« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Haz

2014

Kimliğimiz, büyük tehdit altında!

Bilun Çelik 01 Ocak 1970

YENİÇAĞ’a değerlendirmelerde bulunan ITC Başkanı Erşad Salihi, “Türkmen topraklarının bir bölümü silahlı güçlerin elinde, bir bölümü de Kürtlerin kontrolünde. Türk kimliğine, Türk coğrafyasının üzerine tehditler büyük” dedi

Irak’ta 3 ateş arasında kalan Türkmenlerin acı ve gözyaşları sürerken Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi Ankara’ya geldi. 2 gün boyunca heyeti ile birlikte Hükümet yetkilileri ile yoğun bir temas trafiği yürüten Salihi, misafir olduğu otelde YENİÇAĞ’ın sorularını yanıtladı. Salihi, Türkmenlerin evlerinden, yurtlarından edildiğini belirterek, Türklüğün büyük tehdit altında olduğunu söyledi. Erşad Salihi sorularımızı şöyle yanıtladı;

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir görüşmeniz oldu? Görüşmeden umduğunuzu bulabildiniz mi?
“Bir tek ziyaretle bu işler gerçekleşmez. Kesinlikle biz herkesi ziyaret edeceğiz. Açık bir siyasi partiyiz, herkesle görüşürüz. Bu da bizim prensiplerimizden bir tanesidir. Türkiye’de bunların içinde önemli yer almaktadır. O yüzden bütün sorunları bütün detayları ile; siyasi olsun, güvenlik olsun, insani olsun bu konular üzerinde çok ciddi durmuş olduk. Birinci aşamada insani boyutlardan dolayı göçe maruz kalan Türkmenlerin onlara yardım elinin uzatılmasında ciddi adımlar atıldı. Şu anda TIR’larla yardım dağıtılmaya başlandı. Telafer’de, Kerkük’te, Tuzhurmatu’da gerçekleşti. Bunlar şu anda iyi adımlardır. Bunun yanında siyasi boyutları, problemler var. Bölgede huzuru döndürmek için herkes ciddi adımlar atmak mecburiyetindedir. Biz de bu hususta Türkiye’nin Irakla arasında sürekli köprü oluşturmaya çalıştık. Problemler olmasın, iyi ilişkiler olmasını temenni ettik.”

Siyasi anlamda bir sonuç alabileceğinizi düşünüyor musunuz?
“İki farklı görüş var ortalıkta. Bir insani malzemeler ve herkesin yanımızda durması bizim için büyük bir gururdur. Başbakan olsun, hükümet olsun, muhalefet olsun, MHP’den, CHP’den ve diğer partilerinden gelen mesajlar önemlidir. Hepsine teşekkür ederiz. Böyle durumda herkesin görüş birliği yapmaları bizim için, Irak’taki Türkmenler için çok önemlidir, gurur vericidir. Hepsini takip ediyoruz. Daha önemlisi büyük Türkiye’mizi hepimiz beraber korumalıyız, bütün Türk dünyasının koruması lazımdır. Tehditler büyüktür, Türk kimliği üzerine, Türk coğrafyasının üzerine. Onun için şu an herkes bir olması lazımdır, bir adım atmamız lazımdır. Buradan tabi ciddi adımlar Irak’ın içinde gerçekleşir. Ama Türkiye’nin de kesinlikle bazı kullandığı yollar, metotlar var, merkezi hükümetle, Kürtlerle, Sünnilerle. Türkmenlerin de can güvenliğini sağlamak için Türkiye bu adımları atıyor. Biz bu adımların daha fazla olmasını isteriz. Güvenlik konuları bizim için en önemlidir. O konuda da bize yardımcı oluyorlar. Ama ne olursa olsun bu sorunların Irak’ın içinde çözülmesi daha iyi bir avantajdır. Çözüm noktaları da merkezi hükümetin seçim sonuçlarının neticesinde kurulan hükümetlerin bir an önce kurulmasından geçiyor.”

Ulusal İttifak Hükümetinden bahsediliyor. Bunu biraz açabilir misiniz?
“Bu hükümetin kurulmaması neticesinde problemler daha fazla yaşanmaya başladı. Bunun yanında eğer seçim sonuçlarına saygı göstermiş olsalardı bence silahlı taraflar bu gibi fırsatı bulup Irak’ın bu bölgelerine saldırmaya başlamazlardı. O zaman ister istemez merkezi hükümetin içinde olan Şii yönetimi, bazı atılan adımlarda ciddi olmaları lazım. Bir de Şii’nin Sünni’yi kabul etmesi lazımdır. Kürt Türkmen’i kabul etmesi lazımdır. Ama ben güçlüyüm, ben silahlıyım, ben ekonomiye sahibim anlamı altında her kim hareket ederse bugün güçlü ise yarın zayıf duruma düşebilir. Bunu herkesin bilmesi lazımdır. Irak’ta herkes güçlüdür. Bugün Türkmenler herkesten fazla güçlüdür. Çünkü ardında Türk Dünyası var, Türkiye var ki hele bunu kimse göz ardı edemez. Ne Sünniler, ne Şiiler, ne Kürtler. Bir gün Kürt iktidarı başa geçerse bir şeyleri gerçekleştirirse Türkmenlerin üzerinde onu Türkmenler kabul etmedikleri taktirde kesinlikle Kürtlerin istedikleri olmaz. İllaki anlaşma ile, ortak bir çözümle bu sorunlar çözülür. Şiiler de Sünnilerin aynısıdır. Şii nasıl hükümetin içinde güçlüyse diyorsa ki ben her şeye sahibim ama Sünni kendileri ile olmazsa Kürt onlarla beraber olmazsa, Türkmen beraber olmazsa hükümet bence yine zayıf bir hükümet olur. Problemi şimdikinden daha büyük olur. Eğer Irak şimdi ciddi bir şekilde parçalanmamışsa bu sefer hem parçalanır hem de parçalanmadan önce bir iç savaş yerini alır. Şu anda en büyük fırsat Irak siyasetçileri için gelmiştir. Artık birleşelim, ortak bir hükümet kurulsun, Şiilerden, Sünnilerden, Kürtlerden, Türkmenlerden ve azınlıklardan. Böyle bir hükümet kurulup, herkes hakkını almış olursa anayasaya da dayanarak normal bir sistem oturacaktır.”

Son olarak şu an Türkmenlerin durumu nedir?
“En fazla zararlı çıkan grup Türkmenlerdir. Sıkışmış durumdalar. Toprakları bir grup silahlı güçlerin elinde kaldı, bir kısmı Kürtlerin kontrolüne geçti. Bunları döndürmek için uzlaşı siyaseti yapmamız gerekmektedir. Teslimiyet değil anlaşmaktır. Teslimiyet ile hiçbir zaman bir şeyler çözümlemez. Çünkü ne Kürtler orada hakim olabilirler bizsiz, ne biz o güce sahip oluruz Kürtsüz. Onun için ortak bir çözüm bulmamızda hem bizim için, hem kendileri için yararlı noktalar olabilir. ”

Türkiye’nin Kuzey Irak’ta izlediği politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Her ülkenin kendisine ait bir politikası oluyor. Türkiye’nin bu hususta merkezi hükümet ile ilişkisinin iyi olmasını temenni ederiz. Kuzey Irak yönetimi ile de iyi ilişkiler içinde olmasını isteriz. Çünkü bizim de yaşadığımız bölge Kürtlerle birlikte yaşadığımız bir bölge. O yüzden onlarla da ilişkilerimizin iyi olmasını isteriz. Artık Türkiye’nin de içinde kendisine ait sorunları var. Burası hepsi birbirine bağlı olan bir bölgedir. Milletler birbiri ile birlikte yaşamak mecburiyetindedir. Biz Türkiye ile Kuzey Irak ile ilişkilerine hassasiyetimiz yoktur. Bizim hassasiyetimiz eğer Kürtler bu ilişkiyi istismar etmiş olurlarsa tek kendi çıkarları için. Ama bunun içinde Türkmenlerin de çıkarları, güvenlikleri, hâkimiyetleri sürdürürmüş olursa bu iyi bir adım olabilir. Bizim için soru işareti olan bölgelerde peşmerge savaşmıyor. Bazı bölgelerde müdahale ediyor, bazı bölgelerde etmiyor. Mesela bugün Telafer’de 300 bin’e yakın halk şu anda Telafer’in dışarısında. Silahlı güçler orada 10 kilometre yakınında Kürt köylerine ama peşmerge oraya saldırı yapmıyor.

Peşmerge tedirginliği
Merkezi hükümetin bütün cephanesi orada hepsi çıkmış hale geldikten sonra aslında orayı peşmerge doldurması lazımdı. O bölgenin etrafını korumak için ama olmadı. Bunlar olmadığı taktirde bu da bizim için biraz soru işaretidir. Neler oluyor acaba neden o bölgeye sahip çıkmıyorlar? Telafer anlaşmazlığın denilen bölgelerin haricinde olduğundan dolayı mıdır yoksa başka bir sebep mi vardır ortada. Bizim peşmerge ile korkumuz, peşmergenin gücü gelecekte siyasi anlam için kullanmasıdır. Yoksa güvenlik meseleleri için peşmerge bugün Irak ordusunun bir parçasıdır. Merkezi hükümetin anayasal, hukuki maddelerine göre Irak’ın bütün yerlerine gidebilirler. Ordunun girebildiği her yerde peşmerge de girebilir. 2004’de Felluce’ye bile gitti peşmergeler. Bizim için önemli olan, bu güvenlik meselesi gelecekte siyasi boyuta dönmesin. Siyasi boyut gerçekleşirse askeri peşmergenin ağırlığı neticesinde o zaman sorun çıkar. O zaman Türkmenlerle peşmergenin sorunu çıkabilir.”

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 86345

ulkucudunya@ulkucudunya.com