CAN DOSTUM SEYYİD AHMED ARVÂSİ'NİN ARDINDAN
Alparslan Türkeş 01 Ocak 1970
Ahmed Arvâsi Hocamız ile ilk defa 1966 yılında Balıkesir'deki Belediye Gazinosu'nda yaptığım bir toplantıda tanışmıştım. Kendileri o zaman Balıkesir Öğretmen Okulu'nda öğretmen olarak bulunuyorlardı. Milliyetçi, mukadderatçı, imanlı, muhterem bir memleket evladı olarak bizi desteklediğini ve bize yardımcı olmayı kendisi için bir vazife kabul ettiğini belirtmişti. O gün memleket meseleleri ile ilgili birçok konularda sorular sordu ve bunların açıklamalarını benden istedi. Kendisi ile halkın önünde orada konuştuk ve açıklamalarda bulunduk. Demeçlerimizden ve izahatlarımızdan memnun olduğunu, görüş birliği içerisinde bulunduğumuzu belirtti. Bu tanışmamızdan günümüze kadar yakınlığımız ve dostluğumuz devam etti.
Ben Balıkesir'e gittikçe, kendisi de zaman zaman Ankara'ya veya İstanbul'a geldiğinde sık sık görüşmemiz sürdü. Yayınladığımız gazete ve dergilerimize yazılar yazmak suretiyle davamıza çok faydalı yardımlarda bulundu. Emekli olduktan sonra Milliyetçi Hareket Partisi'ne resmen üye oldu. Partimizin yapılan genel kongresinde genel idare kurulu üyeliğine seçildi. Genel idare kurulu üyemiz olarak 12 Eylül 1980 tarihine kadar Milliyetçi Hareket Partisi üst yönetiminde çok şerefli hizmetlerde bulundu. Bu sıralarda, partimizin fikirleri doğrultusunda yayınlanmakta olan Hergün gazetesinde "Türk-İslam Ülküsü" üzerine yazılar yazdı.
12 Eylül'den sonra Ahmed Arvâsi Hocamızı da partimizin diğer bütün genel idare kurulu üyeleri gibi tutukladılar. Kendisi tutuklandığında kalbinden rahatsızdı fakat yine de tutuklanmıştı. Tutuklu kaldığımız zaman içerisinde hapishanenin genişçe bir yerini evlerimizden getirdiğimiz kilim ve örtülerle mescit haline getirdik. Burada diğer arkadaşlarla beraber beş vakit birlikte kıldık, dua ve sohbetlerde bulunduk. Hapishanede geçirdiği kalp rahatsızlığı dolayısıyla Ankara Mevki Hastahanesi'ne kaldırıldı. O gün daha dün gibi hatırımdadır. Görevliler kendisini hastaneye gitmesi için aşağıya indirdiler. Biz yukarıda kalmıştık. Odamın penceresinden dış kapının açıldığı merdivenleri görebiliyordum. Arvâsi Hocamızı hastaneye götürecek cankurtaran henüz gelmemişti. Ayakta bekleyebilecek hali yoktu. Bitkin bir vaziyette taş merdivenlere oturarak cankurtaranın gelmesini bekledi. Yukarıdan askerlere seslendim. Bir binbaşı çıktı. Kendisine Arvâsi Bey'in rahatsız olduğunu, bir sandalye getirilmesi için emir buyrulmasını rica ettim. Bu ricamdan sonra bir sandalye getirdiler. Daha sonra cankurtaran geldi ve uzaktan birbirimize el sallayarak ayrıldık, vedalaştık. Ahmed Arvâsi Bey hastanede bir süre tedavi tedavi gördükten sonra tahliye oldu. Birçok dergi ve gazetede 1980 sonrasında da Türk-İslam Ülküsü doğrultusundaki ilmî ve fikrî yazılarla karanlıkları aydınlatmaya çalıştı. Kendisi Türkiye gazetesinde de günlük yazılar yazarak kıymetli fikirleri ile memleketimize hizmete devam etti. Dürüst, temiz, ahlaklı, iman sahibi, değerli bir insandı. İslam-Türk ülküsünün önde gelen bir fikir ve aksiyon adamıydı. Vefatı ile büyük bir insanı kaybetmiş olduk. Milletimizin başı sağ olsun.