Bakın kim kimi dinliyor / Taha Kıvanç
01 Ocak 1970
Bazı konular karabatak gibidir, ara ara başını yeniden gösterir. Yıllar önce, bir işadamı dostum, "Cep telefonlarını dinlemek bu kadar kolay mı?" diye sormuştu. Devir "Cep telefonları en güvenilir iletişim aracı, dinlenemiyor" inancının hâkim olduğu devirdi. Hâlâ şaşkınları yaşayan dostum, "Dün iki İsrailli, cep telefonu dinleme cihazı pazarlamaya çalıştı" bilgisini verdi.
Genelkurmay Başkanlığı'na dinleme amaçlı cihazların İsrail'den alındığını öğrenince, ilk yazdığımda çok ses getirmiş eski bir olayı hatırladım. İlkini taa 26 Aralık 2001 tarihinde yazdığım, sonraları her fırsat düştüğünde yeniden döndüğüm olayı: Cep telefonu servisi sağlayıcısı şirketler, faturalama ve SMS gönderme işlemlerini kendileri yapmak yerine İsrailli firmalara ihale ediyorlar...
Dünyada cep telefonu sektörünün yan sanayii İsrail firmalarının tekelinde. Converse ve Amdocs gibi İsrail firmaları hem bizdeki hem de pek çok ülkedeki cep telefonu şirketleriyle irtibatlı. Size-bana gelen faturaları abonesi olduğumuz şirketlerin düzenlediğini ve her ay ne ödeyeceğimizi onların bize bildirdiğini sanıyoruz. Ama hayır, o faturaları İsrailli firmalardan biri düzenliyor.
Bunu nasıl yapıyor dersiniz? Cep telefonu şebekesine cihazlarını yerleştirerek... Hepimizin yaptığı konuşmalar o âletler tarafından tespit edilip kayda geçiriliyor, İsrail'de de işleniyor.
Yok "Genelkurmay dinledi", yok "Cemaat dinledi", yok "TİM'den izinle dinlendi", yok "İzinsiz dinleme yapılıyor" diye tartışıp duruyoruz ya, bu tür tartışmalar her gündeme geldiğinde ben gülüyorum. Bizim cep telefonu şirketlerinin hizmetlerinden yararlandığı İsrailli firmalar, istedikleri kişileri dinleyebilecek durumdalar da...
Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri şekerrenk, değil mi? Özellikle de Mavi Marmara saldırılarından sonra... Öncesinde de Davos'taki "One minute" krizi var. Bu iki gelişmeyle ilgili bizimkilerin gördüğü yönler var, bir de görmediği yönler... Bence İsrail her iki krizin öncesi ve sonrasında Türk yetkililerin konuya ilişkin düşüncelerini bir biçimde biliyordu.
İddialı mı geldi size? Öyleyse ABD istihbarat örgütleri ve savunma sanayii alanında en yetkin otorite kabul edilen James Bamford'un 'Shadow Factory' (Gölge Fabrika) adlı son kitabına müracaat edelim. Esas konusu Amerika'nın süper-gizli dinleme kurumu NSA'yi (National Security Agency) ve yaptıklarını anlatmak olduğu halde, Bamford, kitabında, 2009 yılı ocak ayında Gazze krizi öncesi ve sonrasında yaşananlara ışık tutacak bilgiler de aktarıyor.
2009 başında İsrail'de başbakanlık koltuğunda oturan Ehud Olmert Gazze yüzünden BM'nin yaptırım kararı hazırlığı içinde olduğunu, ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice'ın gönlü elvermese bile Bush'un karara karşı çıkacağını bir yerde ağzından kaçırdı; hem de aşağılayıcı ifadelerle.. Gerçekten de öyle oldu: BM kararına Rice çekimser oyu kullandı.
Olmert kimselerin bilmediği bu bilgilere nasıl ulaşmıştı?
Amerika'da iki önemli cep telefonu şirketi var: AT&T ve Verizon. Bu iki şirketin abonelerinin birbirleriyle yaptıkları konuşmaları dinleme işini, bu görevin esas sahibi devlet kurumu olan NSA, iki İsrail firmasına ihale etmiş bulunuyor: Verint ve Narus... Her iki firmanın kurucularının İsrailli eski istihbaratçılar olduğunu kitaptan öğreniyoruz.
Bizde de Genelkurmay Başkanlığı dinleme cihazını 8-10 milyon dolar ödeyerek Verint'ten satın almış; tıpkı Mısır, Çin ve Vietnam gibi...
Telefon dinleme cihazları üreten Verint firmasıyla şirketlere faturalama ve SMS uyarısı atma hizmeti veren Comverse firması kardeş kuruluşlar ve ikisinin başında da şimdilerde hayatını Namibya'da kanun kaçağı olarak sürdüren Kobi Alexander adlı İsrailli var. Amerikan yetkilileri borsada döndürdüğü dolapları bahane edip kendisini yakalamaya kalktığında Namibya'ya kaçtı Alexander; iki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması olmadığı için...
Olmert'in BM kararıyla ilgili niyetler için fal açmadığını, Amerikalı telefon şirketleriyle içli dışlı İsrail firmaları aracılığıyla bu bilgileri edindiğini herhalde anladınız.
Verint hakkında soruşturma yürütülen Avustralya'da, firma yetkilileri, pazarladıkları dinleme cihazlarının orada depolanmış verilere dünyanın her tarafından 24 saat kesintisiz erişilebildiğini açıkladı; "İsrail'den biz de ulaşabiliyoruz" itirafıyla hem de...
Karışık bir konuyu çok basit anlatmaya çalışıyorum. Buraya kadar anlattıklarımın özeti şu: Genelkurmay'ın veya herhangi bir devlet kurumunun bizleri dinleme amacıyla satın aldığı cihazlar uzaktan da izlenebiliyor. Dahası, cep telefonu şirketlerine faturalama ve SMS hizmeti sunan İsrailli firmalar da bütün konuşmalarımızın ayrıntılarına sahipler...
Biz birbirimizi dinlediğimizi sanırken, bizi dinleyip izleyen başkaları...
Dinleyenleri de dinliyorlar, hem de İsrail'de...
Elbette kimse tarafından dinlenmek istemezsiniz, ama yine de şu soruma cevap arayın lütfen: "Eğer dinlenmek mukadderatsa, kim/ler tarafından dinlenmek istemezsiniz?" a- Devlet. b- Cemaat. c- İsrail..."
Ne yapalım, 'd- Hiçbiri' şıkkının bulunmadığı bir soru bu.
Soruda garip gelen şıkkın 'c- İsrail' olduğunu biliyorum. Dün burada yazdım: Telefon dinleme cihazlarını dünya için İsrail firmaları üretiyor. En son sayımda 100'ün üzerinde ülkeye Verint firması kurmuştu cihazları... Avustralya'da, Parlamento, "Uzun kulaklar çok uzaklardan bizleri dinliyor" kaygısına kapılıp Verint yetkililerini soruşturma komisyonu önüne çıkarınca gerçeği herkes öğrendi: Cihazların topladığı verilere İsrail'den de ulaşılıyor...
Cep telefonu şirketlerinin abonelerine fatura ve SMS mesajı gönderme işini de İsrail firmaları üstlenmiş durumda: Amdocs ve Comverse... 2001 yılında tesadüfen karşıma çıkan bu gerçeği yazdığımda tekzip beklerken ülkemizin en büyük cep telefonu şirketinin halkla ilişkiler kolu "Yazdığınız doğru" demekten öte bir açıklama getirememişti.
ABD'nin iki büyük cep telefonu şirketinden biri olan Verizon'un 'dinleme odası' Houston/Teksas'ta. AT&T şirketinin 'gizli odası' da San Fransisco kentinde. AT&T'nin dinleme cihazları Narus, Verizon'unki Verint tarafından kurulmuş. Ülkenin yasal dinleme görevinin sahibi olan NSA (National Security Agency) hangi telefonun dinlenmesini talep ediyorsa, talebini şirketlere bildiriyor, onlar da İsrail'den gelen cihazlara bu işlemi yaptırıyorlar.
Bizde de 'Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı' (TİB) yasal dinleme görevinin sahibi; kendisine iletilen "Şu numaralı telefonu dinle" yasal talimatını İsrail firmalarına on milyonlarca dolar ödenerek satın alınmış cihazlarla yerine getiriyordur.
Ya Verint, ya Narus... Bir de yine İsrailli NICE... Kaçış yok.
Firma kurucularının İsrail'de istihbarat örgütleriyle içli dışlı olduğunu, çalışanları doğrudan 'örgüt'ten devşirildiğini, yönetimlerinde Shin Bet veya Mossad'ın eski yöneticilerinin bulunduğunu söylersem sakın abarttığımı sanmayın.
İddianın sahibi ben değilim; konunun uzmanı olan James Bamford kısa süre önce çıkan 'Shadow Factory' (Gölge Fabrika) adlı kitabında açık açık ve isimler vererek yazıyor bunu. Mossad'ın efsanevi şefi Ephraim Halevy bile, emekliliği sonrası, NSA'ye cihaz satan Athlone Global Security firmasının danışma kurulunda görev almış...
İsrail istihbaratı telefon dinleme cihazı ihtiyacını ilk duyan örgüt; getireceği avantajları değerlendirip seri üretime geçilmesini teşvik eden de yine o olmuş. Adını kimselerin pek bilmediği 'Unit 8200' adlı istihbarat birimi ülkenin öndegelen mühendislerini biraraya getirip ortaya çıkarmış ilk cihazı; sonra da projede çalışanlara firmalar kurdurarak dünyaya pazarlatmış...
Bamford'un bir kaynağı, şunu diyor: "Unit 8200'de çalışmış kişilerin kurucusu olduğu en az 30-40 elektronik firması var ve bunların çoğu bilgi toplama işinde; dünyanın değişik yerlerinde kullanılan İsrail'de üretilmiş teknolojiler, ilk, istihbarat birimi Unit 8200 için üretilmiş ve geliştirilmiştir..."
Firmalar da birbiriyle bu yüzden geçişli: Cep telefonlarını faturalayan ve SMS mesajları atan Comverse sözgelimi, dinleme cihazları üreticisi Verint'in bir yan kuruluşu... Cep telefonu sektörü, bütün dünyada, birkaç İsrail firmasının teknolojisini kullanıyor; firmaların hepsi birbiriyle geçişli. Herbiri özel birim 'Unit 8200'de yetişmiş mühendisleri çalıştırıyor ve hepsi sonuçta İsrail istihbarat örgütüyle içli dışlı.
'Gölge Fabrika' kitabı yazarının bir "Beyler, Washington'da yaptığınız bütün konuşmalar Tel Aviv'de dinleniyor" diye haykırmadığı kalmış...
Comverse'in Tel Aviv'deki merkezi yedi binaya yayılmış durumda. Burada üretilen 'AudioDisk' adlı cihaz yüzlerce telefon ve faks iletişimini eşzamanlı izleyip kaydetme kapasitesine sahip. Konuşmalarda geçen bir sözcüğün derhal bulunabildiği dijital kayıtlar bunlar; ânında talep edene verilebilme kolaylığı da var. Comverse'in ana firması olan Verint "100'den fazla ülkede 5.000'in üzerinde örgüte istihbarat kolaylığı sağlayan cihazlar satıyoruz" diye övünüyor zaten...
Vietnam'a da satıyor cihazlarını Verint, Türkiye'ye de... 2002 yılına ait bir kararla 2007 yılında satın alma işlemi başlatılmış 2008 yılında devreye girmiş olan Genelkurmay'ın koca kulağı da Verint'ten alınma..
Genelkurmay'ın satın aldığı cihaz Verint'in en başarılı olduğu 'STAR-GATE' sistemiyse hiç şaşırmam.
STAR-GATE'i firma şöyle tanıtıyor: "Servis sağlayıcılar bununla her türlü şebekede yapılan görüşmelere rahatlıkla kulak verebilir, istendiği kadar uzun süre tutulacak veri toplayabilir, verilerden istenen bilgiye derhal ulaşabilir. (..) Hem de abonelerin ruhu duymadan, hizmeti de aksatmadan..."
Dinleyenleri uyarayım: Sizleri de dinliyorlar, haberiniz olsun.