Dershaneler: Cemaat’e yasak, KCK’ya serbest
Emre Uslu 01 Ocak 1970
Erdoğan en başta imam-hatiplerin, garibanların, Anadolu insanının önünü kesecek dershane kapatma işine neden girişti? Velev ki kafasına koydu, Cemaat’i cezalandıracak diyelim. Bunu neden seçimlerden önce, yapıyor?
Kendi partisine 50 kişilik bir oy topluluğunu bile kırmayacaksınız talimatı veren Erdoğan, Gülen Cemaati’ni neden karşısına aldı?
Erdoğan’ı bütün bu irrasyonel siyasi hamleleri yapmaya zorlayan şey ney? En azından dershane kapatma işini neden seçimler sonrasına ertelemeyi düşünmedi de risk aldı?
Tek bir ihtimal var: Hakan Fidan Oslo’da eğitimin yerelleşeceğini belirtti. Ancak eğitim yerelleşse bile PKK’nın bölgede Gülen Cemaati’nin kurumlarıyla yarışma imkânı yok. Bu nedenle PKK’nın savaşı başlatmaması için diyet olarak Gülen Cemaat’i okulları kapatılıyor. Bir anlamda PKK için mıntıka temizliği yapılıyor.
Eğer bölgede PKK için bir mıntıka temizliği yapılmıyorsa şunlar tesadüf olabilir mi:
Abdullah Öcalan 2010 yılında “Yatılı Bölge Okullarında (YBO) kültürel soykırım var. Burada Kürt çocukları ailelerinden koparılıp, kendi kültürlerinden, dillerinden uzaklaştırılmakta, böylece başkalaştırılmaktadır” dedi.
Arkasından YBO’lara saldırılar başladı ve 2013’te Başbakan da tıpkı Öcalan’ın söylediğine benzer bir argüman ileri sürdü “Çocuklar okumak için ailelerinden koparılmamalı” dedi. YBO’ların kapatılması kararı verildi. (Radikal, 22 Mayıs 2013)
Yine Öcalan 2010’da “Gülen Cemaati’nin kurumları bölgede Kürtleri asimile etmek için var” dedi o kurumları hedef gösterdi. Tıpkı YBO’lar gibi Gülen Cemaati’nin kurumları da saldırıya uğradı. Öğretmenleri öldürüldü, araçları yakıldı, okulları bombalandı. O kurumlar da tıpkı YBO’lar gibi devlet tarafından kapatılıyor.
“Bu kadar ‘tesadüf’ ikna edici değil” diyorsanız bir başka “tesadüf” daha anlatayım:
Öcalan’ın okulları ve Gülen Cemaati kurumlarını hedef göstermesiyle paralel, bölgede BDP’li belediyeler Eğitim Destek Evleri (EDEV) açmaya başladılar. Sadece Diyarbakır’da 16 tane EDEV açıldı. Tüm Güneydoğu’da 150’den fazla EDEV faaliyet gösteriyor.
Bu kurumların iki ana fonksiyonu var. Birincisi gençleri eğitip Kürt bilinci vermek. Nitekim bu kurumlarda Kürt Tarihi, Kürt Kültürü, Kürtçe gibi PKK/ Kürt milliyetçiliğini geliştirici eğitimler veriliyor. Sadece eğitimle kalınsa hiçbir sorun yok. Ancak bu kurumlar aynı zamanda dağa adam taşıyan istasyonlardan biri olarak da faaliyet gösteriyor.
Daha ilginci, bu kurumların hukuki statüsü de tartışmalı. Büyükşehir Belediye Yasası’nın 7. maddesine istinaden belediyelerin çıkardığı yönetmelikler çerçevesinde faaliyet gösteriyor bu kurumlar. Örneğin Ağrı’da hukuki statüsü olmadığı için kapatılırken diğer birçok ilde kapatılmadı, göz yumuldu.
Dershane düzenlemesinde özel teşebbüsün önü kesilirken, BDP’li belediyelerin EDEV’leri kapatılmıyor.
O bölgede hukuksuz bir şekilde kendi eğitim sistemini kurmuş, MEB müfredatının da dışında tam anlamıyla paralel eğitim kurumları oluşturulmuş tıkır tıkır işletilirken, AKP hükümeti ses çıkarmıyor.
Eğer dershaneler paralel eğitim verdiği gerekçesiyle kapatılıyorsa, paralel eğitimin feriştahı Güneydoğu’da bizzat devletin göz yummasıyla, hukuksuz bir şekilde, BDP’li belediyelerce, farklı bir müfredatla uygulanıyor. Buna neden ses çıkarmıyorsunuz?
Belediyelerin EDEV’lerde hazırlık kursu vereceğine ilişkin yönetmelikleri var. EDEV’ler için Büyükşehir Belediyesi Yasası üzerinden yönetmelikler çıkarılarak bir hukuki durum yaratılmış. Eğer Milli Eğitim Bakanı, EDEV’ler zaten yasak diyorsa bugüne kadar neden göz yumdunuz?
Bu kurumlara göz yumularak, Kürt milliyetçiliğine, dağa adam taşımaya ses çıkarılmıyor, ama orada dağın önüne set kuran Gülen Cemaati okulları kapatılıyor, ne iş?
Oslo görüşmelerinin kayıtlarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan “Milli Eğitim belediyelere devredilecek” diyor. EDEV projeleri Hakan Fidan’ın sözünü ettiği “Eğitim’in belediyelere devredilmesi” sürecinin bir parçası mı?
KCK dershaneleri açık tutulurken Cemaat dershanelerinin kapatılması girişiminin esas sebebi ne? PKK için mıntıka temizliği mi yapılıyor?