YÜZYILA AĞIT
Oyhan Hasan BILDIRKİ 01 Ocak 1970
AĞIT
Gelenekten emsin diye özsuyunu,
Bir fidan dikmişiz, kökü derinlerde.
Anamızın ak sütü sulamış onu,
Gönül gözlerimizden güneşi almış.
Meyveye durmuş en karanlık günlerde,
En kıraç topraklarda dal budak salmış...
Sevgi yolunda sabırlı, ağırbaşlı;
İnancın doruğunda ulu bir çınar,
İyiye güleç, kötüye çatık kaşlı.
Yeniden doğuşa uzanmış, hergün
Kavruk dillerde büngül-büngül bir pınar;
Çağdaş ve öze dönük, tazecik sürgün.
Derken çiğ rüzgârlarının körüklediği
Yangına, dim-dik ayakta, düşmüş yenik;
Başlayamamış özlemle beklediği:
Umursamazların dilindeki yağmur.
Aksütler çekilmiş, analar gücenik;
Gönül gözlerinde yaşlar, tomur-tomur...
Gültekin SAMANOĞLU
(Hisar, Aralık-1979, Sayı: 265, s.7)
Ölümler insanı sarsıyor.
Bir bakıyorsunuz, dün selâmlaştığınız, iki çift lâf ettiğiniz bir dostunuz, İlahî çağrıya uymuş, bir daha dönmemecesine çekip gitmiş. Bütün dostların gözü yaşlı. Belki de bazılarının yüreğine, kan damlıyor. Sözün özü; ateş, düştüğü yeri yakıyor.
Gültekin Samanoğlu’da (11 Nisan 2003) Hakk’ın rahmetine kavuştu. Hisar okulunun bu güçlü ve güzide şairi, yıllar öncesinden 21. yy’a gönül gözüyle sesleniyor.
Her çağ, kökü derinlerde olan bir fidan. Anamızın ak sütüyle sulanmış, özsuyunu gelenekten emmesi herkesin dileği olmuş. En karanlık günlerde bile umutlarımızı yeşertmek için meyveye durmuş, en kıraç topraklarda da dal budak salmış.
Her çağ, inancın doruğuna yükselmiş ulu bir çınar gibidir. Sevgi yolunun hem sabırlı, hem ağırbaşlı yolcusudur. Yol boyunca karşılaştıklarından iyiye güler yüzlü, kötüye çatık kaşlıdır. Yeniden doğuşlara uzanan, kavruk gönüllerin ateşini gideren, kaynayan bir pınardır. Çağdaş, öze dönük, yeni günlere merhaba diyen tazecik bir delikanlı, henüz baş çıkarmış bir sürgündür.
Derken, bu çiğ rüzgârların körüklediği yangın nereden çıktı? Ah, bu yangın! Çağ onu ayakta karşılasa da, besbelli yenik düşecek. Herkesin özlemle beklediği, umursamazların dilindeki yağmur, ne zaman boşalacak? Gönül gözleriyle durmaksızın ağlayan, sütü çekilmiş, gücenik anaların gözyaşları, daha dinmeyecek mi?
Fidan, umuda yolculuğa çıkmış bir adam. Güzel günlerle dolu bir dünyada yaşamak istiyor. Ancak çiğ rüzârları körükleyen umursamaz adamlar yüzünden, yangınlardan yangınlara koşuyor. Geride gözü yaşlı analar bırakarak...
Umursamadık; başta Türkmen anaları olmak üzere, tekmil Iraklı anacıklar ağladı.
Umursamadık; AB yangını, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de yutmaya hazırlanıyor. Şimdiki AB dönem başkanının deyimiyle; “Enosis tamamlandı.”
Gönül gözüyle görme bahtiyarlığına erişen Samanoğlu’nun da hayıflandığı, alacakaranlık dünyanın üstüne, güler yüzlü güneşler doğmayacak mı? Bütün insanlığa huzur verecek sabahlar, bu kadar uzak mı?
Ben, yakaladığımı açmadım.
Allah aşkına söyler misiniz? Türkiye olarak biz, bu çağın hangi karesindeyiz? Hangi bulanık sularda, ayaklarımızı gizlemenin derdindeyiz?
Açsam ne yazar?
Sebepli-sebepsiz bütün ölümler, insanı sarsıyor.