IŞİD, ABD İçin Ciddi Bir Tehdit Oluşturuyor mu?
Sedat Laçiner 01 Ocak 1970
Harvard Üniversitesi’nde birkaç gün önce bir konuşma yapan ABD Başkan Yardımcısı Biden, ABD’nin Ortadoğu’ya bakışı konusunda çok kıymetli ipuçları verdi. O konuşmanın doğrudan Türkiye’yi ilgilendiren yönü ise Biden’ın IŞİD’in yükselişi nedeniyle Türkiye’yi suçlaması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine IŞİD konusunda “siz haklıydınız” dediğini iddia etmesi oldu…
Biden’a göre IŞİD’in yükselmesinde, onu silah ve para ile besleyen Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye en önemli sorumlulardı… Bu sözleri duyunca hiç şaşırmadım, çünkü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de benzeri ifadeleri birkaç hafta evvel kullanmıştı… 24 Eylül’de CNN’e konuşan Kerry, “Esad'ı devirme çabaları başladığında, 'Arada çürük elmalar olsa da, önemli olan Esad'a karşı savaşmalarıdır' diye hesap yapanlar vardı. Bu da, farklı gruplara kaynak sağlanmasına sebep oldu” diyerek yine Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ı suçlamıştı…
Sadece Kerry değil, diğer ABD’li yetkililer de açıkça veya ima yoluyla benzeri ifadelerde bulunmuşlardır…
Dolayısıyla Biden’ın IŞİD’in yükselişi nedeniyle Türkiye’yi suçlamasına şaşırmadım. Buna karşın ABD Başkan Yardımcısının “Erdoğan bana siz haklıydınız dedi” demesi tuhaf geldi. Çünkü bildiğimiz Erdoğan böyle bir sözü kolay kolay söylemez…
ERDOĞAN’IN RESTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Başbakan Davutoğlu da, Suriye ve Irak konusunda çok haklı olduklarını düşünüyorlar ve bu düşünceleri çok katı… Hatta her ikisi de IŞİD’in yükselişinden ve bölgedeki dağınıklıktan dolayı ABD’yi sorumlu görüyor… Hükümete göre eğer ABD zamanında Suriye’ye müdahale etmiş olsaydı bugün yaşananların pek çoğu olmayabilirdi…
Bu nedenle Erdoğan’dan veya Davutoğlu’ndan haksız olduklarını Amerikalılara söylemelerini beklemek makul olmaz… Bu nedenle Biden’ın iddiası gerçekçi değildi. Nitekim Erdoğan o sözler üzerine çok sert bir karşılık verdi ve “Biden böyle bir şey söylediyse benim için tarih olur” dedi. Erdoğan ayrıca Biden’dan özür beklediğini de söyledi.
Beklenen özür ve açıklama kısa sürede Beyaz Saray’dan geldi. Açıklamaya göre Biden, Erdoğan’ı aramış ve özür dilemişti. Beyaz Saray açıklamasında IŞİD’in büyümesinde Türkiye’nin rolü olduğuna ilişkin iddialardan dolayı da üzgün olunduğu belirtildi.
BIDEN: PATAVATSIZ BİR SİYASETÇİ
Bu durumda sormak gerekiyor, ABD Başkan Yardımcısı yalan mı söyledi?…
Biden’ın yalan söylediği kanaatinde değilim… Biden’ın yaptığı yalandan öte bir bilinçaltı açıklamasıydı, belki bir gaftı, belki patavatsızlıktı… Nitekim Biden, o akşam dünyanın en utanç verici gaflarından birini daha yapmış, burada dile getiremeyeceğimiz kadar argo kelimeler kullanmıştı… İşin aslını sorarsanız Biden, yaptığı gaflarla ABD’de ciddi bir üne sahip…
2008’de yaptığı bir konuşma sırasında Başkan Barack Obama’yı övmek isterken söylediği ‘Güzel konuşan, pırıl pırıl, temiz, iyi görünümlü ilk anaakım Afro-Amerikalı’ sözleri hala akıllarda… Biden bir seferinde ise siyasetçi Chuck Graham’ı tekerlekli saldalyeye bağlı olduğunu fark etmeden, alkışlar eşliğinde ayağa kalmaya davet etmişti. Anlayacağınız karşımızda sık sık çam deviren bir politikacı var, ancak Biden’ın yalancı olduğunu söyleyemeyiz…
NEDEN ÖZÜR DİLEDİ?
Bu veriler ışığında Biden’ın özür dilemek zorunda kaldığı konuşmasının ABD karar alıcılarının bilinç altını yansıttığını, Türkiye hakkındaki gerçek görüşlerini ortaya koyduğunu söyleyebiliriz…
Bu durumda Biden neden özür diledi derseniz, bunun cevabı Türkiye’yi IŞİD’e karşı koalisyondan soğutmamak… ABD, IŞİD’e karşı kara operasyonunu göze alamıyor. Bu nedenle operasyonların yıllarca sürebileceğini tekrarlayıp duruyor. Ancak Türkiye, bu konuda, yani kara harekatı konusunda daha istekli duruyor… İşte Amerikalılar, gereksiz bir patavatsızlık ile ABD’yi büyük bir zahmetten kurtarabilecek olan Türkiye’yi küstürmek istemiyorlar… Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Biden, Erdoğan’dan özür dilemek zorunda kaldı…
Öte yandan Biden’ın konuşmasında ABD’nin IŞİD’e ve bölgeye bakışı konusunda altın kıymetinde başka ipuçları da vardı. Ne var ki bu ipuçları Türk medyasında pek yer almadı…
IŞİD, ABD İÇİN NE KADAR ÖNEMLİ
Biden, Harvard konuşmasında “bu, biz istesek bile, sadece bizim savaşımız olamaz. Bu, Ortadoğu’da bir başka Arap milletine karşı ABD kara savaşına dönemez” dedi. Biden, bölgede binlerce savaşçıyı eğittiklerini, ancak IŞİD militanlarına karşı bir kara savaşı için planlarının olmadığını söyledi… Biden’ın konuşmasındaki en can alıcı nokta ise IŞİD militanlarının ABD’ye çok küçük bir risk oluşturduğunu söylemesiydi.
Biden, “Bizim karşılığımız ölümcül olmalıdır ancak şunu aklımızda tutmalıyız, fakatbizler bugün yaşam şeklimize veya güvenliğimize varoluşsal bir tehdit ile karşı karşıya değiliz” dedi…
Bu sözler de açıkça gösteriyor ki IŞİD, ABD için öncelikli bir güvenlik sorunu değildir. IŞİD, bölgede sınırlı kaldığı sürece ABD politikaları için tehlikeli olmak bir yana bölgenin şekillendirilmesinde ve gerçek tehditlerin zayıflatılmasında yararlı dahi olabilir...
Bu bilgiler ışığında şunu anlıyoruz, ABD ne Suriye’deki kanı durdurmaya niyetlidir, ne de Irak’taki. Türkiye ve bölge devletleri IŞİD ve diğer sorunlarla başbaşadırlar…
ABD ve diğer Batılı ülkelerin hava saldırıları belki devam edecektir, ancak bu operasyonlar IŞİD’i ve benzeri grupları yok edecek bir etkiye sahip olmaktan ziyade, radikal fikirleri daha da azdıracak bir mahiyette ilerleyecektir…
En kötüsü Washington, Türkiye’ye ve diğer bölge devletlerine eşit ortaklar şeklinde değil, kendi çıkarlarına hizmet edecek ve faturanın yükünü çekecek ülkeler olarak bakmaktadır...