Böyle başa böyle tıraşşş
Perihan Mağden 01 Ocak 1970
Cuma günkü Hürriyet'te Yalçın Doğan: "Her cinayet, her saldırı, toplumu her geren olaydan sonra, İÇİŞLERİ BAKANI Abdülkadir Aksu kürsüye çıkıyor, aynı anlama gelen ve hiçbiri hiçbir anlam ifade etmeyen beylik sözlerle durumu idare ediyor. İlginç olan yüzündeki ifade, öyle değil elbette, SANKİ GÜLÜYOR GİBİ."
"İçişleri Bakanı olarak Aksu'nun karnesi kırık notlarla dolu.
Üç parti değiştiriyor, ama nedense hep el üstünde, hazret hep DEĞİŞMEZ İçişleri Bakanı," yazıyor. Cuma cuma.
Hrant Dink öldürüldüğünde Muhteşem Düo (Pişkinlikler Şövalyeleri) İstanbul'a ışınlanıp kameraların karşısındaki yerlerini aldıklarında (Çiçek'le Böcek) 'O-HA!' olmuştum. Tiksinmiştim memleketin gidişatından.
301 Çiçek ile Mevcutlu Aksu! Dink öldürülmüş; karşımıza (19 yaşındaki çocuklar çetesinden evvel) bunları çıkartıyorlar 'teminat' olarak.
Aksu'nun mütemadiyen İçişleri Bakanı kaldığı bir ülkede yaşıyor olmanın demokrasi ayıbı dahi başlı başına yeter! Artanlarla da çocuk çeteleri, bıçak tabanca, vurmaca doğramaca.
Medyalamamızın Amiral Gemisi'nin deniz subaylarından biri dahi bu haklı isyanı dile getiriyor.
Sürekli SIRITIYOR Aksu ve ne kadar sırıtsa az. "Ben ne derinnn 1 İçişleri Bakanıyım. İktidarlar devrilir, o gider bu gider; ben mutlaka gelirim. Hiçbi halta yaramam. Ota da, çoka da bulaşmam bakanbakan yuvarlanır giderim. Siz boşunuza yormayın çenenizi," diye DE eminim zevklenip nice zevklenmelerinin yanında, hakikaten Mütemadi Natürel 1 Sırıtış'ı var, habire sergiliyor.
Rahşan Ecevit'ten Bahçeli'ye, memleketimizdeki MÜTHİŞ Misyoner Tehlikesi'ne alakaları çeken aklıevvellerin hepsini de kutlarız! Tehlikeyi uzaklarda aramayalım. Tüm bu şizoid/paranoid tohumculuk çalışmaları eserlerini vereceklerdi, veriyorlar. Pıtrak pıtrak.
Pelitli'deki internet kafelerde, İHLAS Boğazkesen Yetiştirme Yurtları'nda filan memleket işsiz/güçsüz/okulsuz/eğitimsiz/geleceksiz kımıl zararlısı kaynıyor. Bunların tek meşgalesi 'vatan kurtarmak'. Vatan elden gitmesin de, bunların elinden gitsin. Tek gailesi bu okumasız yazmasız beyinlerinin.
Akşam haberlerinde sorgu esnasında nasıl da rahat, nasıl da çocuklar gibi şen olduklarını anlatmaktaydı Fatih Portakal, Malatya'dan, Kanal D'de. E, gazalarının 'mübarek' olduğuna inanıyorlar. Boğaz kesmelerin tümünü camdan atlayan ağbimsilerine yüklemişler, Rahip Santoro'nun katili küçük Ogün'ün annesinin mahkeme çıkışında kameralara haykırdığı gibi, "Allah için yatar" ve çıkınca Malatyalı Katiller Galerisi'ndeki şanlı yerlerini alıverirler. Köşeci filan olurlar ultra dinci nasyonalist gazetelemelerde. Ya da Ağca gibi Hıristiyanşizoid olurlar hapiste. Rüzgâr nereye savurursa artık.
Malatya'dan Trabzon'a her yer bu zavallı çocuklar kaynıyor ve Hükümetimiz (Olacak) Aksu'yu görevden ALMAK gibi asgari demokratik bir jesti DAHİ bizlere çok görüyor. Aman cumhurbaşkanlığı seçimleri var, aman sonra seçimler, aman Askeriye'yle gerilmesin aralar aman aman. Yaman yaman.
Küçük Hesapların Ak Partisi, tamam iktidarda kalmayı 'becerip' yakın çevre sınıflarını nemalandırmaya muvaffak oluyor ve fakat Türkiye çok karanlık sulara girdi, ilerliyor, lanetlenmiş bir şilep gibi seyrediyor bu korkunç sularda.
Hiçbir önemi yok karrrdeşim: Borsa yükseldi perşembe günü, dolar sudan ucuz, Araplar'a İETT arsasını ne biçim pazarlamışız, yurtdışından yağan esrarengiz sıcak paranın haddi hesabı yok.
AK Parti'yi yalnızca bunlar alakadar ediyor. Yalnızca bunlar alakadar ediyor ki, bu denli işe yaramaz, bu denli herkesin (Hürriyet subaylarının dahi) tepkisini toplayan bir Aksu inatla, görmezden, duymazdan gelinerek/aldırışsızca 'görevden' alınmıyor da alınmıyor.
Politikacı birine sordum bir kez Mültefit Kürt Aksu'nun sırrını? Vazgeçilmezliğinin, derinnn devlet adamlığının YANI SIRA (bi şeyler daha olsun, diil mi?) neye dayandığını?
"Çok idarecidir," dedi. "Gelene ağam, gidene paşam; dünya yansa umuru değil, öyle biridir."
Eminiz öyle BİRİ olduğuna.
Süleyman Demirel'in şahikasını yaratıklandırdığı sorunlu zamanlarda ARAZİ OLMA sanatının büyük bir virtüözü olduğundan da eminiz.
Asker, polis, jandarma idare ediyordur mükemmelen 'Bizim Abdülkadir' Modeli.
Ama İçişlerimizi idare edemiyor. Yani karanlık cinayetlerin karanlıkta kalmasını TEMİN ETMEK ise 'idare etmek' (ki, eminim öyledir) 'mükemmel' idare ediyor idaresizliği de-
Artık bu adamın Alis'in Kedisi gibi (Halk arasında: Yorkshire Kedisi) suratından bir an bile kaybolmayan (kendinden memnun/pozisyonundan memnun) sırıtmasıyla mütemadiyen İçişleri Bakanlığı'nı işgal etmesi biraz FAZLA olmuyor mu?
Sayın İNADIM İNAT AK Parti Yetkisizleri?
Asgari bir demokratik nezaketti cumhurbaşkanı adayının açıklanması. Hayır bu germe/oyalama oyunuyla esasında azami derecede sembolik kalması gereken bu makamın önemini köpürtelim. En mühimi: gündemi işgal edelim. Gerelim, gerdirelim, oynayalım, zıplayalım.
Bu esnada kendini 'hakiki' Müslüman farz eden küçük kardeşleriniz İHLAS yurdundan çıkıp korumasız misyonerleri boğazlasınlar.
Aksu sırıtsın. Siz eşelenin.
Bizim kafamızda berberliği öğreniyor olsanız, ona bile razıyım.
Yalnızca salonlarınızı mermerliyorsunuz. O kadar. Rüküş rüküş.