Mahkeme kararlarını Twitter tanımıyor da AKP tanıyor mu?
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Ülkeyi yöneten tek partinin temsilcileri Twitter'ı yasaklama kararının siyasi değil hukuki olduğuna dair sözler söylemiyorlar mı; sadece gülümsüyorum!
-Hukuka siz uyuyor musunuz ki Twitter'dan Türk mahkemelerine saygı bekliyorsunuz?
-Siz mahkeme kararlarına uyuyor musunuz ki, Twitter uysun?
"Mahkeme kararlarına uyuyoruz, bu ülkenin hukukuna saygılıyız" diyorsanız, size uymadığınız mahkeme kararlarının bir listesini gönderebilirim.
Sadece uymadıklarınızı değil, müdahale edip de hukukun canına okuduğunuz hukuksuzlukları da listeleyebilirim.
İster misiniz?
-Seçim propaganda filminiz yasaklandığı halde mahkemelere meydan okurcasına bangır bangır yayındasınız...
-Seçim şarkınız dombra bile aşırma... Önce çalıyor, sonra parası neyse veririz diyecek kadar hukuku, telif haklarını hiçe sayıyorsunuz...
Bırakın bu ülkenin cari hukukuna uymayı, hiç bir insani, ahlaki, İslami kurala uymuyorsunuz.
Böyle nereye varacaksınız ki?
Kur'an ile dalgasını geçen bakan eskisine karşı sesiniz çıkmıyor.
Genel başkanınızı ya da parti politikalarını eleştiren biri olsaydı şimdiye çoktan partiden ihraç edilmişti değil mi?
Partinize egemen olan bu hava hepinizi zehirliyor farkında değil misiniz?
Twitter asla sadece bir kuş meselesi değildir...
Türkçe'de bir ismin başına 'm' harfi koyarak söyleyince, söyleyenin onu çok da önemsemediği, 'olsa da olur olmasa da olur' noktasında olduğu anlaşılır.
Bu konuda üç güncel örnek vereyim:
-Twitter-mwitter
-Bakara-makara
-Uluslararası-muluslararası...
Hakara-makara, ayran-mayran, camia-mamia, diktatör-miktatör gibi...
Birinci söylenen normali, ikinci söylenen de aslında onu söyleyenin o konu hakkındaki düşüncesini ifade eder.
Cümle içinde kullanıldığı gibi "Twitter-mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız" denildiğinde ise Twitter'ın sizi nasıl rahatsız ettiğini ifade ediyorsunuz.
Nasıl oluyor da o küçük mavi kuş kudretli devlet adamlarını bu derece korkutuyor?
Çünkü o küçük mavi kuş asla sadece bir kuş değil.
-Gücü özgürlüğünde...
-Kudreti globalliğinde...
-Gerektiğinde herkese hizmet verebilmesinde...
-İnsanlara her şart altında ifade hürriyetinden faydalanma imkanı sunabilmesinde...
Twitter kuşuna T.C'nin gücünü göstermeye çalışmak tükenmişliğin ifadesi değilse nedir?
En çok merak ettiğim şey!
En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz?
Acaba, Başbakan'ın etrafında bulunan insanlar, danışmanlar, muktedirler, güçlüler, milletvekilleri, bakanlar veya sıradan partililer içinde ona, 'böyle gitmeyeceğini, mevcut tavrının sürdürülemez olduğunu' söyleme cesaretini gösterecek birileri yok mu?
Gerçi olsa da bunun için artık çok geç kalındığı da söylenebilir.
Ama gerçekten Başbakan'ın sözüne itibar ettiği, dinlediği, güvendiği veya yanlış yaptığını söylediğinde başına geleceklerden çekinmeyen birileri yok mu oralarda?
Hiçbir şey için geç sayılmaz.
"Zararın neresinden dönülse kârdır" denilir.
Nerede şu akil adamlar?
Yoksa etrafındaki herkes "Çok iyi yapıyorsunuz efendim. Harika işler çıkarıyorsunuz, müthiş konuşuyorsunuz böyle devam edin, sakın fasıla vermeyin" mi diyor?
Yoksa oradaki herkes 'Bırakın ne hali varsa görsün' mü diyor?
Günün Tweeti
"Aslında mantık basit. Yol yaptım diyene yol vereceksin!"