« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Ara

2013

ABDÜLBÂKİ FÂRÛKİ

01 Ocak 1970

Abdülbâkî b. Süleyman b. Ahmed el-Fârûkî (ö. 1278/1861) Edip, şair, tarihçi ve devlet adamı.
1204'te (1790) Musul'da dünyaya geldi. 1203'te (1789) doğduğu da söylenmektedir. Babası tarafından soyu Hz. Ömer'e dayandığından ailesi Ömeriyyûn (Ömerîler) ve Fârûkıyyûn (Fârükiler) lakaplarıyla tanınmış, kendisi de Ömerî, Fârûki nisbelerini kullanmıştır. Bu aile Irak bölgesinde eskiden beri yetiştirdiği pek çok edip ve şairle üne kavuşmuştur.
Tahsil hayatı hakkında bilgi bulunmayan Fârükî küçük yaştan itibaren zekâsı ve kabiliyetiyle dikkati çekmiş, ilk gençlik yıllarından sonra edebiyata merak salarak deneme mahiyetinde şiirler yazmıştır. Eserlerinin çoğunun manzum olduğu dikkate alınırsa şiir ve edebiyata olan düşkünlüğü daha iyi anlaşılır. Henüz yirmi yaşına girmeden Osmanlı Devleti'nin hizmetinde önemli görevler üstlenerek idarî ve siyasî konularda Musul'un temsilcisi olan Fârûkî bu şehre vali tayini konusunda Bağdat'a elçi olarak gönderilmiş, dönemin Bağdat valisi Kölemen Dâ-vud Paşa'ya, Yahya Paşa'nın Musul'a vali tayini hususundaki arzusunu iki veciz beyitle dile getirerek isteğini elde etmiş ve kendisi de bir süre Musul valiliği yapmıştır. Daha sonra Dâvud Paşa ile Osmanlı Devleti'nin arası açılınca Fârûkî Dâvud Paşa ve Memlükler'in Irak'taki hâkimiyetlerine son vermek için amcazadesi Kasım Paşa ile Bağdat'a gitmiş. Kasım Paşa'nın başarısızlığa uğraması üzerine Halep Valisi Ali Rızâ Paşa kuvvetleri muvaffak olmuş, Fârûki de bu tarihten itibaren hayatının sonuna kadar onun yanında vilâyet kethüdası (vali yardımcısı) olarak çalışmıştır.
Devlet hizmeti yanında edebiyatla olan ilgisini de sürdüren, şiir ve edebiyatta geniş bilgi sahibi olduğu belirtilen Fârûki'nin sohbet meclisleri devrin sanatçı ve aydınlarıyla dolup taşardı. Fârûkî. 1278 yılı Cemâziyelevvelinin son ya da Cemâziyelâhirinin ilk günü Bağdat'ta vefat etti ve Abdülkâdir-i Geylânî'nin kabri yanına defnedildi. Seyyid Abdülgaffâr el-Ahres onun için birçok kaside ve ölümü üzerine de bir mersiye yazmış, ölümünü Irak'ın başına gelen bir felâket şeklinde tasvir etmiştir.
Çabuk kavrama ve üstün bir sezgi gücüne sahip olan Fârûki irticalen şiir söyleme kabiliyetinden dolayı "Fevri" mahlasıyla da anılmıştır. Edebiyatı daha çok siyaset için bir araç şeklinde kullanan şair yazdığı din dışı şiirlerinde zamanın devlet adamlarına övgüler, sanat değeri yüksek gazeller, canlı tabiat tasvirleri, eğlence hayatı gibi klasik konuların yanında devrin siyasî olaylarına telmihlerde de bulunmaktadır. Tasavvufî karakterdeki dinî şiirlerinde Hz. Peygamber'e, Hz. Ali'ye ve Ehl-i beyte, İmâm-ı Âzam, Muhyiddin İbnü'l-Arabî. Abdülkâdir-i Geylânî gibi din ve tasavvuf büyüklerine karşı duyduğu sevgiyi dile getirmiştir. Bu konudaki kasidelerinin çoğu âlimler tarafından şerhedilmiştir.

Eserleri.

1- et-Tiryâku'l-Fârûkî fi (miri) münşe âti'1- Fârûki. Geleneksel şiir temalarının yanında zamanın siyasî olaylarına telmihlerde bulunan eser. Osman el-Mevsılî tarafından sonuna müellifin hal tercümesi de eklenerek neşredilmiştir. Kitapta başkalarına ait parçalar da bulunmaktadır.
2- Dîvânü ehilleti'l-efkâr fî meğâni {mecâni)'l-ibtikâr. Dîvân-ü Abdilbâkî el-Fârûkî olarak da bilinen bu kitabın bir önceki eserin aynı olabileceğini söyleyenler de vardır.
3- el-Bâkı-yâtü'ş-şâlihât. Ehl-i beyt hakkındaki kasidelerden oluşan ve Berlin Millî Kütüp-hanesi'nde yazma nüshası bulunan eser 1270'te (1854) yayımlanmıştır.
4- Nüzhetü'd-dehr fi terâcimi fuia-lâ'i'l-'aşr. Kendi dönemindeki ileri gelen kimselerin hayat hikâyelerini ihtiva eder.
5- Nüzhetü'd-dünyâ fî ahbâri {mehâmidi) vezîr Yahya vâli'I-Mevşıl. Musul Valisi Yahya Paşa'nın ilk valilik yıllarında 11822-1826 yaptığı hizmetleri anlatmaktadır.
6- Tahmîsü'l-kaşîdeU'l- hemziyye-ti'1-Bûsîn. Bunların dışında Fârûki'nin çoğu şerhedilmiş bazı kasideleri de vardır.
1- el-Kaşidetü'l-':ayniyye. Hz. Ali hakkında olup Şehâbeddin el-Âlûsî tarafından el-Harîdetü'l-ğaybiyye fî tefsiri'}-Kaşî-deti'l-'ayniyye adıyla şerhedilmiştir.
2- Kaşîdetü'I-Bâzi'l-eşheb. el-Kasîdetü'l -Kadiriyye ve el-Kasîde-tü'1-lâmiyye adlarıyla da anılan ve Abdülkâdir-i Geylânî’nin faziletlerine dair olan bu eseri de Şehâbeddin el-Âlûsî et-Tırâzü'i-müzehheb fî Kasîdeti'l-Bâzi'l-eşheb adıyla 1255'te (1839) şerhetmiştir. Bu kısa fakat kapsamlı şerhte 1200 edebî meseleye temas edilmiştir.
3- el-Kaşîdetü'I-lâ-miyye. el-Kaşîdetu ileti fi hakkı set-ri'I-Kâzımeyn adıyla da anılan ve Musâ b. Ca'fer'in övgüsüne dair olan bu esere Seyyid Kâzım b. Kasım er-Reştî (ö 1259/1843) tarafından Şerhu'l-Kasideti'1-lâmiyye adıyla bir şerh yazılmıştır.
4- el-Kaşîde-tü'1-A'zamiyye. İmâm-ı Âzam Ebû Ha-nîfe hakkındaki kasideye Muhammed Saîd b. Muhammed Emîn el-Bağdâdî'-nin en-Nükeiü'z-zarife calâ Kaşîdeti medhi'1-İmâm Ebî tlanîfe li-'Abdil-bâkî el-'Ömerî adıyla yazdığı şerhin bir nüshası Bağdat'ta Mektebetü'l-evkafta bulunmaktadır.
5- el-Kasîdetü'l-lâmiyye. Hz. Peygamber için yazılan bir diğer kasidedir. Osman er-Rifât el-Mevsılî tarafından tahmîs edilerek et-Tahmîsü'I-'abkari 'aid Lâmiy-yeti'l-^Ömeri adıyla yayımlanmıştır.
6- Fârûki'nin Bağdat Kadısı Eşref Efendi için yazmış olduğu kaside üzerine Dâvûd b. Süleyman el-Bağdâdî bir taştır yapmıştır. Taştîru Kaşîdeti AbdiIbâki el-'Ömerî adındaki eserin bir nüshası Bağdat'ta Mektebetü'l -evkafta kayıtlıdır. Ayrıca bir kasidesi Berlin Millî Kütüphanesi'nde, zamanın İran hükümdarına gönderilen bir mektubu da Mektebetü'l-evkâfta bulunmaktadır.

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 78359

ulkucudunya@ulkucudunya.com