IRIM TÜRKLERİNİN SİYASÎ ÖNDERİ
Ömer ÖZCAN 01 Ocak 1970
TÜRK OCAKLARI ANKARA ŞUBESİ
ÖNÜNÇ
Avrasya’da geni_ topraklara da_ılmı_ olarak ya_ayan Türk milletinin tarihi
üzerinde ara_tırmalar devam etmektedir. Dünya üzerinde tarih sahnesine çıkan
hiçbir toplulu_a nasip olmayacak kadar çok sayıda ve sürek-lili_i olan ,
siyasi ve kültürel bakımdan etkili devletler kuran milletimize hizmet etmi_
önemli isimlerden biride Cafer Seydahmet Kırımer’dir. Tarihi Türk topraklarının
bir parçası olan Kırım’da do_up büyüyen Kırımer gençlik
döneminden itibaren Rus egemenli_i altında ya_amakta olan milletinin
hürriyetini kazan-ması için giri_ti_i mücadele sonucunda genç sayıla-bilecek
ya_ta memleketinden kopmak mecburi-yetinde kalmı_ ve ata
topraklarını,yakın akrabalarını bir daha göremeden ömrünü tamamlamı_tır.
Gençlik döneminden itibaren milletinin meseleleri
üzerinde dü_ünmeye ve çareler aramaya ba_lamı_-
tır.Dava arkada_ı Çelebi Cihan’ın talihsiz bir biçimde
_ehit edilmesi üzerine milletinin siyasi mesuli-yetini
erken ya_larında omuzlamı_tır.Kırım’ın komünist
esareti altına girmesinden sonraki yıllarda ceddinin
6
ya_adı_ı,gömüldü_ü toprakların yeniden ba_ımsızlı_ına
kavu_aca_ına olan inancını kaybetmemi_tir. Kırım
Türklerinin 1944 yılında yurtlarında sürgüne gönderilmesi,
1954 yılında Kırım’ın Ukrayna’ya verilmesinin
acılarını ya_amı_tır.
Kırımer’in yeti_tirdi_i ve çok yakınındaki çekirdek
kadronun içinde bulundurdu_u, rahmetli dostumuz
_smail Otar’la ortak mesaimizin ilk ürünü onun 1954-
1960 yılları arasındaki günlüklerinin ne_redilmesidir.
Bu çalı_manın devamı olarak günlüklerin 1920-1954
yılları arasını ihtiva eden bölümü kısa zamanda
yayınlanacaktır.
Gençlik döneminden itibaren telif ve tercüme olarak
çok sayıda kitap ve makale ne_reden Kırımer’in
eksiksiz bir bibliyografyasını hazırlamak güçtür. Bu
güçlü_ü bilerek bir deneme mahiyetinde bu derlemeyi
yaptık.Geni_ bir co_rafyada farklı dillerde yayın yapan
Kırımer ilk çalı_malarında müstear kullanmı_tır.
Kullandı_ı takma isimleri tam olarak tespit etmek
mümkün olmamı_tır. Ara_tırmalarımız sırasında sadece
Emel’in Romanya’daki ne_riyatı sırasında bir makalesinde
Kızılta_lı müstearını kullandı_ını Kırımal’ın bir
kaydından çıkardık.1 _lk gençlik döneminde Kırım’da
yayınlanan Tercüman’daki makale ve hikayelerinde de
adının ba_ına köyü Kızılta_’ı koydu_u bilinmektedir.
Kırımer,ayrıca sadece, Enver Pa_a ve Bekir Sıdkı
Çobanzade ile olan yazı_malarında Hulusi Hamdi
1 Dr. Edige Kırımal,Kırım’da Topyekün Tehcir ve Katliam
,Dergi,sayı 5,1956,s.22, dp.47,Aynı yazı ,Emel dergisinin sayı
16,Mayıs-Haziran 1963 nüshasında aynen basılmı_tır.
7
Bey,Kırımlı Hafız Bey, Azmi Bey müstearlarını
kullanmı_tır.2
Kırımer‘in, ba_ta Türkiye olmak üzere Kırım, Polonya,
Almanya, Finlandiya, Fransa ve Romanya’daki
gazete ve dergilerde yazıları çıkmı_tır. Bunların ekseriyetine
ula_ılmı_tır. Kırım’da Sovyet öncesi ve sonrası
dönemde kendi telifleri ve hakkında çok sayıda yazının
çıkmı_ olması muhtemeldir. Bütün bu yazıların
bulunup incelendikten sonra onun siyasi ve kültürel
faaliyetinin bütününü tespit etmek mümkün olabilir.
Bu derleme bir imece gayretiyle toplanmı_tır.
Kırımer’in Tercüman’da çıkan ve hemen hemen ilk
yazılı ürünleri olan makale ve hikâyelerinin künyelerine,
Gaspıralı’nın Tercüman gazetesi üzerinde yıllardır
çalı_makta olan Prof. Dr. Yavuz Akpınar ve doktora
ö_rencisi Selçuk Türkyılmaz’ın de_erli yardımlarıyla
ula_tım. Kendilerine müte_ekkirim. Tercüman gazetesinin
bütün nüshaları henüz Türkiye’de, mikrofilm
veya fotokopi halinde tam olarak bir araya getirilememi
_tir. Gaspıralı, denetim engelini a_abilmek gayesiyle
resmi makamlara verdi_i nüshalar ile okuyucu ve
abonelerine da_ıtımını yaptı_ı nüshalar arasında farklı
baskılar yapmı_,bazı nüshalarda ilaveler vermi_tir.Bu
farklı nüshalar ve eklerin tamamının taranması mümkün
oldu_unda muhakkak ki Kırımer’in yeni yazıları
ortaya çıkacaktır.
Ömer ÖZCAN
2 Ömer Özcan.Enver Pa_a ve Cafer Seydahmet Kırımer _li_kileri,
Emel’imiz Kırım,sayı 49,Ekim-Kasım-Aralık 2004,s.14-28
8
CAFER SEYDAHMET KIRIMER’İN HAYATI
Kırım’ı istiklaline kavu_turmak yolunda yürütülen
davanın siyasi ve fikri lideri Cafer Seydahmet Kırımer
1.9.1889 tarihinde Kırım’ın Yalta _ehrinin Kızılta_
köyünde zengin ve asil ruhlu bir ana ve babadan dünyaya
gelmi_tir. Köyü Kırım da_larının tepesindeki
yayla ile deniz arasındadır. Köyde tamamen Türk unsur
bulunmu_tur. Babası Özenba_ ve Bahçesaray medreselerinde
birkaç sene kalmı_, tahsilden ziyade güre_e ve
at yarı_larına önem vermi_tir.3 Kırımer babasının gazete
okudu_unu, evlerine Tercüman gazetesi ile _stanbul’dan
Resimli Malumat gazetesinin muntazaman geldi
_ini belirtmi_tir. Kendisinden ba_ka Hatice, Hamza,
Ay_e, Müsemma ve Vehbi isimli karde_leri vardır. _lk
tahsilini Kırım’da orta ve lise tahsilini de 1902-1910
yılları arasından _stanbul’da yapmı_tır. Kız karde_lerinden
birinin, yeti_tirdi_i gençlerden ,yüksek tahsilini
_stanbul’da tamamladıktan sonra Kırım’a dönen ve
13.9. 1930 tarihinde Komünistler tarafından öldürülen
3 Cafer Seydahmet Kırımer,Bazı Hatıralar,_stanbul 1993,s.29
9
Hamdi Giraybay ile ni_anlandı_ını bir yazısında
belirtmi_tir.4
XX. yy. ba_larında geni_ topraklara egemen olan
Rus emperyalizminin esareti altında ya_amakta olan
muhtelif Türk uruglarının iktisadi ve sosyal hayatları
oldukça geri durumda idi.1900 yılı yazında ilk defa
Baku’ya gelen Ahıska Türklerinden Ömer Faik Numanzade’nin
tespitleri önemlidir:
‘Gızıl oca_ında Türkçe ne_riyat ve maarif te_-
kilatı adına ciddi bir _ey görmedim. Bolluca
gördüklerim ancak vı_ka, parahod sahipleri milyoncu
Türkler, nüfuzlu ahundlar, yarım Avrupa paltarındaki
Türk gençleri idi. Burada maarif adına
Türklere mahsus ancak bir iki ibtidai mektep
vardı.Rus mekteplerindeki Türk talebelerin sayı
barmakla gösterilecek derecede idi.
Türklerin Rusça Kaspi gazetesi matbaasından
ba_ka matbuat adına bir _eyleri yok idi.Hele Türkçe
yeni bir kitap,yeni bir eser görünmeyirdi. Burada
Tagıyevin açtı_ı gız mektebini görmeseydim, Bakının
Türk maarifi üzerine kara bir çizgi çekeçeydim.
Yakin heç bir gözlemedi_im gız mektebi meni o
kara habercilikten kurtardı. Bele bir muhitte, bele
bir zamanda açılan gız mektebi meni o derecede
sevindirdi ki, bunu üreyimde sahlaya bilmedim.
Heyri-Mezlume imzası ile _stanbul’da çıhan Servet-
i Fünun mecmuasına uzun bir makale _eklinde
yazdım’.5
4 Cafer Seydahmet Kırımer, Kırım _iirleri Kitabına _lksöz, Emel,
sayı 179,Temmuz-A_ustos 1990,s.17-22
5 Ömer Faik Nu’manzade,Eserleri,Bakı 1983,s.123-124
10
1905 yılında Kırım’da,Re_it Mehdi ve Hasan Sabri
Ayvazov’un önderli_ini yaptıkları inkılapçı bir gençlik
hareketinin faaliyete geçtikleri bilinmektedir. Bunlar
Vatan Hadimi adında bir gazete çıkardılar. Çarlık
yönetimine kar_ı açıkça muhalefet etmeye ba_ladılar.
Bu dönemin gençli_i, hakka, hürriyete, adalete önem
veren bir idare kurulmadıkça Rus olmayan milletlerin
Çarlık yönetiminin sistemli bir biçimde uyguladı_ı
Rusla_tırma siyasetinden kurtulamayacakları ve milli,
medeni kalkınmalarına fırsat verilmeyece_i kanaatinde
idiler. Bu inançla mevcut yönetimin yıkılması yolunda
mücadele etmi_lerdir. Bu gruplar e_itim ve toprak
meselesinde topluma fayda temini için gayret göstermi
_ler, fakat dönemin _artları bu inkılapçıların millimedeni
muhtariyet yoluna bile girmelerine imkân
vermedi_i için Kırım’da bir te_kilat kurulamadı.
Babası Kırımer’i, ilk tahsilini tamamladıktan sonra
Yalta’dan bindikleri vapurla _stanbul’a getirdi. Tanıdıklarının
ve etrafın tavsiyesi üzerine _ehzadeba_ı’nda
bulunan Numune-i Terakki Mektebi’ne verdi. Burada
basit bir imtihandan geçirilerek ilkokulun son sınıfına
alındı. _stanbul’da tanı_tıkları ve Harbiye’de tahsilde
bulunan Hafız Muhterem Efendi , babasına onun Tıp
tahsili yapmak üzere yeti_tirilmesi için tavsiyede bulunmu
_tur. Bu tavsiye dayanarak babası ileride zamanı
geldi_inde Tıp tahsili yapması için ısrarcı olacaktır.
Numune-i Terakki _lkokulu’nu bitirdikten sonra aynı
okulun rü_diye kısmına yazılmı_tır. 1905 yılında Japon
sava_ından yenilerek çıkan Rusya’da meydana gelen
buhranı ve olumsuz sonuçlarını Yalta’da bizzat gördü.
_lk gençlik döneminin ba_langıcında toplumsal hadise11
lerin cemiyette meydana getirdi_i geni_ sarsıntılara
tanık olmu_tur. 1905 hadiseleri 1917 yılında Çarlık
yönetiminin devrilmesiyle sonuçlanacak toplumsal
de_i_imin ilk merhalesi olması bakımından önemlidir.
Kırımer, inkılap konusundaki ilk tecrübelerini 1905
ihtilali sonrasında Kırım’da faaliyete geçen inkılapçı
gençlerin çevresinde kazanmı_tır.Bu konuda ona ilk telkinleri
Cafer Odaman yapmı_tır.6 Yalta’da kitap, kırtasiye
ma_azası bulunan ve kalabalık arasında kırmızı
gömlek giyenlerle birlikte dola_an Odaman’dan zihnini
me_gul eden soruların cevaplarını almı_tır.7 Genç tatarların
tamamı devrin inkılapçı modasına uyarak kırmızı
gömlekler giyerek dola_makta idiler.
1906 yılında ailesinin kar_ı koymasına ve onu tüccar
yapmak arzularına ra_men sahte pasaportla Kırım’dan
_stanbul’a kaçtı.Karaköy rıhtımına çıktı_ı sırada onu
yakından tanıyan bir arkada_ının ismiyle hitap etmesi
üzerine gerçek hüviyeti ö_renilerek hapsedildi. Bir tanı
_ının kefaleti üzerine serbest bırakıldı. Kırım’da ve
lise ö_rencisi olarak bulundu_u _stanbul’da Türk _air ve
ediplerinin hürriyet havasını terennüm eden eserlerini
okumu_ ve bunlardan ilham almı_tır.1906 yılından _ehzadeba
_ından kantarcılara nakledilen eski okulun lise
birinci sınıfna kayıt oldu.
1908 yılında Kırım’da yaz tatilini geçirmekte iken
_stanbul’da me_rutiyet hareketinin meydana geldi_ini
ö_rendi. 1910 yılında _stanbul Sultanisi’ni bitirerek Kı-
6 Prof. Dr. Halil _nalcık,Cafer Seydahmet Kırımer (1889-4 Nisan
1960)-Ölümünün 5. Yıldönümü Münasebetiyle-,Emel , sayı 28,
Mayıs- Haziran 1965,s.15
7 Bazı Hatıralar,s.43
12
rım’a döndü. Köyünde kısa bir müddet kaldıktan sonra
bütün Kırım’ı dola_tı. 5 Ekim 1910’da Akyar’dan _stanbul’a
hareket etti. _stanbul’da bulunan Çelebi Cihan ve
arkada_larına Kırım’daki temasları hakkında bilgi verdi.
Onlardan _stanbul’daki geli_meler hakkında bilgi aldı.
Bu geli_inde Kafkasyalı Celal Korkmazov ve Ayaz
_shaki ile tanı_tı. _shaki ile tanı_ması onun 1910 yılında
_stanbul’da Türk Derne_i’nde Tatar Edebiyatına dair
verdi_i konferans münasebetiyle olmu_tur. _shaki’nin
bu konferansında, ’Kazan Tatarları denilen _imal Türkleri,
büyük Türk ırkının bir buda_ı olmakla beraber,
ya_adıkları mevki ve iklimin tesiriyle, di_er Türk _ubelerinin
ço_undan hayli farklıdırlar’ dedi_ini sonraki bir
yazısında belirtmi_tir.8 Bu tanı_ma ile tesis edilen dostlukları
_shaki’nin ölümüne kadar devam etmi_tir. 1923
yılında _sviçre’den dönerken Berlin’de _shaki’yi ziyaret
etmi_, ölümüne kadar onunla mektupla_mı_tır.9 _shaki
vefat etti_i zaman mücadele arkada
...