« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

28 Mar

2010

Al kâğıt kalemi hesap yapalım / Ertuğrul Özkök

01 Ocak 1970

LİBERAL ve demokrat arkadaş.
Sen gerçek bir demokratsın değil mi?
Öyleyse gel seninle bir hesap yapalım.

Biliyorum, hukuk ve matematikle aran pek iyi değil.

Zararı yok, ben sana kopya veririm.

Ülke tarihinin ilk sivil ve olağan durum anayasasını yapıyoruz değil mi?

Sırtını Kurtuluş Savaşı’nın muzaffer ordusuna veya darbe yapmış askere dayamamış, sapına kadar sivil, saçının teline kadar demokratik bir anayasa olacak bu.

Öyle mi?

Ben varım.

Ama önce al eline kâğıdı, kalemi, küçük bir hesap yapacağız.

* * *

Bu taslağı kim hazırladı?

AK Parti, değil mi?

Son seçimde oyu yüzde 38 küsur.

Ona ekle ana muhalefeti. Onunki de yüzde 22.

Bir de MHP var, yüzde 16.

Etti mi yüzde 76 küsur.

Ee nerede geriye kalan yüzde 25?

Yok, çünkü yüzde 10 barajı var.

AK Parti’ye, CHP’ye ve MHP’ye oy vermemiş vatandaş sokakta kalmış, zemheride öyle gariban titreyip duruyor.

Bu durumda, demokratik sivil anayasayı hazırlayıp, burnumuza dayayan “milli irade erki” ne etti? Sokakta kalmayan, kapağı Meclis’e atmış, şanslı yüzde 75’in içinden, tayin yoluyla seçilmişler.

O da ne eder? Yüz birimde 38 ise, 75’te eder 28.5...

Dur daha bitmedi; bir de seçime katılmayanlar var. Onları da ekle.

Hadi iyi günüme rastladın, temsil ettiğin pay, ben diyeyim yüzde 20, sen de 25.

Şimdi yüzde 25 gelip diyecek ki, “Ben yaptım oldu”.

Olur tabii. Barajı yüzde 20 yapsan, yüzde 20 oyla Meclis’in tamamını da ele geçirebilirsin, referanduma bile gerek kalmaz.

Bir de şöyle küçük bir teferruat var:

Askerin yaptığı antidemokratik Anayasa’yı değiştirip, sivil ve demokratik anayasa yapıyoruz değil mi?

İyi de kardeşim, bunu neyle yapıyoruz?

Askerin koyduğu yüzde 10 barajı sayesinde.

Bitmedi, bir küçük teferruat daha var.

Millete dokunacaksın, askere dokunacaksın, gazeteciye, işadamına, sporcuya, sanatçıya dokunacaksın, sabahın 6’sında evinden alıp götürüp, bir buçuk yıl içeri kapatacaksın.

Ama iş bakana, milletvekiline gelince, deveyi hamuduyla yutsa dokunamayacaksın.

Hani nerede o hakkaniyet, adalet? Nerede o müsavat...

Benim kafam karıştı.

Seninki hâlâ pınar suyu gibi berrak mı en demokrat arkadaş?

* * *

Liberal ve demokrat arkadaş ha babam soruyor. Şunu istemiyor musun, bunu istemiyor musun?

Söyleyeyim, o taslakta benim kafadan evet diyeceğim bir sürü madde var.

YAŞ kararlarının yargıya açılmasına niye itiraz edeyim? Darbe sanıklarının sivil mahkemede yargılanmasına niye karşı çıkayım.

Ama ortada bu yüzde 10 barajı dururken.

Ortada bu yüzde 10’la seçilmiş iktidarın “Ben yaptım oldu” dayatması varken.

Ortada, ayan beyan yargıyı ele geçirme teşebbüsü varken.

Ben bu teşebbüse niye ortak olayım?

Son nokta.

Demokrat arkadaş.

Yıllarca YÖK’ten şikâyet ettin. Bu kurumun antidemokratik olduğunu yazdın durdun.

Şimdi sesin soluğun kesildi, şikâyetin durdu. Adamlar değişince kurum birden demokrat mı oldu.

Yani senin adamın üst yargıya gelince, bu ülkede tarafsız ve demokratik bir yargı mı olacak.

Yani senin tek derdin, ötekini atıp, bunu mu almak?

Samimi ol, öteki aydınlar gibi yap. Herkesi içine alan bir taslak iste.

Bütün kurumlar fikrini söylesin.

Adama göre değil, ülkeye ve demokrasiye göre adam gibi bir taslak çıksın.

Hepimiz koyalım elimizi taşın altına, basalım altına imzayı.

Ama “Bizimkiler yapsın, sen de elini taşın altına koy”.

Yok ben elimi o kayanın altında ezdirmem.

Hadi elimi ezdirdim, ağzımı burnumu kırdırdım, vicdanımı ezdirmem.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 82961

ulkucudunya@ulkucudunya.com