« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Mar

2014

‘Twitter mwitter, Bakara makara’

Sevgi Akarçeşme 01 Ocak 1970

Hükümetin, daha doğrusu tek adam yönetimi olduğu için rahatlıkla Başbakan’ın diyebiliriz, Başbakan’ın mantıkla değil korku ve panikle hareket ettiğini fark etmemek mümkün değildi.

Cuma gece yarısından itibaren hayata geçirilen Twitter yasağı ile ülke artık tam bir ‘açık hapishane’ hükmünde. Bunca badire atlatan bir ülkenin vatandaşı olarak gelecek adına bu kadar endişelendiğim bir an daha hatırlamıyorum. Türkiye artık Kuzey Kore ve Çin’le birlikte Twitter’ı yasaklayan ülkeler listesinde. Yasak bu yazının yazıldığı an bile kalksa bu kötü sicil sadece hükümetin değil, tüm Türkiye’nin hanesine yazılmıştır. 21 Mart 2014 Türkiye demokrasisi için kara bir gündür ve iktidarın her türlü hukuksuzluğu yapabileceğinin bir göstergesidir.

Utanç verici Twitter yasağı yürürlüğe girdikten itibaren teknolojiden hiç anlamayan insanlar bile Twitter’a ulaşmak için alternatif yollar buldu, yasak pratikte etkisiz hale geldi. Hatta Cumhurbaşkanı’nın bile yasağı delip tweet yazdığı bir ülke olmanın ayrıcalığını yaşadık! Türkiye, yolsuzluklardan sonra bu kez özgürlüklere gelen kısıtlama ile dünya gündemine oturdu. Çok yakın zamana kadar bölgenin parlayan yıldızı olmaya aday, dünyayla hızla entegre olan umut dolu bir ülkenin imajı, kaderi otoriter ve öfkesi kontrolden çıkmış bir liderin iki dudağı arasında olan otoriter bir rejim algısıyla değişti.

Kendisinin bile inanmadığı ama şahsî bekası için kitleleri inandırmak zorunda olduğu için anlattığı masallara göre Başbakan, Twitter’ı da uluslararası bir komplonun parçası olarak görüyor. “Twitter mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız.” derken, uluslararası camianın tepkisini hiçe sayacağını söylemekten de çekinmiyor. Bu sözlerden sadece birkaç saat sonra ise Twitter kapanıyor. Başbakan’a göre ülkenin güvenliği söz konusuymuş. Artık sağır sultan bile biliyor ki aslında söz konusu olan, Başbakan ve ailesinin çıkarları ve yargılamadan kaçma girişimleri. Twitter’ın kapatılması toplumda sadece ortaya saçılacak daha büyük rezilliklerin engellenmesine yönelik bir önlem olarak algılandı. Korku ve panik artık ne kadar büyükse bir ailenin ve Erdoğan rejiminden nemalananların kurtuluşu adına koca bir ülkenin prestiji yerle bir ediliyor. Ne var ki artık çok geç. Takke düştü, kel göründü. Bu saatten sonra mesele bu otoriter rejimin ayakta durup durmayacağı değil, sonunun nasıl olacağıdır. Bu son da maalesef Erdoğan’ın daha ne kadar çıldıracağına ve hesap vermemek için neleri göze alacağına bağlıdır.

Twitter mwitter derken ‘Bakara makara’ rezilliğini de unutmayalım. Herhalde gündemin değişmesinden en mutlu olan isim Egemen Bağış’tır. Malum, bir gazeteci ile montaj olduğunu iddia ettiği ses kaydında dini nasıl sömürdüğünü açıkça ortaya koyuyor ve her Cuma Google’a sorarak bir ‘ayet salladığını’ söylüyor ve dini nasıl sömürdüğü açıkça ortaya çıkıyor. Dindar olmamak da olmak gibi bir tercihtir ve kişilerin özgür iradesine bırakılmalıdır. Ayrıca dindarlar da hatadan, günahtan münezzeh değildir. Ancak burada mesele ikiyüzlülük. Dindar olmadığı halde dindar parti tabanını etkileme çabası. O nedenle konuşmadaki gazetecinin ayetlerle alay etmesi kendisini bağlasa da dini kullanan bir politikacı için aynı durum geçerli değil, kamunun doğru bilgilenmesi söz konusu. Elimizi vicdanımıza koyup soralım: Alay eden CHP’li ya da solcu biri olsaydı dünya başına yıkılmaz mıydı? Sevan Nişanyan ya da Fazıl Say gibi isimler dine sataştığı zaman(ki kimse fikirlerinden dolayı ceza almamalı) kıyameti koparanlar Egemen Bağış söz konusu olunca neden çifte standart sergiliyor?

Sırf bizim mahalleden ya da daha beteri çıkar için öyle gözüküyor diye kimsenin din sömürüsü de tıpkı hırsızlık, hukuksuzluk gibi mazur görülmemeli.

Ziyaret -> Toplam : 125,59 M - Bugn : 25084

ulkucudunya@ulkucudunya.com