« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

28 Nis

2014

Hukukun üstünlüğü ve özgürlük manifestosu

Erhan Başyurt 01 Ocak 1970

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin 52’nci kuruluş yıldönümünde adeta “hukuk manifestosu” yayınladı.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların da huzurunda yapılan konuşma, Türkiye’nin son dönemde yaşadığı bütün siyasal ve hukuki sıkıntıların adeta fotoğrafını çekiyor ve çözüm önerileri getiriyor.

Hükümetin icraatları ve iktidar kanadının açıklamalarına ilişkin sık sık referanslar yapılması nedeniyle siyasiler üzerinde “soğuk duş” etkisi yaptığı ve rahatsızlığa neden olduğu açık.

Tüm siyasilerin konuşmanın hemen ardından teamüllere aykırı şekilde resepsiyona katılmadan ayrılmaları da bunun göstergesi.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın müthiş bir ferasetle bütün eleştirilere rağmen 1990’da Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığı Kılıç, 2007’den bu yana da başkanlık görevini yürütüyor.

Kılıç, ilginç şekilde son dönemde iktidara yakın çevrelerin yıpratma amaçlı itibarsızlaştırma ve karalama kampanyalarının hedefi haline getirildi.

Alkışlayanlar eleştirdi

Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi de Twitter yasağını kaldıran son kararı nedeniyle iktidar çevrelerince “milli olmamak” ve “paralel olmak” ile itham edildi.

Kılıç, konuşmasında mahkemenin kararlarını “emir ve talimatla”, “dostluk ve düşmanlık duygularıyla” almadığını, daha önce de hukuk yolları tüketilmeden yapılan bazı bireysel başvuruları değerlendirdiklerini ve o zaman takdir gördüklerini hatırlattı.

Uzun tutukluluk, uzun yargılama gibi nedenlerle yapılan ve değerlendirmeye alınan bireysel başvurulara, yine milletvekillerinin serbest bırakılması ile ilgili kararlara atıfta bulundu.

Mahkemenin evrensel hukuk kurallarına göre, özgürlükleri esas alarak hareket ettiğini ve Twitter‘a idari yasak kararının kanuna dayanmadığını vurguladı.

Twitter kararı nedeniyle yapılan haksız ve yıpratma amaçlı kampanyaları, “içeriği ve derinliği olmayan sığ eleştiriler” olarak niteledi.

Kılıç’ın şok etkisi yapan bir diğer çıkışı ise, siyasilerin dün olduğu gibi bugün de mahkemeyi “ele geçirilmesi gereken kale” gibi gördükleri ve 2010 referandumundan sonra halkın verdiği yetkiyi “yeni bir vesayet” için fırsat görüp, boşluğu bu şekilde doldurmaya yeltendiklerini söylemesi oldu.

Son dönemin modası yargı mensuplarına yönelik “paralel yapı” ve “çete” ithamlarını, mahalle baskısı ve korkutma yoluyla yargıyı baskı altına alma girişimlerini de sert şekilde eleştirdi.

Belgesiz, delilsiz, belgeye dayanmayan ihbar mektupları üzerinden yargının bölündüğünü ve ayrışmalara neden olunduğunu, yargı kararlarının yara aldığını belirtti.

“Vicdan yolsuzluğu”

Deliller varsa bunların sunulmasını ve işlem yapılmasını, yer değiştirmelerin sorunu çözmediğini de ifade etti.

Kılıç bu tavrı “vicdan yolsuzluğu” nitelemesi ile eleştirdi.

“Kimliği, gücü ve rütbesi ne olursa olsun hak ihlaline sebep olan herkesin karşısına, aynı adalet gömleğiyle çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

“Gömlek değiştirdiklerini” söyleyen siyasilere ilkeli duruş ile gönderme yaptı.

İktidarın son dönem “kin ve nefret” söylemlerine ilişkin de farklı düşünce ve inanç gruplarında “duygusal bir kopuş”a neden olduğuna ve “birlikte yaşama irademizi” yok ettiğine dair çarpıcı tespitlerde bulundu.

Sonuç olarak, Kılıç’ın 2010’dan bu yana yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin yaşanan olumsuz gelişmeler, giderek büyüyen toplumsal kırılmaları da irdeleyen konuşması, evrensel hukuk değerleri üzerinden müthiş çözümlemeler içeriyor.

Tüm yargı camiası ve kamu vicdanına tercüman olan konuşma, herkesin gönül rahatlığı içinde tereddütsüz şekilde altına imza atabileceği çarpıcı bir metin.

Yılsonu itibarıyla emekliye ayrılacak olan Kılıç’ın konuşması, kariyerinin zirvesinde unutulmayacak bir “hukuk adamı jübilesi...”

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 85507

ulkucudunya@ulkucudunya.com