AHMET HAMDİ AKSEKİ
Ahmet Yapıcı 01 Ocak 1970
Ahmet Hamdi Akseki, 1887 yılında Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Güzelsu (Sülles) nahiyesinde doğar. İlk eğitimini bir cami imamı olan babası Mahmud Efendi'den alır. Köydeki medreseye devam eder ve küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i ezberleyerek hafız olur. 14 yaşlarında iken babası onu Ödemiş'e götürür ve Karamanlı Süleyman Efendi Medresesi'nde tahsil hayatına devam eder. Burada Arapça, Hadis, Tefsir, Akaid, Fıkıh, Farsça gibi dersleri okur. O dönemde her ilim yolcusunun adeti üzere Ahmed Hamdi de İstanbul'a gider.
1905 yılına geldiği İstanbul'da Daru'l-Funun Ulum-ı Aliye-i Diniye Şubesi'nde 3 sene okur ve ardından Daru'l-Hılafeti'l-Aliye Medresesi' ni okur ve buradan mezun olur. Daha sonra Medresetu'l-Mutehassısın'da okur. Bu arada Mehmet Akif Ersoy'dan Arap edebiyatı derslerini de alır. Akademik sınavları vererek 32 yaşında dersiam (üniversite hocası) olur.
Önce Sırat-ı Müstakım ve daha sonra Sebilürreşad dergilerinde yazılar yazmaya başlayan Akseki,Heybeliada Mekteb'inde dersler verdi ve bu arada İstanbul'un farklı camilerinde vaaz ve dersler verdi. Milli Mücadele yıllarında Anadolu'yu dolaşarak verdiği vaaz ve konferanslarla halkı bağımsızlığa ve düşman işgaline karşı durmaya çağırdı.1922 yılında Tedrisat Umum Müdürlüğü'ne tayin olur. Bu görevi sırasında medreselerin müfredat programlarını ıslah etmek için adımlar atar, raporlar hazırlar ve görev süresi içinde Darülhilafe Medreselerinin sayısını 13'ten 38'e çıkarır. 1924 yılında İstanbul Darülfunun İlahiyat Fakültesi bünyesinde hadis hocalığına tayin olunan Ahmed Hamdi Akseki, aynı zamanda Diyanet İşleri'nin ilk başkanı Rıfat Börekçi'nin isteği ile Diyanet İşleri bünyesinde Müşavere heyeti üyeliğine atanır.
Böylece Ahmed Hamdi Akseki için kuruluş yıllarında Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde zorlu ve yorucu bir görev başlamış oldu. Zira bu dönem "dinin millileştirilmesi" projesi kapsamında ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi, Kuran'ın Türkçeleştirilmesi gayret ve tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. Akseki, bu süreçte 1939 yılında Diyanet İşleri Başkan yardımcılığına ve 1947 yılında da o zaman ki başkan Şerafettin Yaltkaya'nın ölümü üzerine Diyanet reisliğine atandı. Dönemin zor şartları karşısında dik duruş sergileyebilen ve kalıcı izler bırakan Ahmed Hamdi Akseki'nin, Diyanet İşleri Reisliği üzerinde baskıların arttığı bir zamanda özellikle Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın meşhur Kuran tefsiri olan "Hak Dini Kuran Dili" ve Sahih-i Buhari'nin tercümesinin bastırılması konusundaki gayreti onun yaptığı en güzel hizmetlerdendir. Ayrıca yazdığı "İslam Dini" isimli eseri Cumhuriyet döneminde önemli hizmet ifa eden bir kitaptır.
"Bir gün Evkaf Umum Müdürü, Ahmed Hamdi Akseki'den; imam ve hatiplerin, hatta köylü, kentli bütün vatandaşların okuyup istifade edebilecekleri, itikad, ibadet ve ahlak konusunda bir kitap yazmasını rica eder. Buna sebep olarak da bu konuda yazılmış pek çok Arapça eser bulunduğunu fakat imam ve hatiplerin çok az kısmının (o da zorlukla) bunları anlayabildiğini, halihazırdaki imam ve hatiplerin ekserisinin bu kitapları anlamadığını, ilerde gelecek olanların da neredeyse tamamının bunları anlayamayacağını, bu boşluğun doldurulması, bu ihtiyacın giderilmesi gerektiğini söyler ve mümkün olursa böyle bir kitabı kendilerinin bastırıp meccanen ücretsiz) imam ve hatiplere dağıtacaklarını da ilave eder. Böylece Ahmed Hamdi, "İslam Dini- İtikad, İbadet, Ahlak' isimli eserini yazmaya başlar.
Böyle yazılmaya başlanan "İslam Dini" kitabı alanında tek olma özelliğini kazanan ve Cumhuriyet tarihinin resmi makamlarca çıkartılmasına müsaade edilen bir kaç kitaptan biridir. Kitap, dinler tarihi ve mezhepler, itikad ve ibadetin yanı sıra İslam Ahlakı'ndan bahseden, İslam'ın ana kaynaklarından yararlanarak hazırlanan değerli bir eser, ciddi bir boşluğu dolduran kıymetli bir hazinedir.
Bir dönem istiklal Mahkemesinde de yargılanan ve suçsuz bulunan Akseki, Şerafettin Yaltkaya'nın başkanlığı zamanında "Namaz kılarken Kuran'ın Türkçe okunması" ısrarına olumlu yaklaşan ve bu konuda fetva veren başkan Şerafettin Yaltkaya'ya rağmen "Kuran'ın ibadette Türkçe okunamayacağını" söylemiş ve hazırladığı raporda bu tür bir uygulamanın doğru ve mümkün olmadığını belirtmiş ve şiddetle bu teklife karşı durmuştur. Onun bu karşı duruşu, hem ilim hem de din adamı kimliğine yakışan ender ve örnek gösterilebilecek bir tavırdır. Bu süreç içinde kendisinin hala görevde kalmasını eleştirenlere "fenalığı önlemek için orada durduğunu" ifade etmiştir.
Akseki, yaşadığı dönem itibarıyla hem saltanat hem meşrutiyet hem de cumhuriyet dönemlerini yaşamış, Osmanlı'nın çöküş sürecini ve Cumhuriyetin kuruluş şartlarını bizzat yaşayarak görmüş bir İslam münevveri ve hizmet adamıdır. Dini ilimlerle akli ilimleri birarada almış olması,Arapça, Farsça ve İngilizce dillerini bilmesi, zeki ve ileri görüşlü olması ve kendini sürekli yenileyebilmesi, dini/ilmi kişiliğini ve temsil ettiği değerleri onurluca savunabilen ve duruşu ile örnek şahsiyetlerden biridir Ahmed Hamdi Akseki.
Müslümanların içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için Kuran ve Hadis'i temel alarak İslami ilimlerin canlandırılması ve taklitten kurtarılmasını savunmuş, İslami kurum ve kuruluşların çağın ışığında yeniden yapılandırılmasını söylemiş ve hurafe ve batıl inançlarla mücadele ederek müslümanların birlik ve kardeşliğini sağlamak gerektiğini dile getirmiştir.
Elliden fazla eseri olan Akseki hocanın büyük bir boşluğu dolduran eseri olan "İslam Dini" adlı kitabı Türkiye'de en çok okunan dini bilgiler kitaplarından olup bugüne kadar 1,5 milyon civarında basıldığı bilinmektedir. Bunun dışında "Ruh ve Beka'yı Ruh, Peygamberimizin Vecizeleri, Mezheplerin Telfiki, Dini Dersler, Askerin Din Kitabı, Yavrularımıza Din Dersleri, Köylüye Din Dersleri, Düşmana Karşı, Yeni Hutbelerim ve Asr Süresinin Tefsiri" gibi kitapları en çok bilinen eserlerindendir.
9 Ocak 1951'de vefat eden Ahmed Hamdi Akseki Hocaefendi, Ankara Cebeci Asrî Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Mekanı cennet olsun.....
Kaynakça:
1-TDV İslam Ansiklopedisi- 2/293 (Akseki,Ahmed Hamdi md)
2-Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi-İsmail Kara-2/269 Kitabevi
3-İlkadım Dergisi-Haziran 2005