TÜRKİYE’Yİ SARSAN OPERASYON
Hıdır Ala 01 Ocak 1970
Geçen hafta yakın tarihte benzeri görülmemiş bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu başladı. Üç bakan oğlu, üst düzey bürokrat ve ünlü iş adamları gözaltına alındı. İddia edilen rüşvet ve kara para trafiğinde geçen paraların miktarı ise dudak uçuklatacak seviyede.
Bugüne kadar sayısız ve birbirinden çarpıcı polisiye operasyonlara sahne olan Türkiye yine şoke edici bir skandallar akımına girdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen hafta, yakın tarihte benzeri görülmemiş bir rüşvet, yolsuzluk ve kara para operasyonuna imza attı. Operasyon kapsamında İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 17 Aralık sabahı İstanbul ve Ankara’da birçok adrese baskın yaparak 89 kişiyi gözaltına aldı. Soruşturmayı önemli kılan rüşvet ve yolsuzluk iddiasına konu olan paraların miktarı kadar üç bakan çocuğu, bir belediye başkanı ile ünlü bürokrat ve iş adamlarının gözaltına alınmasıydı: İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu B. Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu S. K. Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu A. O. Bayraktar, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, iş adamları Ali Ağaoğlu ve İran asıllı Rıza Sarraf (Reza Zerrab, sonradan Türk vatandaşı oldu). 2 yıllık teknik ve fiziki takip sonucu elde edilen deliller kapsamında gözaltına alınan isimler, kara para aklama, altın kaçakçılığı, kamu görevlilerine rüşvet vermek, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet etmekle suçlanıyor. Operasyonlarda rüşvet parası olduğu iddia edilen 17,5 milyon TL ele geçirildi.
Türkiye’yi sarsan, dünyada da geniş yankı bulan operasyon üç ayrı soruşturmadan oluşuyor. İlk soruşturma Rıza Sarraf’ın altın kaçakçılığı, sahte belge ve hayalî ihracat yöntemleri ile kara para transferini ve rüşvetle gerçekleştirdiği iddia edilen faaliyetlerini kapsıyor. Buna göre, Sarraf, ilkin 2008’de Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) hazırladığı raporda şüpheli sıfatıyla yer aldı. Geçen yıl da Sarraf liderliğindeki bir suç örgütünün faaliyetleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma konusu yapıldı. İddialara göre, Sarraf kara para transferi işlerini rahat yürütebilmek için bakan ve üst düzey bürokratlara rüşvet verdi. Bakan çocukları K. Çağlayan ve B. Güler bu rüşvet trafiğinde etkin rol oynadı. Sarraf kendisine koruma tahsis ettirmek ve bazı örgüt üyelerine Türk vatandaşlığı kazandırmak için de rüşvet dağıttı. Sarraf’ın teknik takibe takılan rüşvet trafiğinde dağıttığı para toplam 137 milyon lirayı buluyor. 2009-2012 arasındaki kara para transferinin miktarı ise dudak uçuklatacak cinsten: 87 milyar avro. Sarraf, İran’a gerçekleştirdiği yüksek miktarlı usulsüz havale işlemlerini Halkbank üzerinden yapıyordu. Bu işlemler sonucunda Halkbank zarara uğradı, uluslararası bankacılık sisteminde riske atıldı ve devlet vergi kaybetti.
Soruşturmanın ikinci ayağını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev sahasındaki Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve inşaat sektöründeki rüşvet, haksız kazanç, imar usulsüzlükleri ve rant yolsuzlukları oluşturuyor. İddialara göre, belediyelerin vatandaş başvurularında imara açmadığı birçok arazi bu amaçla çalışan suç örgütü tarafından bakanlık uhdesine alınarak imara açıldı ve büyük şirketlere peşkeş çekildi. Belediyeler tarafından onaylanmayan imar planları bakanlık bünyesine alınmak suretiyle ‘proje alanı’ veya ‘kentsel tasarım projesi’ ilan ettirildi. Usulsüz imar izinleri karşılığında inşaat firmalarının gönderdiği rüşvet paraları teknik ve fiziki takibe takıldı. Bakan oğlu O. Bayraktar bu usulsüz işlemlerin halledilmesinde öncülük yaptı. Gözaltına alınanlar arasında soruşturma konusu arazilerle ilgili büyük 4 inşaat firmasının sahibi ve yöneticileri var.
Üçüncü soruşturma Fatih Belediyesi’ndeki usulsüzlüklerle ilgili. Belediye, tarihî yapıların bulunduğu arazilerle doğal sit alanlarını rüşvet karşılığı ve kanuna aykırı şekilde imara açıyordu. Gözaltına alınan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in, sit alanındaki arsaların imara açılması ve inşaat ruhsatı verilmesi karşılığında 1,5 milyon dolar rüşvet istediği kayıtlara girdi. Başkanla ilgili başka iddia Marmaray güzergâhındaki usulsüz işlemlerle ilgili. Japon mühendislerin verdiği rapor Marmaray Hattı’nın 50 metre çevresine inşaat izni verilmesini yasaklıyor. Oysa proje güzergâhı üzerindeki bir araziye otel yapılması için rüşvet karşılığında inşaat izni talimatı verildi.
İŞTE ÇARPICI İDDİALAR
Soruşturma devam ederken, kamuoyuna operasyonla ilgili çok çarpıcı iddialar yansıdı. Rüşvet, kara para aklama ve arazi yolsuzluğu gibi işlere bakan çocuklarının da karıştığı ifade edilmişti. Sonradan ortaya çıkan bilgiler bakanların çocuklarının yaptığı işlerden haberdar olduğu iddialarını güçlendiriyor. İşte o iddialardan bazı ayrıntılar:
MÜDÜR İHRACI İÇİN 3 MİLYON DOLAR: Rüşvet ve yolsuzluk soruşturması Rıza Sarraf liderliğindeki suç örgütünün İçişleri Bakanı Muammer Güler ve oğlu B. Güler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkardı. Sarraf, İran vatandaşıydı ve bu ülkeye uygulanan ambargo sebebiyle uluslararası bankacılık işlemlerinde sıkıntı yaşıyordu. Bunu aşmak için Türk vatandaşlığına geçmek istedi. Bakan’ın yardımı ve Bakanlar Kurulu’nun istisnai kararıyla 1 milyon dolar karşılığında Türk vatandaşlığı aldı. Ayrıca 4 yakınına daha 1’er milyon dolar karşılığında Türk vatandaşlığı verildi. Çin’de hayalî işlemlerinde kullandığı paravan firmaların bankalar nezdinde yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için de bizzat İçişleri Bakanı olarak ‘Referans Mektubu’ yazdı.
Takip edildiğinden şüphelenen Sarraf, Güler’den hakkında soruşturma olup olmadığını araştırmasını istedi. Güler de Sarraf hakkında yürütülen soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek bilgi verdi. Trafik uygulamalarında durdurulmaması için Sarraf’a 1,5 milyon dolarlık rüşvet karşılığında koruma polisi tahsis edildi. Yine soruşturmada Sarraf’ın yasa dışı faaliyetlerini MASAK’a ihbar eden Emniyet Müdürü Orhan İnce, 400 bin dolar karşılığında İstanbul’dan sürüldü. Güler’in ayrıca, söz konusu müdürün meslekten ihraç edilmesi için 3 milyon dolar karşılığında Sarraf’la rüşvet anlaşması yaptığı öne sürülüyor.
Bakan Güler’in oğluna teslim edilen rüşvet miktarının 20 milyon TL’yi geçtiği belirtiliyor. B. Güler’in evinde yapılan aramalarda 7 para kasası bulundu. Kasalardan çıkan çok miktarda döviz ve Türk Lirası’na el kondu.
BAKANA GİDEN RÜŞVET BELGELENMİŞ: Teknik ve fiziki takipte Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğluna toplam 32 milyon avro, 6,7 milyon dolar, 3,4 milyon lira ve 300 bin İsviçre Frangı ödeme yapıldığı tespit edildi. İddiaya göre, Rıza Sarraf liderliğindeki suç örgütü ‘Abi, Büyük Abi’ diye hitap ettiği Çağlayan’ı rüşvet karşılığı bazı işlerinde kullandı. Çağlayan, yurtdışından gelen paraların altın ihracatı olarak yine dışarı çıkarılması karşılığında rüşvet alarak banka komisyonunu düşürdü. Bu usulsüz işlem sebebiyle kamu bankası olan Halkbank, 150 milyon dolar zarara uğratıldı. Çağlayan, sahte evraklarla yapılan hayalî transit gıda ve ilaç ticareti ile petrol ve doğalgaz ödemeleri kapsamında suç örgütünün eylemlerine göz yumuldu. Gana’dan getirilen 1,5 ton altınla ilgili adli ve idari işlemlerin yapılmasını engellemek için bürokratlara talimat verildi, altınların Dubai’ye gönderilmesini sağlandı.
Örgütün mali hareketlerini kayıt altına aldığı listede Çağlayan’a yapılan ödemeler yer alıyordu. Çağlayan, listeyi gördükten sonra kendisi hakkında CAG diye kayıt tutulmasına tepki gösterdi. Halkbank Genel Müdürü Süleyman Arslan’a verilen rüşvetler de Çağlayan’ın adıyla birlikte kaydedilmişti.
Sarraf tarafından Çağlayan’a İran’ın parasını altın ihracatıyla döndürme işlemlerinde gelen paranın yüzde 0,5’i, sahte evraklarla yapılan transit gıda-ilaç ticareti işlemlerinden gelen paranın da yüzde 0,4’ü rüşvet verildi.
Çağlayan, Meclis’te suç örgütünün faaliyetlerini savunması karşılığında da Sarraf’tan yüklü miktarda para aldı. Sarraf, 3 Temmuz 2012 tarihinde TBMM’de, İran’a yapılan altın ihracı konusunda verilen soru önergelerini cevaplayan Çağlayan’a 6 seferde toplam 8 milyon avro gönderdi. Soru önergesinin hemen akabinde de 5 milyon avro yolladı. Rüşvetin ortaya çıkmaması için çete ile Çağlayan’ın oğlu arasında özel kırmızı hat telefon sistemi kuruldu.
ÇİKOLATA VE AYAKKABI KUTUSUYLA: Rıza Sarraf’ın bürokratik işlemlerine, babasının İtalyan vizesi ve oturma izinlerine Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın aracılık ettiği öne sürülüyor. Buna göre, Bağış suç örgütü elemanı 5 kişinin Türk vatandaşlığına alınması için kulis yaptı. Ayrıca Sarraf’ın yürüttüğü otel projesi ile ilgili yardımcı oldu. Bu yardımlar karşılığında Sarraf’ın, Bağış’a üç parti hâlinde ilki ayakkabı kutusunda, ikincisi takım elbise içinde, üçüncüsü çikolata kutusunda toplam 1,5 milyon dolar rüşvet verdiği ileri sürüldü.
Sarraf’ın hazırladığı gümüş tabaklı çikolata kutusu 10 Ekim 2013 tarihinde örgüt kuryesi tarafından Bağış’ın ikametgâhına götürüldü; ama Bağış evde yoktu. Bu sırada Sarraf ile görüşen Bağış, kutunun evdeki hizmetli Marina’ya bırakılmasını söyledi. Bağış İstanbul’a dönünce Sarraf’ı arayarak teşekkür etti.
Sarraf’ın Bağış’a yaptığı ikinci ödeme babasına İtalyan vizesi alınması olayında gerçekleşti. Sarraf, yardımcısına Vakko’dan takım elbise almasını ve içine 500 bin dolar koyarak verdiği adrese iletmesini istedi. Kuryenin teslimatından sonra Sarraf’ı arayan Bağış, “Çok teşekkür ediyorum. Çok zevklisin, kravatın tasarımını çok beğendim.” dedi.
19 Nisan 2013’te de Bakan Bağış’a yapılan rüşvet ödemesi görüntülendi. Sarraf’ın talimatıyla hazırlanan 500 bin dolar kurye ile Ortaköy’e gönderildi. Sarraf’ın şoförü, kuryenin çantasından ayakkabı kutusunu alarak Sarraf’ın bulunduğu araca yöneldi. Sarraf’ın bir sonraki durağı ise AB Bakanlığı İstanbul Ofisi oldu. Ziyaret sonrasında Sarraf, adamı Abdullah Happani’yle “Dolar koydun değil mi, paket çok ağır geldi, avro koymuşsundur diye içim gitti, az kalsın paket makamın ortasında yırtılıp düşecekti.” şeklinde görüşme yaptı.
BELEDİYEDEN RED, BAKANLIKTAN ONAY: Operasyonun TOKİ ve inşaat sektörünü ilgilendiren ayağında Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar ve oğlu A.O.ya ciddi suçlamalar yöneltiliyor. İddiaya göre, müteahhitlerin devletten ucuza aldığı araziler bakanlıkça imara açıldı, emsal değerleri yükseltilerek fahiş paralar elde edildi. TOKİ’nin ihalelerini kazanan bazı inşaat şirketlerinin projelerindeki usulsüzlüklere göz yumuldu. Belediyelerin onaylamadığı imar planları bakanlıkta onaylandı. Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulları’na gelen plan tadilatı dosyalarına müdahale edildi. Kurullarda görevli komisyon üyeleri baskı veya rüşvetle yönlendirildi.
Ağaoğlu Şirketler Grubu’na ait ‘Bakırköy 46’ projesinin yapılacağı arazi ile Taşyapı İnşaat tarafından Şişli’deki Bulgar Vakfı arazisi ‘Özel Proje Alanı’ ilan ettirilerek kişiye özel imtiyazlı imar planları onaylandı. Ayrıca imar planlarına aykırı yapılan ‘Ağaoğlu Maslak 1453’ ve ‘Zorlu Center’ projelerindeki usulsüzlüklere göz yumuldu.
Gözaltına alınan kamu görevlileri, Çevre Bakanlığı, TOKİ ve Emlak Konut GYO ile ticari ve resmî işlemleri olan inşaat şirketlerine, enerji ve yemek işlerini A. O. Bayraktar’ın gayriresmî ortağı olduğu DAF Enerji ve Pınar Yemek şirketlerine vermesi için baskı yaptı.
AYAKKABI KUTUSUNDA 4,5 MİLYON DOLAR: Bir başka rüşvet iddiası Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’la ilgili. Rıza Sarraf’ın kuryesi Ahmet Murat Öziş, içi para dolu ayakkabı kutusunu Genel Müdür Aslan’ın evine götürürken görüntülendi. Görüntülerde Öziş, bir taksiyle Ümraniye’de oturan Aslan’ın evine gidiyor. O sırada trafik polisleri aracı durduruyor. Arama yapan polisler ayakkabı kutusundaki parayla karşılaşıyor. Öziş paranın kendisine ait olduğunu söyleyince polis işlem yapmadan gitmesine izin veriyor. Öziş, daha sonra Aslan’ın Ümraniye’deki evine gidiyor. 17 Aralık’taki operasyonda Aslan’ın evinde yapılan aramada ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar bulundu.
YASAK ALANA RÜŞVETLE OTEL İZNİ: Akmercanlar İnşaat’ın sahibi Gazi Akmercan, Marmaray Sirkeci İstasyonu üzerindeki Fatih Hoca Paşa Mahallesi 4’üncü ada 1’inci parselde 3 kat yer altına inilmesi, üstte de 4 kat inşa edilmesi için 2012’de Fatih Belediyesi’ne başvurdu. İnşaatın başlamasıyla kazının Marmaray’a 50 metre yaklaşacağı ve sarsıntıdan tünelin zarar göreceğini belirten Japon mühendislerin görüşüne rağmen, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, inşaat ruhsatını rüşvet karşılığı onayladı. Demir’in ayrıca 1’inci derece tarihî eser niteliğindeki bölgenin 2’nci dereceye düşürülmesi karşılığında 1,5 milyon dolar aldığı ileri sürülüyor.
ADIM ADIM KARA PARA TRAFİĞİ: Türkiye’de kurulan 3 hayalî şirketi incelemeye alan Maliye Bakanlığı müfettişleri, İran’dan yüklü miktarda para transferi yapıldığını tespit ediyor. A.M. isimli ihbarcının Maliye Bakanlığı müfettişlerine sunduğu belge ve ifadelerinde, Türkiye’de kurulan tabela şirketlerine ait banka hesaplarına, İran devletinin yüzde 40 hissesinin bulunduğu İran Mellat Bank üzerinden, 2009-2012 arasında 87 milyar avro kara para transferi yapıldığı iddia ediliyor. Adem Gelgeç, Vidadi Badalov gibi isimler tarafından kurulan şirketlerin banka hesaplarını inceleyen müfettişler olayla ilgili özel bir komisyon kuruyor. İstihbarat birimlerinin de yaptığı ek çalışmada 11 ayrı şirketin bu yollarla İran’dan kara para transferi gerçekleştirdiği belirlendi. Şirket ortaklarından Gelgeç, Maliye Bakanlığı’na verdiği ifadesinde para transferlerinin İran ağırlıklı olarak yapıldığını ve şirketlerin bu amaçla kurulduğunu belirtti. Hayalî ihracatla ilgili bu şirketlerin Rıza Sarraf tarafından kurdurulup yönlendirildiği tespit edildi.
________________________________________
8 TUTUKLAMA AĞAOĞLU SERBEST
Mahkeme, gözaltına alınan zanlılardan 8 kişiyi ‘anlaşmak suretiyle rüşvet almak ve vermek’ suçundan tutukladı. Cuma gecesine kadar tutuklanan isimler şunlar: Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir, Kader Demir, Mustafa Bayhan, Yene Çavdar, Selim Velioğlu, Ümit İsa Döğer, İmren Özbey ve Hasan Yılmaz. Üç bakan oğlu ve 46 kişi hakkında tutuklama talep edildi. İş adamı Ali Ağaoğlu ve bakan oğlu O. Bayraktar ile birlikte bazı isimler savcılıktaki sorgulamadan sonra serbest bırakıldı. Haklarında da adli kontrol istendi. Taşyapı Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı ise emniyetteki sorgusunun ardından serbest bırakıldı.
________________________________________
ÜNLÜ İSİMLER GÖZALTINA ALINDI
İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Çevre Bakanı Danışmanı Sadık Soylu, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, iş adamı Ali Ağaoğlu, İran asıllı iş adamı Rıza Sarraf, Emlak Konut Genel Müdürü Murat Kurum, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın özel kalem müdürleri Mustafa Behçet Kaynar ve Onur Kaya, İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Yener Çavdar (Beyoğlu, Eyüp, Kâğıthane ve Şişli’den sorumlu), 2 Numaralı Yenileme Alanı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Raşit Şentürk (Süleymaniye dışında Fatih ilçesindeki tüm yenileme alanları, Tuzla ve Zeytinburnu yenileme alanlarından sorumlu), İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Günseli Aybay (Fatih ve Zeytinburnu’ndan sorumlu), 5 Numaralı Koruma Kurulu Üyesi aynı zamanda TOKİ çalışanı Yavuz Çelik, eski Rölöve Müdürü Mimar Hüseyin Başçetin, Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı, Yorum İnşaat’ın sahibi Osman Ağca.
________________________________________
İKİ İMZA ŞARTI YARGIYA MÜDAHALE
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda Memur Suçları Soruşturma Bürosu’ndaki dosya Savcı Mehmet Yüzgeç, Kaçakçılık ve Narkotik Bürosu’ndaki iki dosya da Savcı Celal Kara tarafından yürütülüyordu. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, ilginç bir adım attı. Şüphelilerin ve dosyaların çokluğunu gerekçe gösteren Çolakkadı, iki savcı (Ekrem Aydıner ve Mustafa Erol) daha atadı. Aydıner ve Erol soruşturmanın 3 dosyasıyla da ilgilenecek. Ancak Çolakkadı, soruşturma savcılarına dikkat çekici bir yazı iletti. Yazıda “Hukuki ihtilaf hâlinde görevli 3 cumhuriyet savcısından ikisinin imzasıyla işlem yapılacaktır.” deniyor. Bu talimata hukuk çevrelerinden tepki geldi. Uzmanlar, uygulamanın hukuka müdahale anlamına geleceğini belirtti.
________________________________________
4 BAKAN İÇİN FEZLEKE TALEBİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına adı karışan 4 bakan hakkında dokunulmazlığın kaldırılması için fezleke hazırlanmasını istedi. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB Bakanı Egemen Bağış ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden Adalet Bakanlığı’na bilgi notu gönderildi. Dokunulmazlığın kaldırılmasının talep edildiği notta, bakanlar hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarına yer verildi. Anayasa’nın 100. maddesine göre başbakan ve bakanlar hakkında soruşturma açılabilmesi için Meclis’in üye tam sayısının en az 10’da birinin oyu gerekiyor. Meclis’teki partilerin, gücü oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır.