İnönü ve ihtilal / Taha Akyol
01 Ocak 1970
İSMET Paşa 27 Mayıs darbesinin neresindedir? İsmet Paşa’nın ordu üzerindeki etkisini anlatmaya gerek yok. Böyle bir şahsiyetin, Adnan Menderes’i, 1954’te petrol ve yabancı sermaye kanunları yüzünden ‘vatanı satmakla’ suçlaması elbette subayları etkilemiş, cunta çalışmaları o sıralarda başlamıştır.
Fakat Güneri Cıvaoğlu’nun haklı olarak belirttiği gibi, İsmet Paşa hiçbir zaman askere “ihtilal örgütü kur” demiş değildir.
Ancak bu gerçek, İnönü’nün, üstelik ordu üzerindeki büyük nüfuzuyla, “ihtilale yeşil ışık yaktığı” gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Karşılıklı paranoyalar
Türkiye’nin 27 Mayıs felaketine sürüklenmesinin sorumlusu hem muhalefet hem iktidardır. Erdal İnönü ile birlikte SODEP’i kuran değerli araştırmacı Tevfik Çavdar’ın da belirttiği gibi, İsmet Paşa ve CHP yıkıcı, tahrikçi bir muhalefet yapmıştır.
Menderes’in bakanlarından Rıfkı Salim Burçak’ın yazdığı gibi de Menderes ve Bayar buna sertlikle, baskıyla karşılık verme hatasını işlemişlerdir.
DP’nin paranoyası, İnönü’nün orduya darbe yaptıracağıdır. Önlemek için muhalefete, basına ve yargıya ağır baskılar uygulamışlardır!
CHP’nin paranoyası ise DP’nin diktatörlük kuracağıdır. Önlemek için gençliği ve orduyu tahrik etmişlerdir!
Birbirlerini körükleyerek 27 Mayıs’a gelinmiştir!
İhtilale yeşil ışık
Olayların en yakın tanığı olan rahmetli Metin Toker, “İsmet Paşa’yla On Yıl” adlı kitabının ilk baskısında, “Ordu+CHP=İktidar” formülünün gerçek olduğunu yazar! (Cilt 3, sf. 101)
Yine Metin ağabeyin yazdığı gibi:
“İhtilale yeşil ışığı onun (İnönü’nün) yaktığı bir gerçektir...” (Cilt 2, sf. 237)
Askerlere emir vererek değil elbette...
İki tarafta da karşılıklı paranoyalar zirveye tırmanırken, İsmet Paşa’nın “Şartları gerçekleşirse ihtilal meşru olur” sözünün subaylar üzerindeki etkisini tahmin etmek zor değildir.
O dönemde meşhur bir “kıyma makineleri” fısıltısı vardır. Menderes yüzlerce genci öldürtmüş, izlerini yok etmek için cesetlerini kıyma makinelerinden geçirtip hayvan yemi yaptırmıştı!
İnönü bunu araştırmak için CHP bünyesinde bir komisyon kurdurur! Komisyon haftalarca çalışıp raporunu hazırlar: Bu fısıltı tamamen yalandır!
Komisyon Başkanı Kamil Kırıkoğlu, raporu İsmet Paşa’ya takdim eder... İsmet Paşa’nın tepkisi:
“Olmaz! Yoktur demeyeceksiniz! Vardır imajı vereceksiniz!” (K. Kırıkoğlu, Anılar, sf. 103)
Tarihte İnönü
İsmet Paşa Cumhuriyet tarihinde şiddet kanunu olan Takrir-i Sükun’un uygulayıcısıdır ama demokrasiye geçiş gündeme geldiğinde her zaman Atatürk’ten daha istekli oldu. Takrir-i Sükun’u ve İstiklal Mahkemeleri’ni kaldırmaya Atatürk’ü ikna eden İnönü’dür.
1946’da demokrasiye geçişte iç ve dış şartların rolü çok önemlidir ama İnönü bunu isteyerek de yapmıştır.
Albay Talat Aydemir’in 1962 ve 1963’teki darbe teşebbüslerinin ancak Başbakan İnönü’nün tarihi şahsiyetinin ağırlığıyla bastırıldığı bir gerçektir. Zaten kendisine karşı yapılacak bir darbeye “yeşil ışık” yakması düşünülemezdi.
Bunlar doğru ama 27 Mayıs darbesine yeşil ışık yaktığı, hatta siyaseten ortamını hazırladığı da bir gerçektir. Menderes’in idamını önlemek için Komite’ye mektup yazmakla yetinmiş olmasını bile ben ‘kusur’ sayarım.
Netice: Bütün darbeler yanlıştır; bütün baskı politikaları yanlıştır!