Seçimde AKP-MHP ittifakı
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerini belirlemek için adli yargıda da 12 bin hakim ve savcı pazar günü sandığa gidiyor. Aylardır kıran kırana seçim propagandası yapılıyor, hükümetin desteklediklerinin dışındaki tüm adaylar “yandaş medya” tarafından hedef gösteriliyor. Adalet terazisinde, seçimin adil olmadığı çok açık bir biçimde görülecektir.
“Yargıda Birlik Platformu” adı verilen grup, hükümetin desteklediği adaylardan oluşuyor. Kuşkusuz bunlar arasında da saygıdeğer isimler var. Yargı camiasında da kimin ne olduğunu, yargı mensupları çok iyi bilir. Bir önceki seçime göre saf değiştirenler, Yargıtay, Danıştay üyeliği sözü alanlar bugün farklı kulvarlarda görülebiliyor.
MHP, farkında değil mi?
Hükümet destekli “Yargıda Birlik Platformu”nda, MHP’li bilinen Ankara Başsavcıvekili Ramazan Kaya, Balıkesir Başsavcısı Metin Yandırmaz, İstanbul Ticaret Mahkemesi Hakimi Mehmet Durgun, idari yargıda ise Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyesi Hasan Odabaşı da aday…
AKP’ye ne oldu böyle, HSYK’ya üye olarak MHP’li olarak bilinenlerin seçilmesine destek oluyor. MHP’li olarak bilinen hakim ve savcıların oylarını alabilmek için AKP böyle bir taktiğe başvurdu. Ancak bilinmeli ki, seçimin bitmesiyle, çoğunluğu elde etmesiyle MHP’li adaylara ihtiyaç olmayacak. MHP oylarıyla, hükümet destekli adaylar HSYK’ya taşınmış olacak.
HSYK seçimleri içinde AKP’nin taktiği şu: “Yargıda Birlik Platformu”nun gösterdiklerinin dışındaki adaylara verilecek oylar, “cemaatin adayları”na verilmiş sayılacak. Bu oyu verenler de “cemaatçi” olarak nitelendirilecek. Yani, yargı mensuplarının fişleneceği, hatta şimdiden fişlendiği anlaşılıyor.
AKP döneminde haksızlıklara uğrayan, bunun sonucu soruşturmalar geçiren, kızağa çekilen “sosyal demokrat” olarak bilinen bazı yargı mensupları da “Yargıda Birlik Platformu” içinde yer aldı. Daha doğrusu onların yer alması için AKP büyük çaba gösterdi. Ne olduğunu o kişiler açıklamalı. Hükümet destekli grubun içinde yer alan MHP’li ve sosyal demokrat olarak bilinenler bakanlıklarda yaşanan kıyımları nasıl görmezden gelebilir?
Bakanlıklarda MHP’li bırakılmadı
Hükümet, bürokraside MHP’li ve sosyal demokrat bırakmadı. Oysa, her hükümet döneminde az ya da çok bu kesimlerin temsilcileri de bürokraside yer alırdı. AKP önce sosyal demokratları, sonra da MHP’lileri yönetim kademelerinden uzaklaştırdı.
MHP’li olarak bilinen okul müdürlerinin tamamını görevden almadı mı? Bürokraside bir tane MHP’li olarak bilinen kişi bırakıldı mı? MHP’li olarak bilinen bir tane vali kaldı mı? Bir dönem MHP’nin etkili olduğu Sağlık Bakanlığı’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda, hastane yönetimlerinde MHP’lilerin esamesi okunuyor mu?
Bürokraside MHP’yi silip-süpüren AKP, şimdi HSYK seçimlerini kazanabilmek için MHP’li olarak bilinenlerin oylarını almanın peşinde… İşte, AKP’nin MHP sevdası da bu yüzden. Seçimde çoğunluğu elde etmeleri halinde onlara ihtiyaç duymayacak, bir kenara atacaklardır.
AKP’nin, bürokraside MHP’yi silip unvanlı bir yönetici bile bırakmadığı bilinmesine rağmen, MHP bu seçimlerde hükümet destekli adaylarla yola devam ederse, MHP seçmeninin kafası daha da karışacaktır. Miting meydanlarında MHP Genel Başkanı’na ağza alınmayacak ifadelerde bulunan AKP temsilcileri yine de MHP’ye istediklerini yaptırıyor. Onca hakarete rağmen AKP’nin isteklerine “evet” denilmesinin altında acaba ne var?
Yargıçlar ve Savcılar Birliği Derneği ile Yargıçlar Sendikası’nın belirlediği adaylar, karşılarında devlet olanaklarını kullananlarla mücadele ediyor. Adli yargıda iki grubun 28 adayına karşılık, 20 aday da seçime bağımsız olarak katılıyor. Bağımsızların bir bölümünün “cemaatçi” olduğu iddia ediliyor. Ama sosyal demokrat adayların seçilmesini önlemek için onlara “cemaatçi” yaftasını yapıştırmaya çalışıyorlar ama bu tutmuyor.
Peki bu harcırahlar neyin nesi?
Evet, yargının tabii ki bağımsız, tarafsız olması esastır. Ancak bağımsız olmayan yargının tarafsız olması beklenebilir mi? Bugün yargı
AKP’nin kıskacı altında… HSYK seçimleri için bakanlık bürokratları il il, ilçe ilçe dolaşıyor. Seçim için gönderilenlere, kılıf bir görev de bulunmuş. Sözde adliyeleri o yüzden dolaşıyorlarmış. Ucuz oyunlara bu ülkenin hakimi, savcısı gelmez. Onlar üzerindeki baskılara karşı tepkilerini de oylarıyla gösterecektir.
Daha siz ülkenizin yollarını güvenli hale getirememişsiniz. Terör örgütü yolları kesiyor, kimlik kontrolleri yapıyor. Bazı ilçelerden, illere oy kullanmak için yargı mensupları helikopterle, zırhlı araçlarla illere taşınacak.
Pazar günü gerçekleştirilecek seçimde, “karma” bir listenin çıkması bekleniyor. Aslında yargı mensupları da bir tarafın baskısı altında olmamak için bunu arzuluyor. O yüzdendir ki ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar yargı mensubu kendilerini en iyi temsil edecek olanları seçecektir. Yargı mensuplarına, “seçim rüşveti” işlemeyecektir.
Bağımsız ve tarafsız yargıya büyük özlem var. Umut sizin oylarınızda…