Mevcut durum sürdürülebilir mi?
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Bunların hesabı Tayyip’ten sorulur!.. / Mehmet Türker
Türkiye’deki ağır atmosfer böyle sürüp gider mi?
Gitmez!
Ama bazı çevreler seçimlerden sonra bu atmosferin ağırlığının daha da artacağını, hatta havanın kurşun gibi olacağını öngörüyorlar.
Bu mümkün mü?
İktidar mensuplarına göre, bugün kriminalize ettikleri, düşmanlaştırıp ötekileştirdikleri kitleler ile seçim sonrasında bir hesaplaşmaya gireceklerini söylüyorlar ve ekliyorlar: “Tabii hukuk çerçevesinde yapacağız bunu...”
Güler misin ağlar mısın?
Şimdi...
Şu çok net. Eğer Türkiye’yi bu derece germeye, insanları, kitleleri ötekileştirmeye, hukuku ters yüz edip, kişisel menfaatler uğruna yasalar çıkarmaya, hakkınızda ortaya atılan iddiaların üstünü örtmeye, yargıdan suçlu kaçırmaya devam ederseniz...
Bu durumun daha da ağırlaştırılmış biçiminin örneği olarak dünyada İran var, Kuzey Kore var.
Yani şunu söylüyorum:
Eğer Türkiye’yi Kuzey Kore’ye, İran’a benzetecekseniz, benzetebilirseniz bu söylediklerinizin sürdürülebilir olabileceğini söyleyebilirim.
Değilse, seçimde ne kadar oy alırsanız alın, bu çirkinlik sürdürülemez.
Türkiye gibi ülkelerin evet demokrasisi mükemmel değildir ama mevcut durumdan ne kadar geriye ne kadar ileriye gidebileceği de üç aşağı beş yukarı bellidir.
Ne kadar zorlarsanız zorlayın, bu limitleri aşamazsınız. Ama yine de aşmaya kalkarsanız koparırsınız!
Corruption’un Türkçe anlamı hakkında...
17 Aralık Operasyonu ile ortaya çıkan duruma Batılılar “corruption” diyor. Daha çok siyasi anlamda kullanılıyor ve iktidardakilerin içine düştükleri ahlaksızlığın boyutlarını ifade ediyor.
Türkçe’de bunu bütünüyle karşılayan bir ifade yok. Ama bizde bu kelimenin ifade ettiği her şey her iktidar döneminde fazlasıyla yaşanıyor.
Belki de millet olarak bu durumu fazlasıyla içselleştirdiğimiz için, bir tür hayat tarzı haline gelmiş ol-duğu için olmalı ifade etmek için bir kelimeye gerek duyulmamış.
Başka kelimelerimiz var corruption’a karşılık. Ancak bu kelimeleri beraber, peş peşe aynı cümle içinde kullanırsak anlatabiliyoruz olup biteni.
İşte Türkçe’de bugün yaşadığımız durumlar için corruption’a karşılık kullanılan kelimeler:
-Suistimal
-Bozulma
-İrtikap
-Yolsuzluk
-Rüşvet yeme
-Bozma
-Çürüme
-Fesat
-Rüşvetçilik
-Namussuzluk
-Ahlaksızlık
-Rüşvet yiyicilik
-Yozlaştırma
-Kötüleştirme
-Bozulma
-Zayıflama
-Çökme, çökertme...
“Liderini dinleyen kalabalıklar” konulu photoshop çalışması...
Hep merak ederim. Bir teknolojiyi, bir cihazı geliştiren kişiler yaptıkları işin bir kısım insanlar tara-fından kötüye kullanıldığına şahit olduklarında ne düşünüyorlar acaba?
Hadi, atom bombasını, kalaşnikof silahı ya da herhangi bir kitle imha silahını geliştiren kişileri geçe-lim. Onların niyeti belli.
Fakat iyiye de kötüye de kullanıma çok elverişli olan, insan vicdan ve ahlakının hizmetine sunulan teknolojileri üretenler...
Mesela şu bilgisayar teknolojisini geliştirenler
“Ben bu işi işte tam da bu iş için yapmıştım” ya da “böyle kötüye kullanılacağını bilseydim asla gir-mezdim bu işe” mi diyorlardır?
Beni bu düşüncelere sevk eden şey AK Parti’nin birkaç gün önce yapılan Balıkesir mitingi için med-yaya servis edilen “Liderini dinleyen kalabalıklar” konulu photoshop çalışmasıdır.
Daha önce başkaları da liderlerini izlemeye gelenlerin sayısını photoshop ile çoğaltarak, cut-paste yaparak göstermeye çalıştı. Ama bu onlara bir fayda sağlamadı!
Bu çalışmanın adı net sahtekarlıktır. Bir nevi corruption yani.
Ama gerçekten çok kötü bir photoshop çalışmasıydı, AK Parti’nin Balıkesir mitingi için AKP web sitesine konulan photoshop’lu liderini dinleyen kalabalıklar fotoğrafı.
Bunu yapanlar, Karşı Gazetesi’nde yer aldığı gibi yaptıktan sonra “Bu photoshop çok harika dostum” diye bağırmışlar mıdır bilemem ama Ajda Pekkan bile bu yaşına geldi, estetik yaptırıyor ama hâlâ photoshop yaptırmıyor.
Kabul edin, AK Parti’nin yaptığı diğer işlerle kıyaslandığında çok kötü bir photoshop işçiliği söz ko-nusu...
Miting yapılan meydanın yanındaki stadyumu yok ederken stadyumun ışık direklerinden birini ora-da unutmamalıydınız mesela.
Bir de açtığınız o boşluğa yapıştırdığınız kalabalıktaki insanlar ile gerçekten orada olan insanlar ade-ta birbirinden kesin bir çizgi ile ayrılmış gibi duruyor. Sahtekarlık çok fazla belli olmuş.
Beyler, daha dikkatli olmalısınız. Sahtekarlık da yapıyor olsanız, işinizi iyi yapmalısınız!