« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Ara

2014

Benzin fiyatını 3 kuruş düşürmekle kurtaramazsınız

Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970

Bu hükümetin en önemli özelliği alacağına şahin vereceğine karga olmasıdır.
Şu benzin fiyatları mesela. Dünyanın en yüksek vergi oranları ile kullanıyoruz benzini. Dışa bağımlı olmanın acı bir faturası bu.

Fakat… Petrol fiyatları düşüyor ama bizdeki benzin fiyatları düşmüyor. Ne iş?
Petrol fiyatı artar artmaz benzine zammı bindiriyorsunuz, hiç beklemiyorsunuz.
Beş aydır düşüyor petrol fiyatları. 115 dolardan 75 dolara kadar geriledi. Ama bizde fiyatlar yerinde sayıyor.

Ayda yılda birkaç kuruş indirim yapıp göz boyuyorlar. Oysa benzin fiyatlarının bugünkü petrol ve kur rakamlarına göre Türkiye’de 3 TL civarında olması lazım.
Ama hükümet petrol fiyatları düşse de benzindeki vergileri artırarak ucuzlamayı engelliyor. Çünkü bütçenin en önemli kalemi bu üçte 2 oranındaki benzin vergisinden oluşuyor.

Bugün dünyada benzin fiyatlarının ortalaması 1.22 dolar. Bizde ise bunun iki katı…
Hükümet benzin fiyatlarını indirmek için ne bekliyor acaba, petrol fiyatlarının yükselmesini mi?

Madem öyle, 17-25 Aralık davalarına esnaf baksın…

Aslında bunlar normal zamanlarda söylenebilecek sözler değildir.

Hele bir devlet adamından böyle sözler sadır olabileceği düşünülemez bile…

Ama… Yeni Türkiye’de duyuluyor işte.

“Esnaf gerektiğinde asayişi tesis eden polis, gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir.”

Bu sözler üzerine dün yemek yediğim restoranın sahibine “Yeni göreviniz hayırlı olsun” dedim.

Ey bu ülkenin esnafları:

Yeni Türkiye size yeni bir görev veriyor. Gerektiğinde polis, gerektiğinde adaleti sağlayan hakim olacaksınız.

Ona göre davranın.

Adalet Bakanı’na söyledim, maaşınıza da 1155 lira zam yapacak!

Siz polislik ve hakimlik görevlerinizi yaparken gözünüz arkada kalmasın. Dükkana devlet partimizin teşkilatından birileri bakar. Kasayı toparlar, z raporunu alır!

Tek kişinin hem cumhurbaşkanı, hem başbakan, hem parti başkanı olduğu, Yasama, Yürütme, Yargı’nın aynı elde toplandığı bir yerde esnafın da hem polis hem hakim olmasını niye yadırgıyorsak!

Bir yeni Türkiye geleneği olarak “yargı kararlarına uymamak”

Yargının kararlarını kimse takmıyor artık. Ne hükümet, ne de millet… Madem hükümet yargı kararlarını takmıyor, o halde millet niçin yargı kararlarını taksın ki, sonuçta hükümeti millet seçiyor, değil mi?

Bunun sonunda herkes kendi hukukunu kendi imkanları ile hayata geçirmek isteyecek, gücü gücü yetene karar dayatacaktır. Böylece can çekişmekte olan adalet son nefesini verecek…

Adaletin olmadığı yerde kimin borusu öter?

Hakikaten her şey fazlasıyla gözle görünür olmaya başlamadı mı sizce de? Yoksa “AKP gitti de hırsızlar mı iktidara geldi, bizim haberimiz olmadı bundan” diye düşünüyor insan…

Bu ülkede:

- Polisler içeride hırsızlar dışarıda değil mi?

- Hırsızlarla ilgili yayın yapmak mahkemelerce yasaklanmıyor mu?

- Yargı kararlarına meydan okuyan, AK Saray için, “hadi engelleyebiliyorsanız engelleyin, göreyim sizi” diyen zatın adı başbakan değil miydi?

- Yargı kararlarına rağmen birçok hidroelektrik santralin yapımı devam etmekte değil midir?

- Yargı kararına rağmen Topçu Kışlası yapımı bir punduna getirilip yapılmayacak mıdır?

- Anayasa’ya aykırı olduğu açık ve net olan yasalar bu Meclis tarafından çıkarılmamakta mıdır?

- Ülkede yargıya olan saygı ve güveni bitiren beyanları Sarı Çizmeli Mehmet Ağa mı vermektedir? “Ben bu yargıya nasıl güveneyim” diyen kişi Soma’da maden işçisi midir?

- Yargıçların ve savcıların kararı ile başlayan yolsuzluk operasyonlarını “Bu hükümete darbedir” diye engelleyen, polisi, hakimi, savcıyı Fizan’a süren kişi Manisa Tarzanı mıydı?

Günün tweeti…

Erdoğan: Papa ile olaylara bakışımız aynı.

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 119196

ulkucudunya@ulkucudunya.com