« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Şub

2012

ABDÜLKERÎM el-HATTABÎ

01 Ocak 1970

(1882-1963) Kuzey Afrika'da Fransız ve İspanyol işgaline karşı silâhlı mücadeleyi başlatan mücahid, Rif Cumhuriyeti'nin kurucusu ve başkanı (1921-1926). Asıl adı Muhammed b. Abdülkerîm'dir. Fas'ın Rif bölgesindeki Ecdîr şeh¬rinde doğdu. Babası, Uriyagel (Vuryâgel) kabilesinin şeyhiydi. İlk ve orta öğ¬renimi Melîle'de (Melilla), yüksek öğre¬nimini Kayrevan Üniversitesi1 nde yaptı. İspanyolca ve Fransızca öğrendi. İslâmî ilimler yanında Batı kültüründe de ken¬disini yetiştirdi. 1906’da Melîle'de Telegrama del Rif gazetesinde editör ola¬rak çalışmaya başladı. Bir müddet ka¬dılık yaptıktan sonra 1914'te kâdılku-dâtlığa getirildi. İspanya'nın himayesi altında bulunan ülkesinde bağımsızlığı ve halifeliği savunduğu için tutuklana¬rak dîvânıharp'te yargılandı. Bir müd¬det hapis yattı.

Babası I. Dünya Savaşı yıllarında İspanyollar'a karşı mücadele etti. 1920 yılında onun ölümünden sonra kabile¬nin başına geçen Abdülkerîm, Rif böl¬gesinde diğer kabilelerin de katılmasıy¬la bağımsız bir yönetim kurmaya çalış¬tı. Bu amaçla İspanyollar'a karşı cihad açtı. 22 Haziran 1921'de Annoual'da İs¬panyol ordusunu yenilgiye uğratması, onun halk arasındaki nüfuz ve şöhretini arttırdı. Bir süre sonra Rif Cumhuriyeti'ni ilân etti. [395] ve bu devle¬tin başkanı oldu. Bölgede hâkimiyetini güçlendirmek için çeşitli mücadelelere girişti. İslâmî esaslarla çağdaş kurum¬ları bağdaştırmak suretiyle idarî, malî ve hukukî alanlarda ülkesini teşkilât¬landırmaya çalıştı. Kabile temsilcilerin¬den oluşan bir meclis kurdu; meclise karşı sorumlu olacak bakanlar tayin etti.

Rif Cumhuriyeti'nin gücü ve nüfuzu artınca dışarıda tanınması için teşebbüse geçtiyse de başarılı olamadı. Devletin giderek güçlenmesi ve bölgeye hâ¬kim olması, Fransa'nın sömürgesi du-rumundaki Fas Sultanlığı'nı ve İspan-yollar'ın bölgedeki geleceğini tehdit et¬meye başladı. Fransa, Kuzey Afrika'da kendisine karşı gelişecek ayaklanmala¬ra cesaret vermesinden ve onlara des¬tek olmasından korktuğu için Abdülke-rîm'i etkisiz hale getirmeye çalıştı. Rif bölgesinde yaygın olan tarikatların top¬lum yapısında etkileri büyüktü. İslâmî özden saptıkları gerekçesiyle tarikatla¬ra sempati ile bakmayan Abdülkerîm, onlarla açık bir sürtüşmeye girmemek¬le birlikte, halk arasındaki tesirlerini sı¬nırlandırmaya çalışıyordu. Onun bu tav¬rını fırsat bilen Fransızlar tarikat men¬suplarını silâhlandırarak ayaklandırma¬ya çalıştılar. Diğer taraflan İspanya ve Fransa, Abdülkerîm'e karşı girişecekleri savaş hususunda anlaşarak güneyden ve kuzeyden harekete geçip kalabalık ordularıyla onun kuvvetlerini bozguna uğrattılar ve kendisini de esir aldılar. Böylece Rif Cumhuriyeti son bulmuş ol¬du (1926).

Fransa'nın Hint Okyanusu'ndaki Rğu-nion adasına sürgün edilen Abdülkerîm orada yirmi bir yıl kaldı. Nihayet 1947'de Fransa'ya nakline izin verilmesi üzerine bindiği gemi Süveyş Kanalı'ndan geçer¬ken kaçıp Mısır'a sığındı. Burada Habîb Burgiba ve Allâl el-Fâsî gibi Kuzey Afri¬kalı milliyetçi liderlerle birlikte, hayatı boyunca başkanlığını yapacağı Mağrib Kurtuluş Komitesi'ni (Lecnetü tahrîri'l-Mağribi'l-Arabî) kurdu. [396] Hareket tarzı konusunda arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düşen Abdülkerîm, Batlı işgalcilere karşı tedhiş hareketlerini tasvip etmemekle beraber istiklâl dava¬sında tâvize de yanaşmamaktaydı. Ni¬tekim Fas'ın istiklâlini kazanmasından sonra Sultan V. Muhammed'in 1958”de yaptığı vatana dönüş davetini, Kuzey Af¬rika'nın henüz bütünüyle düşman istilâ¬sından kurtulmadığı gerekçesiyle reddet¬ti. 6 Şubat 1963'te Kahire'de vefat etti. Faslılar'ın millî kahramanı olarak ta¬nınan Abdülkerîm, aynı zamanda Kuzey Afrika milliyetçiliğinin öncülerinden ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra Asya ve Af¬rika ülkelerinde Batı sömürgeciliğine karşı gelişen silâhlı kurtuluş hareketle¬rinin de ilk uygulayıcılarından biridir. Rif Savaşı'nda Fransız ve İspanyollar'a karşı verdiği silâhlı mücadele, sömürge altında bulunan diğer milletlere de örnek teşkil etmiştir. [397]

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 30186

ulkucudunya@ulkucudunya.com