüksek okul imtihanını kazanan Hayit önce Andican vilayeti Sulama (Ziraat) Okuluna, ardından Hokand vilayetinde Tıp Fakültesine girerse de, ruhunun bir türlü ısınamadığı bu okulu da bırakıp, Türkistan Sovyet Muhtar Cumhuriyetinin 1920-1921 yılları arasında Savunma Bakanlığı yapmış Ustubayev vasıtasıyla "Taşkent Üniversitesinin Tarih Fakültesine kaydolur. Fakülte sekreterliğinden Baymirza Hayitoviç Mahmudov olarak düzenlenmiş ilk talebelik kimlik kartını alır. Hayit bu Rus mantıklı ismin yarısından, önce 1939da girmiş olduğu Kızılordudaki askerlik hizmetinde (Baymirza Hayitov) ,geri kalanından da 1942de Türkistan lejyonuna katıldığında kurtulacaktır.
Hayit için Taşkent Üniversitesinde, Tarih bölümünden 1937de mezun olur. Okul yılları boyunca, yaz tatillerinde kolhozlarda çalışırken, stalin diktasının en acı örnekleriyle karşılaşarak hayata hazırlanmaktadır. Hayitin yetişmesinde önemli rolleri olan Özbekistan Milli İttihat Partisi Başkanı Feyzullah Hocayev, Özbekistan Komünist Partisi Sekreteri Ekmel İkram, büyük şairlerden Abdülraif Fıtrat ve Süleyman Çolpan gibi tanınmış simalar ve öğretmenler tamamen temizlenmiş ,fakat bu defa da okullarda eğitim verecek öğretmen kalmamıştır. Sovyet hükümeti yüksek okullarda okuyan öğrencilerin hızlandırılmış eğitime tabi tutup nizami eğitim enstitüsünde üç aylık kurs sonunda öğretmen olarak görevlendirmektedir. Bu yoldan Enstitüyü başarıyla bitiren Hayit, önce Turokargan rayununda, ardından Sir-Derya buyunda camacoy ve sayram köy okullarında öğretmenlik yapıp ardından Rayun(Kaza) maarif müdürlüğüne tayin edilir. Bu arada Taşkente gidip üniversitedeki imtihanlarına girmektedir. 30 Ekim 1939da yüksek dereceyle Taşkent Üniversitesini bitirdiğinde, Hayiti 2. Dünya harbi cephesine çağıracak celp kağıdının gelmesine çok fazla bir zaman kalmamıştır. NKVDnin gözdağı vermek için tutuklanmalara başlaması üzerine, Leninin karısı Nadya Krupskayaya mektup yazması bir şeyi değiştirmeyecek ve hemen ardından askere çağrılacaktır.
Cepheye gitmeden on beş gün önce annesinin ısrarıyla Tohtahan adında bir kızla evlenen Hayit , bir daha eşini göremediği gibi,ondan olan çocuğunu da tam elli iki yıl sonra görebileceği uzun bir maceralı yola çıkacaktır. 1939un 23 Aralıkında Namangandan yola çıkan Hayit, okul tatillerinde Sovyet sistemine göre askerlik eğitimi almış olduğundan Kızılorduya Teğmen rütbesiyle katılarak, Polonya cephesinde çijov şehrine gelir. Savaş içinde Tankçı sınıfı kursuna tabi tutularak Polonya cephesinde Tankçı sınıfı kursuna tabi tutularak, Polonya cephesinde savaşa katılır. Almanlarla yapılan savaş esnasında Beyaz Rusyanın Slutsk şehri yakınlarında (1941de ) Almanlara esir düşer. Alman esir kamplarında uzun ve son derece ağır şartlar altında ölümü beklediği günlerde, Türkistanın büyük Türkbirlikçilerinden olup 1920lerde Rusyadan kaçıp, Parise yerleşen Mustafa Çokayın yardımıyla kamplardan kurtulur.
Almanların, Ruslara karşı kurduğu Türkistan lejyonunda görev alan Hayit, Almanların teslim olmasıyla, müttefik kuvvetlerin Stalinle anlaşmaları gereği birkaç kere daha ölümden kıl payı kurtularak, savaş sonrası Almanyaya yerleşir.
1947de Münster/ Westfalen Üniversitesinin Felsefe Fakültesine yazılan Hayit, bundan böyle hayatını vakfedeceği Sovyet araştırmalarıyla, Sovyetler Birliği içindeki Türk halklarının siyasi, tarihi ve dini meseleleri üzerine çalışmaya başlayacaktır. 1950de parlak bir dereceyle, hazırlanmış olduğu Türkistan(Hokand ve Alaş urdu) Milli hükümetleri" adlı teziyle Felsefe doktoru ünvanını kazanır.
Hayatını, Türklüğe ve Türkistan Tarihine adayan Dr. Baymirza Hayit, artık evinden çıkamayacak kadar rahatsız olduğu yakın zamana kadar, dünyanın değişik yerlerinde konferanslara , milletlerarası toplantılara katılıp ,üniversitelerde ders vererek, makaleler ve kitaplar yazarak , sürekli çalışarak geçirir.
1950de Alman Ruth hanımla evlenen Hayitin bu evlilikten Ertay ve Mirza adında iki oğlu, Dilber adında bir kızı ayrıca Özbekistan da evlendiği ilk eşinden olma Bekmirza adında bir oğlu vardır. (Bekmirza, 1991de İstanbulda babası Baymirza ile görüşüp, Özbekistana döndüğünde ölmüştür.)
Hakkında ,Sovyetler Birliğinde binlerce sayfa tutan(aleyhinde olmak üzere) yazılar, lehine yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılan Dr. Baymirza Hayit, yüzlerce makale, bir o kadar broşür ve risale,pek çok ilmi kitabın müellifi olmasının yanında milletlerarası ilmi ve siyasi pek çok kurum ve kuruluşunda üyesi bulunmaktadır.
Ülkemizde pekçoğu Türkçeye tercüme edilen (Almancadan) eserlerinden bazıları şunlardır.
Türk dünyasında Rus emperyalizminin Ayak izleri
Sovyetler Birliğinde Türklüğün ve İslamın Bazı Meseleleri
Basmacılar(1917-1934 yıllarında Türkistan Milli Mücadelesi)
Rus yönetimi altındaki Türkistan ve İslam
Rusya ile Çin Arasıda Türkistan