« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Kas

2010

300 YIL SONRA KÂTİP ÇELEBİDEN ALACAĞIMIZ DERSLER

A. Süheyl ÜNVER 01 Ocak 1970

Düşünün bir kere, yarım tahsillerin ve görgüsüzlüklerin memleketimizi

geri bırakmağa başladığı XVII. asırda kendi kendisini okutan

bir genç, devamlı çalışması sayesinde daima genç kalmış biri olarak, Garp

müsbet ilimlerine merak ediyor, bir taraftan muhitinin geriliği ve yeniliklerinden

kurtulmağa çalışıyor, diğer taraftan da o zamana kadar ele alınmamış

en ciddî mevzuları yazıyor ve bunları geçici bir isim yapmak için

değil, memleketinde yeri olmayan ilmî zihniyetin doğmasında âmil olmak

için yapıyor. Garbe açtığı pencereden şöhreti bizde yayılmasından önce

yine Garbe yayılıyor.


1609 da İstanbul'da doğuyor ve bir insanın ömrüne sığmayacak mesaide

bulunup ciddî eserler verdikten sonra 6 Ekim 1657 de Ölüyor. Bu

gibi yıldönümlerine saygı besliyen Türk Tarih Kurumu, Üniversitelerimiz

ve yüksek kademelerdeki mekteplerle birlikte bu 300 yıllık dönümü Türk

evlâdına anlatmak için anlaşmış bulunmaktadır.


Bugüne kadar hazırlanan bunlardır : Değerli ilim adamlarımızın

yardımiyle Kâtip Çelebi için ilmî bir anma kitabı hazırlanmıştır. İstanbul

ve Ankara Üniversitelerinde 20 Aralık günü saat 2 de birer tören yapılacaktır,

Süleymaniye kütüphanesinde kıymetli ve nadide yazma ve el yazısı

kitaplarından bir sergi açılacak ve Vefa'da Atatürk Bulvarı yanındaki

kabri ziyaret edilecektir.



Diğer yapılacak hususlar da : 1598 yılı memleket çapında Kâtip Çelebi

mevzuunda seminer çalışmaları için Kâtip Çelebi Senesi ilân olunmuş

ve yeni senenin ilk aylarında çıkarılmak üzere bir pul hazırlanmıştır.

Milletçe Kâtip Çelebi'den alacağımız pek çok dersler vardır. Ancak

bunları hayatımızın seyrine şahsan tatbik etmeğe dikkat etmemizle hepimizin

birer Kâtip Çelebi olmasına hacet kalmadan bizleri geri bırakan

pek çok ve ihmalimizden doğan şahsî kusurlarımızı tashihe gayret etmiş

oluruz.



Şimdiye kadar araştırmalarımızda ve bizde bu bahsi çok ciddî olarak

Rahmetli Muallim Cevdet'ten sonra ele alan Orhan Şaik Beyin çıkardığı

neticelere göre onun meziyyetleri hakkında bizim de vardığımız cihetleri

bu yazımızda sıralamakla iktifa ediyoruz.



Kâtip Çelebi :

— Himmet sahibi, iyi huylu, az konuşur, hakîm meşrepli, tashihi kabil

kusurlarda müsamahakâr, ileri kanaatlerde tarafsız, ilminin verdiği

bir salâbetle vakur tabiatlı, hicivden hoşlanmaz, mizaha pek az yer verir.



— Suni keyif verici itiyadı yok. Tütün içmez. Çiçek yetiştirmeğe meraklı,

ince ve hassas zevkleri olan mükemmel bir insan. Bir mavi sümbül

çeşidini yetiştirmiş.



— Bilgili bir dindar olduğundan asla mutaassıp değil.



— Şark tasavvufu meşrebine bağlı amma, asla lâübalî değü.



— Batıl düşüncelerin aleyhinde.



— Sabahlara kadar mum ışığı altında okur ve okuduklarından mutlaka

not alır.



— Fikir ve yanlış itiyatların doğurduğu gerilik taassubunun her türlüsüne

açık ve amansız bir düşman.



— Sözünün eri. Doğru söyler ve asla mübalağaya sapmaz.



— Hangi mevzuda olursa olsun eline geçen her kitabı okur.



— İlme sathi vakıf olanların aleyhinde.



— Heyete ve yeni fennî bilgiler edinmeğe meraklı.



— Haklı olarak ilmi, cemiyetin ayakta durmasına yarar telâkki etmekte.



— Cemiyette âlimleri aynı derecede ehemmiyetli sayar.



— Bügiye müteallik hiçbir şeyi hakir görmez.



— İlmî haysiyetini her yerde korumuştur.



— Doğduğu şehir ve semte bağlılığı derindir.



— Türkiye hakkında hariçte ve dahilde yanlış telâkkilere hiddetlenir.



— Bilgisinin hududu çok geniştir. Dimağını yormamak için çeşitli

çalışmağı asla ihmal etmemiştir.



— Mimariden de anlar.



— Türkçe kadar iyi bir Türk Arapcası ve Farsça bilir.



— Lâtinceyi öğrenmiş ve Atlas Minor'u ve diğerlerini Lâtince asıllarından

bizzat dilimize çevirmiştir.



Kâtip Çelebi bugün kendilerini muvaffakiyet yolunda ilerlemeğe götürmeğe

heves etmiyenleri utandıracak yeni bir rehber mahiyetinde örnek

ittihaz edilmeğe lâyık Milletlerarası meşhur olan nadir adamlarımızın

en büyüklerindendir. Zira 48 senelik ömründe 100 sene aynı ahenk ile

fasılasız çalışanlardan daha fazla tetkik ve tetebbülerde bulunarak sayısı

pek çok ve pek kıymettar eserler bırakmıştır.



Kâtip Çelebi bizlere şu hakikati de emanet bırakıyor. Tek çeşitli bilgi

ile büyük adam yetişemez. İlimde ilerlemek, ancak kendisini alâkadar

eden muhitte her şeye aynı ehemmiyeti vermekle mümkündür.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 32029

ulkucudunya@ulkucudunya.com