« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Ara

2013

Tespitleri Hâlâ Geçerli Bir İtidal İnsanı: Said Halim Paşa

01 Ocak 1970

Said Halim Paşa, çöküş dönemi Osmanlı aydınlarının en değerlilerindendir. İslamcı devlet, siyaset ve fikir adamıdır. Derin bir İslami kavrayışa sahip olduğu eserlerinde ve şahsiyetinde açıkça görülür.
Kibar, alçak gönüllü, sıcakkanlı, iyi ahlaklı, nazik, dürüst ve şahsiyet sahibi bir insan. Hem musiki ile, hem hat ile, hem devlet yönetimi ile, hem siyasetin felsefesiyle ve içtimai sorunlara fikri düzeyde çözüm bulmakla meşgul bir devlet adamı. Dört dil bilen ama sürgünden kurtulamayan bir vatanperver. Ümmetin güncel sorunları için tekrar dönüp okumamız ve üzerinde çalışmamız gereken bir şahsiyet, hayatının her alanında itidal sahibi biri; Said Halim Paşa.
19 Şubat 1864’de Kahire’de doğar. Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunudur. Babası danıştay üyesi Prens Halim Paşa’dır. Ailesiyle birlikte 1870’te İstanbul’a yerleşir ve ilköğrenimini devrin önemli hocalarından özel dersler alarak gerçekleştirir. Küçük yaşlarında Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce öğrenir. Kardeşi Abbas Halim Paşa ile yükseköğrenim için İsviçre’ye gider. İsviçre’de 5 yıl kalarak siyasi ilimler alanında üniversite öğrenimini tamamlar. İstanbul’a döner dönmez II. Abdülhamit tarafından kendisine sivil paşalık rütbesi verilir. İlk önce Şûra-yı Devlet üyeliğine atanır, başarılarından dolayı çeşitli görevlerden sonra Rumeli Beylerbeyliği rütbesine yükseltilir. Kendisini çekemeyenler tarafından bir takım iftiralara maruz kalır, görevini ikinci plana atarak kendini okumaya, toplumsal ve tarihsel konular üzerinde düşünmeye ve eski eserleri toplamaya verir. Bu, ileride karşılaşacağı sıkıntıların yanında oldukça küçük bir sıkıntı olacaktır. Bu arada kendi hanedanından Prenses Emine ile evlenir ve bu evlilikten iki oğlu olur.
Filozof Rıza’dan Edebiyat Dersleri!
1903’de Jön Türkler ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle İstanbul’dan uzaklaştırılır. İngiliz ve Fransız elçilerinin kendi himayelerinde ülkeyi terk etme tekliflerini reddeder. Kardeşi ile birlikte önce Mısır’a gider, ardından Avrupa’ya giderek Jön Türklerle doğrudan ilişki kurar, onlara maddi ve fikri anlamda destek verir. İttihat ve Terakki’nin Osmanlı’da iktidara gelişiyle birlikte yurda döner, genel müfettişlik ve belediye başkanlığı görevlerinde bulunur. Bazı kaynaklarda aynı dönemde Filozof Rıza’dan özel edebiyat dersleri aldığı geçiyor.
1908’de II. Abdülhamit tarafından Ayan Meclisi üyeliğine getirilir. Bir süre Paris’te İslamcılık tezi üzerinde incelemelerde bulunur. Yurda döndükten kısa bir süre sonra vezirlik ardından sadrazamlık makamına getirilir. Said Halim Paşa Hariciye Nazırlığını da alarak hükümeti kurar, yıl 1913. Edirne’nin geri alınması için olağanüstü bir çaba sarf eder, istememesine rağmen Devlet-i Ali onun döneminde Birinci Dünya Savaşı’na girer. Kısa bir süre sonra İttihat ve Terakki’nin başına geçer. Paşa, sadrazamlığa gelişinin 3. yılında rahatsızlığını ileri sürerek görevden ayrılır. Yalısına çekilerek toplumsal sorunlara fikri zeminde çareler bulmak için çalışacaktır. İttihat ve Terakki’nin çöküşünden sonra ‘Muhafazakaran Fırkası’nı’ kurmaya çalışsa da başarılı olamaz. Cihan Harbinden dolayı Yüce Divan’da yargılanır, en nihayetinde İngilizler tarafından Malta’ya sürülür. Yeniköy’deki yalısı İngilizler tarafından yağmalanarak bütün değerli eşyaları kaybolur, yurda dönme girişimleri başarısız olunca Roma’da bir konak kiralar. Roma’da, 57 yaşında, 1922’de Ermeni bir komitacı tarafından alnından vurularak şehit edilir.
Hattat Devlet Başkanı
Said Halim Paşa, çöküş dönemi Osmanlı aydınlarının en değerlilerindendir. İslamcı devlet, siyaset ve fikir adamıdır. Derin bir İslami kavrayışa sahip olduğu eserlerinde ve şahsiyetinde açıkça görülür. Malta’daki sürgün hayatı dışında yokluk çekmez, çokça okuyan, geniş kültüre sahip bir devlet adamıdır. Yoksullara yardım elini uzatır ve sanat ustalarını hep korumuştur. Kendisi musikişinastır ve iyi ud çalar. Piyano çalmasının yanı sıra tenis ve satranç oynadığı ve hüsn-i hata büyük önem verdiği bilinmektedir.
İttihat ve Terakki’nin içindedir ama içerideki aşırılıkları frenleyen ve özellikle Enver Paşa ile Cemal Paşa’yı barış içinde tutan bir denge ve itidal insanı ihtiyacını giderir. Rahatlıkla söylenebilir ki Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki’nin içinde bulunmasaydı olaylar daha da çığırından çıkardı.
Mütefekkirliği çoğu zaman siyasi kişiliğinden daha belirgin olan biridir. İslamcılık fikir akımının en etkili ve öncü isimlerindendir. Batı medeniyetini ve sosyal hayatını iyi bilen kendi topraklarına da sağlam bağlarla bağlı özgün üretim yapabilen biridir. Paşa’yı şehit eden Ermeni komitacının itiraflarına göre Paşa, İtalyan milli bankasından 2 milyon sterlin borç para alarak M. Kemal’e milli mücadelede kullanması için göndermeye hazırlanıyordu, bunu engellemek için öldürüldü.
Her Toplumun Kendine Has Özellikleri Var
Osmanlı toplumunun kurtuluşunu, ahlaki meziyetlerin ve terbiyenin yeniden ilme, faziletin de bilgiye tercih edilmesiyle gerçekleşeceğini söylüyordu, bu çözüm yolunun bugün de geçerli olduğunu düşünüyorum. Batıya olan hayranlıktan kurtulamadıkça tam bağımsız olunamayacağını düşünür Said Halim Paşa. Onu çağdaşı aydınlardan ayıran önemli bir nokta da batı toplumlarında gerçekleşen modernitenin olduğu gibi bir proje olarak bizim toplumumuzda gerçekleştirilemeyeceğini, batı toplumunun kendine has özellikleri olduğunu, bizim toplumumuzun kendine has özellikleri olduğunu söylemesidir.
Paşa, eserlerini Fransızca olarak kaleme alır ve bilahare Türkçeye tercüme ettirirdi. Hacim itibariyle küçük; siyasi, içtimai ve fikri açıdan derin eserlerdi bunlar. 1910-1921 yılları arasında ilk yedisi İstanbul’da sonuncusu Roma’da olmak üzere ayrı ayrı yayınlanır. Taassub, Meşrutiyyet, Buhran-ı İçtimai’miz, Buhran-ı Fikrimiz, İnhitat-ı İslam Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye, İslamlaşmak, İslam’da Teşkilat-ı Siyasiyye adlarını taşıyan bu eserler daha sonra ‘’Buhranlarımız’’ ismiyle toplu bir şekilde yayımlanır (İz Yayıncılık). 2000 yılında Fransa’da yayımlanan ‘’L’Empire Ottoman Et La Guerre Mondiale - Osmanlı İmparatorluğu ve Harb-i Umumi’’ isimli bir eseri de vardır. Bildiğimiz kadarıyla bunların dışında Paşa’nın yayımlanmış eseri yoktur.
Paşanın neşredilmemiş, 15 tanesi yazma, 14 tanesi zamanında daktilo ettirilmiş vaziyette toplam 29 adet Fransızca ve beş adet de Osmanlıcadan müteşekkil irili ufaklı 34 adet risalesi, yine Paşa’ya ait bazı fotoğraflar ve sair evrakın Mehmet Rüyan Soydan Bey’in kişisel arşivinde bulunduğu bilgisine sahibiz.
İlk Fikrî Çözüm Ondan Geldi
Paşa, Mehmet Akif ve Muhammed İkbal gibi İslamcı çevrelerde ve İslamcı olmayan çevrelerde saygın bir isim. Genellemeler ve indirgemeler üzerinden kurulmuş bir dilin hakim olduğu günümüzde çokça muhtaç olduğumuz bir itidal diline sahip. Hem batıyı hem de kendi gerçekliğimizi iyi tanıyan biri olarak mukayese imkanına sahip. Toplumsal gerçekliği anlamak için ciddi bir zihinsel çaba harcıyor. Bugün ümmetin sorunlarına sahici çözümler üretmek için başvurmamız gereken ilk şahıslardan biri Said Halim Paşa’dır.
Meseleleri salt pratik çıkarımlar ile ele almaz, pratik gereklilikleri de hesaba katan ve bütün birikimini fikri bir temellendirme etrafında oluşturmaya çalışan öncü bir isimdir kendisi. Malta’da sürgünde iken Cemiyet-i Akvam’ın kurulacağı haberi üzerine başta ABD olmak üzere birçok ülkenin devlet başkanına, Ermeni meselesini açıkladığı bir mektup gönderir. Bu mektubun Amerikan Başkanı Wilson üzerinde büyük tesir yaptığı ve Ermenistan’ı kurmak için görevlendirilen General Harbord’ı uyardığı bilinmekte. Yine Malta’da hayatının sonlarına doğru yazdığı İslam’da Teşkilat-ı Siyasiyye adlı eser ulusal düzlemde ne yapmamız gerektiğine dair sunulmuş ilk fikrî çözüm eseri özelliğini taşır.

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 78227

ulkucudunya@ulkucudunya.com