Üç kategori; Dost, güvenilmez, düşman
Savaş Süzal 01 Ocak 1970
Ankara, geçtiğimiz hafta Amerikalı yetkili baskınına uğradı. ABD Savunma Bakanı Hagel, Dışişleri Bakanı Kerry ve görev sırası ve sonrasında, Erdoğan hakkında ağzını açmayan tek ABD’li emekli Büyükelçi, Ross Wilson. Bitmedi, bizimkilerin altında imza koydukları Erdoğan’ın davetlisi Katolik dünyası lideri Papa da geliyor. “Üçüncü Dünya Savaşı başladı herhalde” diyen Papa Francis de Hıristiyan âlemine katkıları için, AKP’lilere teşekkür edecektir.
Tüm bu trafik sonunda yapılan açıklamalarda, vurgulanan tek cümle, “Türkiye’yi anladık”. İyi de Türk halkı olarak, on yıldır AKP hükümetlerini ve politikalarını, biz anlayamadık. Bak elin yabancısı, şak diye anladı. Bir bildikleri var.
Görüşmeler sonrası yapılan açıklamaları, güdümlü basınının, yanlı haber bombardımanına tutulan, kamuoyu yer. Ne yabancı kamuoyu, ne de yabancı basın yemez. Ankara’nın açıklamaları, her zaman olduğu gibi, gene tribünlere yapıldı. Hani İsraillilere, “one minutes” deyip de ardından, arayı düzeltmek için Washington’a adam yollama, Filistinlilere destek vaat edip, İsrail Hava Kuvvetleri’ne, yakıt satma gibi.
IŞİD olayında, bence AKP iktidarının elinde seçenek yok. Bir kere Suriye’de, Esad’a karşı beslenen, El Kaide’nin kolu El Nusra olayı konusunda, Amerika bizi uyarmıştı. Bu uyarının yapıldığı, son olarak, görevden yeni ayrılan son büyükelçi Ricciardione tarafından da Washington’da bir panelde doğrulandı. Hatırlarsanız, biz bu konudaki rahatsızlığın, Beyaz Saray’daki özel yemekte, bizzat Tayyip Erdoğan’a aktarıldığını yazmıştık.
Şimdi, sanıyor musunuz ki ABD, IŞİD konusunda gerçekleri bilmiyor. Eğer bilmiyorsa, daha kötü. Bu istihbarat açığı ile nasıl bu işin hakkından gelecek? Açıklamalardan anladığımız, ABD havadan IŞİD’i vurup, ekonomik bağlantılarını yok edecek, karadan da Kürtler, Yezidiler, Araplar, Aleviler falan, taban askerliği yaparak, bu operasyonun başarıya ulaşmasını sağlayacak.
Ben şahsen, ABD’nin, terörist de olsa, IŞİD’i tamamen yok etmek istediğine inanmıyorum. ABD teröristleri kullanmayı sever, onlarla dirsek temasını sürdürür. Örnek PKK. Ama siz İslam’a hizmet ediyorum derken, bakarsınız kahrolsun diye bağırdığınız ABD’ye hizmet etmişsiniz. Tıpkı bir grup devrimcinin Moskova’ya hizmet ettiklerini sanırken, Washington elinde oyuncak olması gibi. IŞİD olayı, öncelikle ABD’nin Kürt projesinin sonuçlanmasını, garantiye alıp, Bağdat’ın itirazını yok ederek, Kuzey Irak’taki bağımsız Kürdistan olayını gerçekleştirecek. Bu konuda PKK ve onun siyasi kanatları da zaten sabırsızlıklarını saklamıyor. Bebek katilinin gelecek seçimde Meclis’e girip Başbakan Yardımcısı olması gerek.
Aklı başındaki Türk kamuoyunda şimdi merak; ABD bu bölgede ne yeni oyun oynayacak ve biz hangi kazığı yiyeceğiz. Ey benim sevgili okurum, biz o kazığın alasını, on yıl önce AKP’yi başımıza musallat ettiklerinde yemiştik. Şimdi kalkıp da, bunlardan, altın vuruş gibi bir onurlu bir duruş, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda bir politika bekliyorsanız, daha çok beklersiniz.
Gırtlağımıza kadar pislik içindeyiz. Komşularımızın iç işlerine nane olup, ABD politikaları yönünde, sınırlarımızdan terörist geçirip, onlara, silah ve eğitim vermeye başlarken, pisliğe gömüldük. Birinci Irak olayında, akıllanmadık, milyonlarca mülteci Suriye’den akarken battık. Irak olayındaki gibi milyonlarca mülteci için harcanan milyarlarca doları, Washington vermedi. Açlık sınırı altında sürünen vatandaşlara, inşaatlarda işçilik yapan üniversitelilere, madenlerde yaşamını kaybeden işçilere, depremzedelere sarf edeceği bu paralar, Tayyip Bey’in Arap kardeşlerine harcandı. Yetmedi kendine ’Ak Saray’yaptırdı. Yetmedi kendine yeni uçak aldı. Saddam bile daha az harcadı.
Şimdi siz milyarlarca doları harcayan AKP iktidarının, 49 rehine vatandaş için dikleneceğine mi inanıyorsunuz? Kutlarım. Ankara, Washington’dan talimatını aldı bile. Gel gör ki, ABD’nin operasyonda kıymetli ülkesi Mısır. Kerry, Kahire’de yaptığı açıklamada, bunu saklamadı. Zaten Mısır, Filistin ateşkesinde de kilit ülke.
Anlaşılan bizimkiler, şark kurnazlığı yapıp el altından iş yürütmeyle, Washington tarafından, güvenilmez kaypak müttefik kategorisine kaydırıldı. Artık Amerikan basını, bunu açık açık dile getiriyor. Batı kategorilerinde, güvenilmeyen ülke statüsünden sonra, son aşama, düşman ülke. Biz bu gruba, koşar adım gidiyoruz.
Son nokta; televizyonda seyrettim, Tayyip Bey’in dizleri bükülmüş, sesi kısılmış. Yaşlılıktan mı, hastalıktan mı bilmiyorum. Amerikan dolarının yükseleceğini daha önce yazmıştım. Belli ki bir seviyede tutuluyor. Dışarıdan yıl sonuna kadar 2,5 olması bekleniyor. Yakında kokusu çıkar.