‘Avrupa’da Aynı Fıtrat Yok mu? Orada Niye Kimse Ölmüyor?’
Utku Çakırözer 01 Ocak 1970
Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘fıtrat’ yanıtı:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara’dan Soma’ya giderken yaptığımız söyleşide Soma’da yaşanan facia ile ilgili ilk günden hükümeti eleştirmekten kaçındığını dünkü yazımızda vurgulamıştık. CHP heyeti maden ocağı yolundayken, Başbakan Tayyip Erdoğan Soma ilçesine geçip basın toplantısı yaptı.
Dönüş yolunda o açıklamaları değerlendirmesini istediğimizde CHP lideri önce yanıt vermeyi arzu etmedi. Türkiye yas tutarken iktidar ile kavga görüntüsü vermek istemiyordu. Ancak iki konu için sessizliğini bozdu.
‘Ölmek için girilmiyor oraya’
Öncelikle Erdoğan’ın yaşanan faciayı olağan gören “Bu tür kazalar bu işin fıtratında var” sözlerine tepkiliydi. Bu tepkisini şöyle ortaya koydu:
“Maden ocağında çalışanlar ölümü göze alarak çalışmazlar. Sadece maden değil. Hangi iş olursa olsun, insanlar ölüm için çalışmaz. Alın teriyle çalışıp evine ekmek götürmek için çalışırlar. Devletin görevi de onların çalışma ortamını güvence altına almaktır. ‘Fıtrat’ diyen Başbakan’ın kendisine şu soruyu sorması lazım: Neden Türkiye iş kazalarında Avrupa birincisi? Diğer Avrupa ülkelerinde aynı ‘fıtrat’ yok mu? Orada da maden yok mu? İnsanlar çalışmıyor mu? Ama o ülkelerde bu kadar ölüm olmuyor. Neden acaba?”
‘Kabahat yıkacak yer arıyor’
Kılıçdaroğlu’nun tepki gösterdiği ikinci konu ise Erdoğan’ın CHP tarafından verilen araştırma önergesine ilişkin sözleri. CHP Manisa milletvekillerinin Soma’daki maden ocaklarında iş güvenliği konusunun araştırılması için verdikleri önerge Soma’daki faciadan iki hafta önce TBMM’de AKP oylarıyla reddedildi. Erdoğan basın toplantısında işte o önerge için, “CHP gündemi tıkamak için verdi o önergeyi. İçinde de Soma sözcüğü geçmiyordu” ifadelerini kullanmıştı. CHP lideri, bu sözlere şu karşılığı verdi:
“Meclis’e bile gelmedin. O oturumu dinlemedin. Önergeyi okumadın. Niye gündemi tıkamak için verelim ki? İş kazalarını herkes biliyor. Bu olayda bile CHP’yi suçlamak için fırsat kolluyor. Oysa bakın biz dikkati, duyarlı bir dil kullanıyoruz. O ise ‘Kendi kabahatimi birilerinin üzerine yıkabilir miyim’ diye telaş içinde. 200’ü aşkın kişinin kaybolan canının bir sorumlusu olması lazım. O sorumlu da CHP değil. Erdoğan’ın üzerinde duracağı asıl konu bu. Bunun asıl sorumlusu kim?”
‘Tek kelimeyle çaresizlik’
CHP lideri Soma’da maden ocağını ziyaret etti, Enerji Bakanı Taner Yıldız’dan brifing aldı. Sağ kurtulan madencileri hastanede ziyaret etti. Dönüşte izlenimlerini şöyle paylaştı:
- Ortada tek kelime ile çaresizlik var. Olayın nasıl çıktığı bilinmiyor. İçeride kaç kişi var bilinmiyor. Çok sayıda kurtarma ekibi var, ama içeride kalanlara ulaşılamıyor.
- Havalandırma sisteminde ciddi bir sıkıntı olduğunu anlıyorum.
Sarı sendika şikâyeti
- Konuştuğumuz işçiler ‘Sendikamızı geri istiyoruz’ diyorlar. Anlaşılan sendikalaşmada ciddi sorun var. Burada ‘sarı sendika’ olduğu, sendika yönetimini işverenlerin belirlediği yönünde görüşler aktarıldı bize.
‘Şirket övgüsü rahatsız etti’
Kılıçdaroğlu’na Enerji Bakanı Yıldız’ın verdiği brifingi de sorduk. Bakanın, madeni işleten Soma Holding ile ilgili “İyi niyetli ve kaliteli arkadaşlarımız” ifadesinden o da bizler gibi rahatsız olmuş:
“Bu aşamada şirketle ilgili olumlu görüş belirtilmesi hiç doğru değil. Bilirkişi raporunu görmeden, aksaklığın nereden kaynaklandığını saptamadan, 200’ü aşkın insanın hayatını kaybettiği bir işletme ile ilgili daha baştan olumlu görüş beyan etmek önyargı olduğunu gösterir ve bu da haklı olarak şu kaygıyı gündeme getiriyor: Acaba ileride bilirkişilere baskı yapılıp kendi istedikleri yönde bir rapor çıkmasını mı sağlamak istiyorlar? Bu kaygı yüzünden ben Bakan ile görüşmeden sonra kameraların karşısına çıktığımda ‘Bilirkişinin yapacağı çalışmanın önemini’ vurgulama ihtiyacı hissettim.”