« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

28 Eki

2024

Şair Nedim

1681 - 28.10.1730 01 Ocak 1970

Asıl adı Ahmet'tir. İstanbulludur. Evinin Beşiktaş'ta olduğuna dair şiirlerinde kendisinin verdiği bilgiyi belgeler de destekler. 1681 yılında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Annesi Saliha Hatun, İstanbul'un fethinden itibaren devlet hizmetinde bulunan Karaçelebizadeler ailesindendir. Babası Kadı Mehmet Efendi ise Sultan İbrahim devri (1640-1648) kazaskerlerinden Merzifonlu Mustafa Muslihittin Efendi'nin oğludur. Kazasker Muslihittin Efendi bazı kötü alışkanlıklarından ötürü ulema ve halk tarafından sevilmediği için kendisine çirkin lakaplar takılmış, Mülakkap Mustafa Efendi diye tanınmıştır. Dedesine takılan lakaplardan ötürü Osmanzade Taip gibi bazı şairler Nedim'den mülakkabzade diye bahsetmişlerdir.

Ahmet Nedim iyi bir eğitim görmüş; döneminin klasik ilimlerini tahsil etmiş, Arapça ve Farsça'yı bu dillerde şiir yazacak kadar öğrenmiştir. Tahsilini tamamladıktan sonra Şeyhülislam Ebezade Abdullah Efendi'nin de bulunduğu bir jüri tarafından yapılan sınavda başarılı olarak müderris olmuştur. Söz konusu edilen sınavın tarihi bilinmemekle beraber, Ebezade Abdullah Efendi'nin görevde bulunduğu 1707-1713 yılları arasında gerçekleştiği kesindir. Bu tarihler, aynı zamanda Sultan III. Ahmet dönemi (1703-1730) un başlarına rastlamaktadır. Bu sırada Ali Paşa, III. Ahmet'in on birinci sadrazamı olarak göreve getirilmiştir(1713). Nedim ise 1702-1703 yılına tekabül eden tarih manzumesini dikkate alırsak artık çıraklık safhasını aşmış bir şairdir.

Ali Paşa'nın Varadin'de şehit düşmesinden sonra yerine Halil Paşa getirilir. Bu sırada İbrahim Paşa'nın yıldızı parlamaktadır. İbrahim Paşa, 1716 yılında mirahurluğa, ardından rikab-ı hümayun kaimmakamlığına atanır. Bu ikinci atamayla ilgili olarak Nedim bir tarih manzumesi yazar. İbrahim Paşa, Ali Paşa'nın şehit edilmesinden sonra geride kalan nikâhlısı Fatma Sultan'la evlenerek padişaha damat olur. 1718 tarihinde de sadrazamlık makamına getirilir. Bu tarih, daha sonra Lale Devri (1718-1730) olarak adlandırılan dönemin başlangıcıdır. Artık, Damat İbrahim Paşa'nın hemen her faaliyeti Nedim'in dikkatini çeker. Şair, kıta ve kasideleriyle her fırsatta hamisine bağlılığını ifade eder. İbrahim Paşa'yı takdir eden, öven tek şair sadece Nedim değildir. Fakat Nedim, bu şairlerin içinde en başarılı olanıdır. Bir yandan İbrahim Paşa'nın faaliyetlerini şiirleriyle överken diğer yandan da Lale Devrinde teşekkül ettirilen tercüme heyetlerinde görev alarak hâmisinin her hamlesine destek verir. Meslek hayatında da çabuk ilerler. Müderrislikten Mahmut Paşa Mahkemesi naipliğine getirilir. Daha sonra 1726'da Molla Kırımî Medresesinde, 1728'de Nişancı Paşa-yı Atik Medresesinde görev yapan Nedim, 1729'da Sahn Medreseleri müderrisliğine yükselir. Sekban Ali Paşa Medresesinde müderris iken Patrona Halil İsyanı patlak verir (1730).



İsyan sırasında Nedim'in akıbetinin ne olduğu konusunda değişik iddialar ileri sürülmüştür. Kaynaklarda şairin, söz konusu isyanı takip eden günlerde illet-i vehimeden veya içkiye düşkünlüğü nedeniyle titreme hastalığından öldüğüne dair bilgiler kayıtlıdır. Güvenilir biyografi müelliflerinden Süleyman Sadettin, Nedim'in ihtilal esnasında korkudan evinin damına çıktığını ve oradan düşerek öldüğünü söylemektedir. Bu acı akıbet, şairin belki de son bir kurtuluş ümidiyle evinin damına çıktığını veya linç edilerek öldürülen dedesi Mülakkab Mustafa Efendi'nin yaşadığı tecrübenin tekrar edilmesine imkân vermemek için ölümü tercih ettiğini akla getirmektedir. Ancak kesin olan bir şey vardır; o da şairin ihtilal sırasında öldüğüdür. Nedim'in muhallefatına dair kayıtlar 15 Rebiülahir 1143/28 Ekim 1730 tarihinde düzenlendiğine göre bu tarihten önce ölmüştür. Şairin kabri Üsküdar Karacaahmet Mezarlığının Miskinler kısmındadır.

Ziyaret -> Toplam : 125,11 M - Bugn : 131417

ulkucudunya@ulkucudunya.com