« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 May

2014

Sorumluluğu üstlenecek bir 'babayiğit' aranıyor...

Erhan Başyurt 01 Ocak 1970

Soma maden faciasından 4 gün sonra bile yer altındaki madenci sayısı net açıklanamadı.

Enerji Bakanı Taner Yıldız 298 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı ve “İçeride de en fazla 18 civarında madencinin olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.

Madeni işleten Soma Holding’in yöneticileri de dün ilk kez basın karşısına çıktılar ve “hiçbir ihmalleri olmadığını” iddia ettiler.

Facianın sebebini henüz kendilerinin de bilmediğini, yangın söndürüldükten sonra yapılacak incelemelerle sonuca ulaşabileceklerini kaydettiler.

Madem nedenini bilmiyorsunuz, yer altındaki işçi sayısını bilmiyorsunuz, ihmaliniz olmadığını nasıl biliyorsunuz?

Diyelim iddia ettiğiniz gibi “maddi” bir kusur yok, etik ve manevi sorumluluğunuz da mı yok?

Yürekler yandı ama...

300’ü aşkın maden şehidi ne demek?..

Yüzlerce ailenin ocağına ateş düştü. Yürekler yandı.

İki evlat acısını birden yaşayanlar, baba ile oğlunu aynı ocakta kaybedenler var.

Yüzlerce kadın dul, binlerce çocuk yetim kaldı.

Evleneli yıl olmadan dul kalanlar, bebeğini dünyaya babasız getirecek anneler...

Dört çocuğuna hem annelik hem babalık yapmak zorunda kalacak, hayatın tüm zorluklarına bundan böyle tek başına göğüs gerecek kadınlar...

Facia 76 milyonun vicdanını yaraladı ama halen birileri müstesna!

Hezimet hep yetimdir!

ABD’nin en sevilen başkanlarından John F. Kennedy, 1961 Küba Domuzlar Körfezi’nde yaşanan fiyaskonun ardından şu açıklamayı yapıyor ve sorumluluğu üstleniyor:

“Zaferin yüzlerce babası olur, hezimet ise yetimdir.”

Şu an karşı karşıya kalınan durum tam da böyle...

Facianın hiç “babası” yok.

“Hepiniz çobansınız, hepiniz sürüsünden sorumludur. İnsanların idaresini üstlenen devlet başkanı çobandır halkından sorumludur” kutsi düsturu ve “Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa bir koyunu; Adl-i ilâhî sorar Ömer’den onu” sözünün rehberliğinde yetişmiş insanlar için ne acı bir durum...

İhmaller ve tevafuklar...

Oysa tüm maden ruhsatları hükümet iznine tabi ve işletmeler de sürekli denetim altında.

Kurtulan işçiler, madende 4 aydır içten içe yanmalar ile karşılaştıklarını anlatıyorlar.

Soma’da son denetim iki ay önce yapılmış ve “kusur” bulunamamış!

Aynı şekilde Soma’daki maden kazaları konusunda Meclis’te Araştırma Komisyonu kurulması teklifini “eften püften” diyerek reddedenler de sorumlu değil mi?

9 ay önce kazanın yaşandığı madeni “Türkiye’nin en güvenli madeni” diyerek açan Bakan Taner Yıldız neye dayandırıyordu bu sözünü acaba?

Üretilen tüm kömürlerin devlet alım garantisinde olması da, Yıldız’ın facianın hemen ardından kriz yönetimine el koyması da ilginç bir “tevafuk...”

Facia yaşanmayabilirdi...

Cumhurbaşkanı Gül’ün dün işaret ettiği gibi gelişmiş ülkelerde artık bu tarz facialar yaşanmıyor.

Yani gerekli tedbirler alınsaydı Soma’da da yaşanmayabilirdi.

O halde bu ihmaller zincirinin ortaya çıkardığı facianın sorumluları olmalı değil mi?

Güney Kore’de feribot kazası sonrası, Litvanya’da bir marketin çatısının çökmesi sonrası siyasilerin “maddi kusurları olmadığı halde etik sorumluluk gereği” aldıkları istifa kararları ve saygın davranışı bakalım Türkiye’de gösterecek bir “babayiğit” olacak mı?

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 12455

ulkucudunya@ulkucudunya.com