S. AHMET ARVASİ’NİN BAZI SÖZLERİ
01 Ocak 1970
Batmayacağına inanarak suya bas, yürür gidersin. Mucize yürüyebilmen değil, inanabilmendir.
Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur.
Bir Doğu Anadolu çocuğu olarak, doğduğum ve büyüdüğüm bölge etrafında döndürülmek istenen hain niyetlere, kahpe tertiplere karşı elbette kayıtsız kalamazdım. Beni yakından tanıyanlar, bütün hayatımı ve çalışmalarımı Türk-İslam Ülküsü'ne vakfettiğimi elbette bilirler.
Biz Müslüman Türk'üz. Bizi, gelecek asırlarda yine biz olarak temsil edebilecek güçlü kadrolara muhtacız.
Kadrolar değişmedikçe, anayasalar, kanunlar, kararnameler ve tüzükler değişse bile bir mana ifade etmez.
Hayretle gördüm ki bu ülkede Türk kelimesinden ürkenler var. Yine hayretle gördüm ki bu ülkede İslam kelimesinden ürkenler var. Ve yine ürpererek gördüm ki, bu ülkede Türk ve İslam kelimelerinin yan yana gelmesinden dehşete kapılan kişi ve çevreler var.
Bugün yeryüzünde iki sömürgeci blok vardır. Bunlardan biri kara renkli "kapitalist" emperyalizm, diğeri ise bütün fraksiyonu ile "kızıl" emperyalizmdir. Birincisi "çok uluslu şirketlerin" paravanasında "az gelişmiş veya gelişmekte olan halklara yardım etmek, özgürlük ve uygarlık götürmek" maskesi altında, ikincisi de "ezilen, sömürülen halklara bağımsızlık, özgürlük ve adalet götürmek" maskesi altında "sınıfsal savaş" sloganı ile "iç savaşlar" çıkarmakta ve "dünya proleterlerinin dayanışması" adı altında işgalini gerçekleştirmektedir.
Ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır.
Çok defa beynelmilelci sloganlara yapışarak vatan çocuklarını kendi öz tarihlerine milli ve mukaddes kültür ve medeniyetlerine, milli ülkülerine yabancılaştırmaya, dinlerine, dillerine, bayrağına ve tarihine düşman etmeye çalışıyorlar.
Tarihine, kültürüne, bayrağına, devletine ve milletine yabancılaşmış nesiller ve kadrolar teşekkül etmişse, bizi biz yapan milli ve mukaddes değerlerimize alenen tecavüz edilebiliyorsa, devletin ve milletin bütünlüğüne yönelen eylemler pervasızlaşmışsa, bunları sadece sosyal değişmelerin tabii sonuçları olarak yorumlamak mümkün değildir; ihanetle, kendini sosyal değişmenin sancıları ile maskeleyemez.
İtikat ve ibadete bid'at katan, İslâmiyet'i kendi dar idraklerine göre tamamlamaya kalkan beyinsizler, kendilerine ne ad verirlerse versinler, asla İslâm'a hizmet etmemektedirler.
Türk milliyetçilerinin çile ve ıstıraba duçar olduğu dönemler Türk milli şuurunun yeni bir zaferini müjdelemektedir. Mustaripler, mağdurlar ve mazlumlar çoğalıp Türk milliyetçilerinin saflarını takviye ettikçe hareketin aşk ve hararet potansiyeli de artmaktadır.
Türküm, Müslümanım ve medeniyim diyen Türk-İslam ülkücülerine, en az 200 yıldan beri ezilen hor görülen vatan çocuklarına devrimbazların neden, niçin ve nasıl düşman edildiğini acaba gösteremeyecek miyiz? "Türküm" derse ilkel olmakla itham edilen, milletin tarihine, kültürüne ülküsüne yabancılaşmayan öğretmen, memur, polis, öğrenci, işçi ve halkın ıstırabı ne zaman bitecek?
Vatanımız ve milletimiz dört bir yandan ayrı renk ve biçimde gelişen kültür emperyalizmine maruz kalmaktadır. Kapitalist ve komünist oyunlara ilaveten Arap ve Fars kültürünün ülkemizdeki tahribatı çok büyük olmaktadır.
Türk Milletinin hayati meselesi, tamamen kendinden olan, kendini çok seven milli tarihine, milli kültürüne gönülden bağlı ve bu değerlere yabancılaşmamış aydın ve milliyetçi kadrolardır. İşte milli eğitim Türk milletine daima bunları vermelidir.
Dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, din ve milliyet gibi iki mukaddes varlığımızı birbirine düşman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor.
İnanıyorum ki hem Türk, hem Müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür.
Türk devletini yıkmak ve Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler yalnız Türklüğe değil, İslâm'a da ihanet etmektedirler.
İslâm dünyasını esir almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi Türk devleti ve Türk milleti olmuştur.
Kesin olarak iman etmişimdir ki Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse, İslâm dünyası da güçlüdür.
Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır.