Milli Şehit
Aytekin ÇINAR 01 Ocak 1970
Osmanlı devletinin birinci dünya savaşında bir çok cephede savaşa girmesiyle iç güvenliğin yetersizliğinden faydalanarak azınlıklar emperyalistlerin yönlendirmeleriyle bulundukları bölgelerde kargaşa çıkarmaya çalışmışlardır. Bunun en belirgin örneği Orta Anadolu da faaliyet gösteren merkezi Merfizon olan hınçak komitesidir. Komitenin ileri gelenleri Merzifon’daki Amerikan Kolejinin öğretmenleridir. Bunlar Çorum, Burhaniye, Sivas, Tokat ve Amasya’yı dolaşarak Ermenilere telkinlerde bulunmuşlardır. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Ermenilerin katledildiğini ileri sürerek Osmanlı Devletine başkaldırmalarını istemişlerdir.
Maddi açıdan oldukça güçlü olan ve oluşturdukları dayanışma sonucu silahlanan Ermeni Çeteler Anadolu’nun ve Yozgat yöresinin içinde bulunduğu kötü durumdan da faydalanarak soygun ve talan işlerine girişmişlerdir. Bunun sonucu olarak Osmanlı devleti de 14 Mayıs 1915 de üç maddelik tehcir kanununu çıkarmıştır.
Tehcir kanununu dinlemeyen Ermeniler 2 Eylül 1915 de Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine bağlı köyleri ateşe vermişlerdir. Duruma müdahale etmek isteyen Jandarmalara da ateş açmışlardır.
Durum zamanının içişleri bakanına bildirilmiş Bakanlıkta bir telgraf emri ile buradaki Ermenilerin 24 saat içinde bölgeden çıkarılarak yine Osmanlının kendi toprağı olan Suriye istikametine sevk edilmelerini istemiştir. Bu olayların meydana geldiği sırada Boğazlıyan ilçesinin kaymakamı Kemal’dir. Kemal Bey, bu emir üzerine jandarma komutanı ile birlikte verilen emri yerine getirmiştir.
Mondoros Mütakeresi’ni takip eden günlerde gadre uğramış insanlar pozundaki Ermeniler, kendilerini sürgüne tabi tutanların cezalandırılmasını isterler. Sözde suçlu bulunur. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey…
Uyduruk bir mahkemede, bir çok yalancı şahidinde desteğiyle idam kararı verilir. Bu karar baskı altındaki İstanbul Hükümeti ve İslam müftüsü taraflarınca da tasdik edilir.
Boğazlıyan Kaymakamı kemal beyin asılacağını duyan vatanseverler Beyazıd meydanında toplanırlar.
Kemal Bey’e idam sehpasının önünde son sözünün ne olduğu sorulduğunda, söyle der; “….. Asil Türk Milleti; Allah, vatan ve milletimize zeval vermesin. Amin. Borcum var, servetim yok üç çocuğumu, millet uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın Millet…”
10 Nisan 1919 Perşembe günü, akşam üstü Kadıköy Kuşdilli çayırında toprağa verilir. O gün, bugün Türk milleti onu unutmadı. Bağrına bastı.
Bir çok Yozgatlı vatan evladı, çocuklarına Kemal ismini verdi. Dedem de babamın adını onun için Kemal koyduğunu söylerdi. Cennetleri mekan, yerleri efendimizin komşuları olması dileğiyle…
Ne Mutlu Türküm Diyene !