« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Eyl

2011

YAVUZ SULTAN SELİM İLE KIRIM HANI MENGLİ GİRAY VE OGLU MUHAMMED GİRAY ARASINDA GEÇEN İKİ KONUŞMA

Dr. Ahmet UGUH 01 Ocak 1970

Kemal Paşa - Zade'nin
Az müddette çok iş itmiş idi
Sayesi olmuş idi alem-gir
Şems-i asr idi asırda şemsin
Zılli memdl1d olur zamanı kasirI
diye, hayatını iki beyitle özetlediği, IX. Osmanlı padişahı Yavuz'u,
bazı tarihciler, kutreti, süratli fetihleri ve derin inancı dolayısiyle, diger Türk (Selçuklu) sultanı Alp Aslan'a benzetirler2• Bazıları da O'nun
kardeşlerinin yerine tahta geçmesiyle, Osmanlı devletinin parçalanmadan kurtulduğunu söylerler3• Bazıları ise Yavuz'un kan dökme hastalı-
ğına müptela olduğunu, aklınca bazı deliller ileri sürerek, söylerler
4
,
Hakkında söylenen iyi veya kötü şeyler bir yana, O, kendine has bir dü-
şünce, inanç, ideal, plan ve programıyla eşsiz bir devlet adamı idi

. Aşağıda vereceğimiz iki örnek konuşma, bunu bize açıkça gösterecek niteliktedir.
Bu konuşmalardan ilki, Yavuz'la Mengli Giray Han'ın oğlu Muhammet Girayarasında geçmektedir: İkinci Bayezit (886/1481-918/
1512)ır son yıllarına doğru memleket işleri, son derece karışmıştı. Amasya valisi olan, oğlu Ahmet ve Saruhan valisi olan, diğer oğlu Korkut,
1 Uzunçarşıh İ.Hakkl, Osmanlı Tarihi, ii, 5.671, Ankara 1964.
2 Turan Osman, Selçuklu Tarihi ve Türk.lslam medeniyeti, 5.147, İstanbul, 1969.
:{ The New Cambridge Modern History, i, 5.410, Cambridge L"niversity Press, 1957.
4 Rahim.>.ade-i Safa"i. Şerh.ı cenghave tarih •• zindegani,,'i Şah Ismail.i Sa/avi, 5.339,
Tahran, 1341 ş.
5 Uğur Ahmet, (Tez), The Reign of Sultan Selim i in the lighı of Selim.name Liıeraıure,
E<!iııburgb, 1973.358 AHMET UGUn
kendi alemlerinde ve babasından sonra padişah olmak için çeşitli yollara başvurmakta idiler. Bunların küçüğü Yavuz Sultan Selim ise, o
vakit Trabzon'da vali idi. Memleketin iç durumunu ve dış tehlikeleri
yakından görüyordu. Şah İsmail (Safavi) ilc sınır çatışmaları devam
ediyordu. Babası Yavuz'un bu hareketini takdir edeceği yerde, Selim'i
Şah İsmail'in genişleme politikasına karşı koymaktan men ediyor ve
"vilayet-i Şarka müteallik olan arazı ve nevahiye dahil olındığına rı-
za-yı hümayı1num yoktur."6 diyordu. Düşmanın çoğalmasını istemiyordu. Selim'e gönderdiği bir emrinde, "etraf-ı vilayette olan a(da ile,
eger Kızılbaş ve eger Gürddür, musalaha ve müdara üzerine ol, teksir-i
a<daya rızamuz yoktur."7 diye O'nu savaştan men ediyordu. Bunlara
tahammül edemiyen Selim, Rumili yakasına geçip memleket için çok
tehlikeli olan durumu babasına anlatmak istedi ve bu niyetle yola çıktı.
Celal-zade Mustafa (Nişaneı)ya göre Selim'in Rumiline geçmesinin
nedeni, Osmanlı ocağında sönmeye yüztutan din-çırasını aydınlatmak
ve İmparatorluğun her yanında, zulüm ehlinin ve sapıkların fena hareketleriyle din-aynasına konan tozları giderip temizlemekti. Bunun
gerçekleşmeside, o taraflarda Tatar Han'ı ilc iyi geçinmeye bağlı idi.
Zorunlu olarak Selim, oğlu Süleyman'ı Kefe'de bırakıp, Mengli Giray
Han ilc buluşmak İçin o tarafa gitti. Han tam bir müslümandı. İnaneı
sağlamdı. Ehl-i Sünnet mezhebinden idi ve veH-meşreb olgun bir zattı.
İkinci Beyazit ilc aralarında kardeşçe bir bağlılık vardı. Mektuplarında
birbirlerine "KARDEŞ" diye hitap ederlerdi.
Selim'in kendi taraflarına geldiğini duyduğunda Çıkıp askerleri
ilc karşıladı. Han, Selime çok ikram gösterdi. Selim'in Trapzon'dan
Kefe'ye, oradanda Han ile görüşmeye gitmesi, kardeşi Ahmet'i teIaşe
düşürdü. Ahmet, Selim'in oradan yardım alarak saltanatı ele geçireçe-
ğinden korkuyordu. Bu fikrini lalası Sinan Paşa'ya açtı. Sonunda Tatar Han'ına bir mektupla durumu bildirdiler ve Selim'e engelolduğu
taktirde, Kefe vilayetini tamamen O'na vereceklerini açıkladılar. Han,
Ahmet'in adamına Selim'in bir müsafir olduğunu, niyetinin henüz belli
olmadığını, eğer Bumili'ne geçmek isterse, bunu engelliyecek gerek şeri
gerekse diğer yönlerden bir engelolmadığını söyledi.
6 Celal-zade, Measir-; Selim Hw, Bİrİtİsh Museum, Add.7848, v.45a.
7 Uğur Ahmet (tez) • .40. Bu konuşma üzerine Han'ın şerre temayüııü, Muhammet Giray adındaki oğlu, Sultan Ahmet'in mektubunu gördüğünde sevinip babasına
dedi ki,
- Sultan Ahmet bize bunca yerler bağışlar. Bunun karşılığı bizde kardeşini tutup O'nu sevindirelim.
Han oğlunun bu fena düşüncesini defetmek için O'na dcr ki,
Oğlum maksad ve muradın kale ve memleket ise, Selim Han
senden esirgemez. O'ndan dahi iste.
Bir gece Selim için verilerı ziyafette, Muhammet Giray Han kalkıp,
- Selim Sultan, atanızın zamanı mı, kalup, Taht-ı Rıım'a padişahlık sizindur. Serir-i devlete cülııs itmek karibdur. OLzamanda senden
bir nesne isterim, kabul eyle dedükte, Selim cevap virüp,
Han-zade, maksııt ve matlııbunuz nedür? didükte,
Kefe vilayetlerini ve içinde bulunan hisarları ve iskeleleri bize
temlik eyle. Eyyam-ı devletünde biz tasarruf idelüm. Didükte, Selim
buyurdular ki,
- Han-zade, biz padişahlaruz. Padişahlarun adet ve kanunlarında ve eskiden süre gelen törenlerinde, vilayet ve memleket bağışlamak
yoktur. Padişahlar, memleket alurlar. Kimseye memleket virmezler.
Mücevher, altun, gümüş, la(l, yakut, her çeşit mücevher, para, eşya,
elbise ve kıymetli her ne istemenüz diri, .olınmaz, virilsün. Tek vilayet
ve memleket murad idinme. Demişler.
Muhammet Giray Han, Selim çadırına gittikten sonra babasına
der ki,
Selim'in sözlerene dikkat ettiniz mi? Ahmet Han iki aylık yoldan bize adamlar gönderip, kaleler verirken, bu bayrağımız altında ve
avucumuzun içinde iken söylediği sözleri işittiniz mi? Bu yaman yavrocağdur. Bize memleket verme dursun, padişah olursa, elimizden topraklarıınızı da alır.
Fırsat kaçırmaz Bu'nu tutarım, dcr ve askerlerini toplamak için
gider. Mengi Giray, bakar ki çare yok. Küçük oğlu Saadat Giray'ı ça-
ğırup,360 AHMET UGUn
_ Oğlum, ben seni Selim Han'a bağışladım. Mülk-i Rum'un saltanatı O'na layiktiı. Babasınun vakti ahir olmuştur. Padişahlık O'nundur. İşte kardeşin meclisten kalkup gitti ki, sabahtan asker ile üzerine
vara. Kasti ve muradı yamandur. Sen hemen Selim Han'a eriş. Bu geee bizim toprağımızdan kalkup, Akkirman taraflarına geçsinIer.
Saadat Giray, gelip durumu Selim' e anlatır ve onlarda hazır gemilerle sabaha kadar Suyu geçerler. Sabahleyin 30 bin kişi ile gelen Muhammet Giray, kimseyi bulamaz ve hayret eder. Böyleee zoraki bir du.
rumda, Rumili'ne geçen Selim, görüşmek için babasına mektup yazar
8

Babası ile görüşmesine fırsat verilmez. Hatta devlet adamlarının
çevirdiği dolaplarla, iki kuvvet arasında harp patlar. Sonunda Selim
babasına karşı gelmektense, geri çekilmeyi kabul eder ve yenilmiş sayı-
larak sancağına geri döner.
İkinci konuşma, Selim ile Kınm Ham, Mengli Giray arasındadır.
Hoca Efendi'ye göre olay şöyle olur: Merhum Bali Paşa şöyle anlatır;
Selim ile babası, Bayezit arasında geçen olaydan sonra, Selim sancaklarına geri dönüyorlardı. Kırım ser-haddine vardıklarında, Han askeri
ile karşılayıp yanaştılar. Han atının başını çekip durdu ve Selim'in kendi ayağına gelmesini istedi. Selim Han'ın bu niyetini anlayıp, O'da atı-
nı durdurdu. Han'ın tekrak yürümesinde, Selim'de yürüdü. Han tekrar ikinei defa durdu. Bunu gören Selim'de hemen atnun dizginini çekip durdurdu. Sonunda Han utanup geldi ve at üzerinde Selim'le tokalaştı. Uzun müddet yanyana gittiler. Sonunda Han Selim'i teselli etti ve şöyle söyledi.
- Yenilmenden ve devlet adamlarının Sultan Ahmet tarafına
meylinden gam çekme. Eger istersen, Tatar askerini size koşayım. Varınız, ezici bir kuvvetle tahta malik olunuz.
Selim kabul etmeyüp, dedi ki,
- Biz, dünya arzusu ve saltanat hevesi için o tarafa varmamıştık.
Atamız ihtiyar olup daimi bir hastalığından dolayı memleket iş-
lerinden rahatsızdır. Bu sebebten işler, vezirlere ve emirlere verilip, din
ve devlet düşmanları her taraftan baş kaldnup, isyancıların usanç verici hareketleri ve düşmanların saldırısı ile devlet iyice karışmıştır. Di.
8 Celül-zade Nişancı. Measir-i Selim Han. British Museum, Add.7848.
ger kardeşlerimiz, naz ve bolluk içinde yaşamağa meyilli olduklarından,
düşmana karşı savunmayı tehlike sayıp, her birisi istirahata çekildik.
lerinden, Hanedan'ı korumak, nam ve namusu himaye etmek için niyet
etmiştik. Niyetimiz o idi ki, hem babamızı ziyaret edelim, hem de bi.
raz asker isteyip isyancıları yok edelim. Fitne çıkaranları yurttan sö-
küp atalım. Devlet adamları izin vermediler. Gayemizin saltanat oldu-
ğunu (Iüşünerek, bizİm atamızla görüşmemjze mani oldular. Taktir olunan ne ise o olur. Asker çekip atamız üzerine yürümek bize yaraşmaz.,
diye cevap verdiler.
Çadırlarma geldikten sonra şöyle konuştular.
- Hau bİ;r.eböyle söylcdi. Biz saltanata geçmeyi arzu etsek bile
Han'ın hedefi olmayı nasıl isteriz? O saltanatm ne tadı olur? Ba husus
ecdadnııızın aldığı memleketlere, sel gibi Tatarları akıtmak ve yağmacı
Tatar ayağıııı memleketimize sokmanın hata olduğu açık değil mi dır?
Sahanat taleb edilse, Allah'm yardımıyla bunsuz bile olur. Tatar yarduııın'! ihtiyaç yoktur.
Han sonra tcktar ziyafet verip, kızmı vermek istemiş, fakat Selim
kabul etmemiştir
9

9 Hoea Efendi, Tae .ıt.TevaTih (zeyli Selim-name) ü, t5t.1280 ll.

Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 35397

ulkucudunya@ulkucudunya.com