Evet, ama yetmez
Mustafa Ünal 01 Ocak 1970
Soma’nın hesabı nasıl kapanacak? Maden ocağının yöneticileri ve patronun oğlu tutuklandı. Yetmez mi? Soma milat olacaksa, hayır yetmez. Patrona işi veren, kurallara tam uyacaksa bir ton kömürün o kadar ucuza mal edilmeyeceğini bilmeliydi. Ocağın kapasitesinin de bu denli zorlanmayacağının da farkında olmalıydı.
Enerji Bakanı “Sorumluluğu üstleniyorum. Bundan kaçamayız.” dedi. Soma’nın örnek maden olmadığı açığa çıktı. Başbakan, “Dicle’nin kenarında ölen kuzunun sorumluluğu benim.” dedi. Çalışma Bakanı yapısal sorunlara dikkat çekti. Açıklamalar tamam, konuşmalar yerinde.
Sonra?.. Devlet ayağı ne olacak? Siyasete uzanmayacak mı? Soma, Meclis’te gensoru konusu oldu. Dün muhalefetin iki bakan hakkında verdiği gensoru, iktidar partisinin oylarıyla reddedildi. Sürpriz mi? Değil. Sorumluluk herhalde dünyanın hiçbir yerinde sadece lafla üstlenilmez.
Facianın ardından Soma’da yaşananlar da var. Tekme tokat iddiaları. O görüntüler Avrupa’dan Japonya’ya kadar uluslararası medyada yankılandı. Hükümet sözcüsü Arınç’a soruldu. Arınç, geçiştirmedi, vicdanının sesine kulak verdi ve ‘Feci bir olay’ dedi. Bir yanda facia, öte yanda feci olay. Tespit doğru. Ama yetmez. Arkası gelmeli.
Hükümet iki yazara taktı. O yazarların söyledikleri, yazdıkları kabul edilemez elbette. Ancak Soma’dan, toplumsal öfkeyi iki yazara yönelterek çıkılamayacağı ortada. Dünyanın gözü önünde yaşanan ‘301 facia ve bir feci olay’ söz konusu. Her açıdan manzara vahim.
Soma âleme ibret olacaksa başka adımlar atılmalı. Yaşanan, Cumhuriyet tarihinin en ağır faciası değil mi? Soma ne ‘madenciliğin fıtratı’ denerek geçiştirilebilir ne de ‘otomobil muayenesi’ örneğiyle savuşturulabilir. Soma yarası 301 şehidin yakınlarına ‘mali destekle’ de kabuk bağlamaz.
Devlet, üstlendiği sorumluluğun gereğini yerine getirmeli. İşe ruhsattan, ihaleden başlamalı. Kömürün yanında insan hayatını da ucuzlatan çarkı kimlerin çevirdiği soruşturulmalı. Özellikle siyasette sorumluluğu sahiplenmenin bir karşılığı olmalı. İstifa müessesesi Soma’da işlemeyecekse hangi olayda işleyecek?
Ölümlü maden kazası yaşayan ilk ülke biz değiliz. 1860’lardan 2014’e kadar sayısız örnek bulabiliriz. Örnek almamız gereken başka tavır da var. Facialar karşısında dünya nasıl tepki veriyor? “Soma kazası bir başka ülkede yaşansaydı ne olurdu?” sorusuna cevap vermek için internette kısa bir gezinti yapmak kâfi.
Ben baktım, uzun bir liste çıktı karşıma. Dünyanın dört bir yanından örnekler var. Birkaçını hatırlatmak isterim. 2013 yılında Letonya’dan bir örnek. Bir alışveriş merkezinin çatısının çökmesi sonucu 54 kişi öldü. Faciadan bir hafta sonra Başbakan Valdis Dombrovskis, “Yaşanan trajediyle ilgili siyasi sorumluluğu üstlendiğimi ve başbakanlık görevinden istifa ettiğimi duyuruyorum.” diyerek koltuğunu bıraktı.
Aynı yıl İtalya’da spor bakanı istifa etti. Adı Josefa Idem. Dünya kayak şampiyonuydu. Suçu mu? Yanlış mal beyanında bulunmak...
İsveç Ulaştırma Bakanı Borelius, evinde sigortasız dadı çalıştırdığı için görevini bıraktı. Aynı ülkenin Maliye Bakanı Sahlin, çikolata almak için devlet kasasından 60 lira ödediği için istifa etmek zorunda kaldı.
Danimarka Adalet Bakanı Bödskov, Meclis’e yanlış bilgi verdiği için koltuğunu terk etti. Mısır Ulaştırma Bakanı Raşid Mateeni, tren kazası sonrası görevi bıraktı. Liste o kadar uzun ki. İstifa gerekçesi olarak kaza da var, doğal afet de, kişisel kusur da. Dünyadan örnek ararken sadece benzer kazalara değil, facia sonrası yaşananlara da bakmalı.
301 facia ve bir feci olay. Soma’nın hesabı 8 kişiyle kapanamaz. Devlete de uzanmalı...