Erzurum'daki pistin aniden çöküşü hepinize ders olmalı...
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Ey havuz medyasının neferleri... Sizler ne dediğinizin farkında mısınız?
Klavyeye dokunan elleriniz ile beyniniz, zihniniz, dininiz ve insani hissiyatlarınız, hatta icdanınız arasındaki irtibatı kesmek için size ne vadedildi, doğrusu merak ediyorum.
Politik amaçlarla suçladığınız insanların hiç de suçladığınız gibi olmayacağı ihtimalini hiç hesaba katıyor musunuz?
Yahu arkadaşlar, nasıl da sallıyorsunuz öyle işkembe-i kübradan. Şu mübarek Ramazan günlerinde sayfalarınızdan iğrençlik, ekranlarınızdan pislik akıyor.
Sizleri tanıyan bilen birisi olarak, bu türlü kötü şeylerin sizlerden sadır olmayacağını, dolayısıyla parmaklarınızın, beyninizin ve vicdanınızın başkalarının emrine girdiğini düşünmüyor değilim!
Yahu siz nasıl gazetecilersiniz ki, her türlü söyleminizi politik amaçlarınıza göre şekillendirip, geçici bir iktidar uğruna bu derece saldırgan, suçlayıcı, ithamcı, ayrımcı, kutuplaştırıcı olabiliyorsunuz?
Yeminle söylüyorum... Her şeye rağmen hâlâ bazılarınızı okumaya değer bulup "bugün yine ne yumurtlamışlar acaba" diye bakarken kahkahalarla gülmeye başlıyorum da etrafımdaki hane halkı "Neye gülüyorsun, bize de söyle biz de gülelim" diyor.
Gülüyorum ama güldüğüm satırlarınızı, cümlelerinizi aktarmaya da imtina ediyorum. Ne olur ne olmaz, bu günahınıza, suçunuza ortak olurum diye.
Yahu dostlar, gerçekten ne oldu size be?
Siz böyle değildiniz, 7 Şubat'tan sonra mı, 17/25 Aralık'tan sonra mı böyle oldunuz?
Yoksa gerçekte böyleydiniz de bu tarihler sizin üzerinizde iyot etkisi mi yaptı?
Çok mu beklediniz hep birlikte işkembe-i kübradan sallayacağınız günleri?
Yahu her gün hep bir ağızdan söylediğiniz, yazıp çizdiğiniz hakaretleri, küfürleri, ithamları, nefretleri size dikte edenlere hiç sormuyor musunuz? "Nedir bu nefretin kaynağı, ne zamana kadar sürecek, hep böyle mi devam edeceğiz, hep hakaret ve küfür mü edeceğiz" demiyor musunuz?
Yahu dostlar, adamlar sizi kendilerine suç ortağı yapıyorlar farkında değil misiniz?
Bu güç illüzyonu sona erip yasalar yürümeye başladığında, dışarıda olduğu gibi içeride de büyük bir sükûtu hayal göründüğünde ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Hitler'i arıyorsanız belanızı arıyorsunuz demektir...
İsrail'in Gazze'ye dört koldan saldırması ve özellikle çocukları ve anaları öldürmesi doğal olarak Türkiye'de infiale yol açtı.
Bu infial duygusuyla bir kısım insanlar Hitler'in Yahudiler’e yaptığını hatırlatma gereği duyarak "Hitler Yahudiler konusunda haklıymış", "Hitler doğrusunu yapmış" gibi hiçbir insani gerekçe ile açıklanamayacak söylemlerde bulunuyorlar.
Hanımlar beyler böyle yapmayın, böyle konuşmayın. Çünkü:
1- Bu sözler İsrail'in tezlerini güçlendirir. Müslümanlar’ın soykırım gibi bir insanlık suçunu destekleyebilecek tıynette olduklarını ispata yarar.
2- Hitler gibi bir caniyi haklı gören insanların yaşadığı bir yerde Hitler gibi insanların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
3- Hitler'i haklı bulanlar Hitler gibi insanların yönetimine razı olma eğilimi gösterirler.
4- Hitler referanslı her türlü söylem ve eylem dünyadan çok ciddi karşılık görür.
5- "Allah Hitler'den razı olsun" demek, Allah'ın adaletine de merhametine de hakaret sayılır.
6- Hiç şüpheniz olmasın, "Hitleri arıyoruz" demek "belanızı arıyorsunuz" demektir!
Nedir şu Yahudi Cesaret Madalyası'nın hikayesi?
Bugünlerde orada burada, medyada sıkça dile getirilen şu "Yahudi Cesaret Madalyası"nın hikayesi nedir?
- Yahudiler bu ödülü kimlere layık görürler?
- Bu ödül kıskanılacak bir ödül müdür?
- Bugüne kadar kimlere verilmiştir?
Bu konuyu araştırdım, işte elde ettiğim bilgiler:
Yahudiler bu ödülü sadece Yahudi liderlere verirler. Son yüzyılda bu ödül 11 kişiye verildi, alanların 10 tanesi Yahudi’ydi. Yahudi Cesaret Madalyası denilen ödül ilk defa 2004 yılında bir Müslüman olan Recep Tayyip Erdoğan'a layık görüldü. Bu madalyayı alması "Hem Yahudi Cesaret Madalyası ödüllü" hem de "Hamas sevdalısı" ikilemine yol açtı. Bu ikilem "Dünyayı yöneten Yahudiler bu ödülü verirken büyük bir hataya imza atmış olmalılar” yorumlarına da yol açtı.
Benzer bir ödül yine ABD'deki en büyük Yahudi kuruluşlarından olan ADL tarafından Tayyip Erdoğan'a verilmiş.
Kadir Mısıroğlu bu ödüller hakkında şunu söylüyor:
"Ben böyle bir madalya kendisine verildiğini bilmiyorum. Ben 16. asırda yaşıyorum. Ben duymadım, ama hüsn-ü zan ederim. Yahudi, Tayyip Bey'i kendisine celp etmek için bunu yapmış olabilir veya husumetinden çekindiği için yumuşatmak için bunu yapmış olabilir..."
Her neyse...
Nasıl, "Gazze'ye gitmenin tam zamanıysa" aynı şekilde "Yahudi Cesaret Ödülü alanın ödülünü iade etmesinin de tam zamanıdır."
Hatta İsrail saldırganlığına ve zulmüne karşı "Gazze'ye gitme imkanı yoksa", Yahudiler’den alınan "Yahudi Cesaret Madalyası"nı da iade etmek pekâlâ mümkündür.
İade ederse bu tartışmalar da biter zannımca...
Günün tweeti...
Diyanet İşleri Başkanı "İslam'da din ve mezhep savaşı yoktur" demiş. Var ama, tıpkı İslam’da Diyanet İşleri Başkanlığı olmadığı halde var olduğu gibi.