İçeride PKK’ya yalvarıyor, dışarıda alay konusu oluyor!..
Uğur Dündar 01 Ocak 1970
Durum vahimdi, giderek daha da vahim bir boyut alıyor.
Örneğin içeriye bakalım:
Elindeki silahla müzakere masasına oturmayı başaran terör örgütünün önde gelenlerinden KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu “AKP’nin tutuklamalarına karşı, halka yönelik suç işleyen askerleri, polisleri ve kaymakamları tutuklayacaklarını” söylüyor.
Bunun ilk uygulaması olarak PKK’lılar, Diyarbakır’da terörle mücadele polislerini gözaltına alıyorlar!
* * * *
Karasu, AKP’nin “Aman seçimler çatışmasızlık ortamında yapılsın, hele bir seçimleri kazanalım, sonra istediklerinizi veririz” diyerek başlattığı açılımda (!) gelinen son durumu şöyle değerlendiriyor:
“(…) Siyasi soykırım operasyonlarını tamamen demokrasi karşıtı, özgürlük karşıtı, Kürt sorununun çözüm zeminini ortadan kaldırmak, Kürt sorununun çözümünü isteyen güçleri sindirmek için yapılan operasyonlar olarak görüyoruz. Bu nedenle Kürt Özgürlük Hareketi olarak bu operasyonlara karşılık vereceğiz.
(…) Kürt Özgürlük Hareketi, AKP’nin tutuklamalarına karşı kendisi de halka karşı suç işleyen askerleri, polisleri, kaymakamı, devlet memurlarını, AKP’ye işbirlikçilik yapan güçleri tutuklayacak ve kendi hukuku çerçevesinde yargılayacaktır.
(…) Kürdistan’da meşru olmayan güç, Türk Devleti’nin askeridir, polisidir, yargı gücüdür, mahkemeleridir. Bunları tanımıyoruz.
(…) Türk Devleti’nin tutuklamaları meşru olacak, öldürmeleri, yargılamaları meşru olacak, ama Kürt halkının özgürlük iradesi olan Kürt Özgürlük Hareketi’nin adalet kurumlarının yargılaması meşru olmayacak, buna karşı çıkılacak! Bu kabul edilemez. Bu tür yaklaşım içinde olanlar kültürel soykırımcı Türk Devleti ve AKP gibi düşünenlerdir.”
* * * *
Karasu lafı eveleyip gevelemeden çok açık, çok net konuşuyor.
“Türk Devleti’ni tanımıyoruz. Türk Devleti operasyonlara, tutuklamalara devam ederse biz de yaparız, biz de tutuklarız. Türk Devleti’ne karşı bizim de askerimiz, polisimiz, kurumlarımız, yasalarımız ve mahkemelerimiz var. Artık biz de devlet yapılanması içindeyiz” demeye getiriyor.
Peki bu meydan okumaya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hedef alan bu açık tehdide karşı AKP önde gelenleri ne yapıyor?
Hiçbir şey yapamıyor?
Sadece “2015 seçimlerini de çatışmasızlık ortamında geçirelim, Meclis’te anayasayı değiştirecek bir çoğunluk kazanalım, ondan sonra ne isterseniz yaparız!.. Ama ne olur çatışmasızlık devam etsin”diye yalvar yakar oluyorlar!
Oy uğruna devletin itibarını beş paralık ettikleri yetmiyormuş gibi, Kürt sorununu çözümsüzlüğe sürükleyecek yanlışlarda ısrar ediyorlar.
* * * *
Gelelim dışarıya…
Bu güzelim ülkenin bir vatandaşı olarak üzülerek yazıyorum, dünya medyası Tayyip Erdoğan’la durmaksızın alay ediyor.
Bir örnek vereyim:
Almanya’nın en saygın gazetelerinden Die Zeit “Erdoğan’ın Kehanetleri” başlığıyla bir kampanya sürdürüyor.
Gazete kampanyanın tanıtım yazısında şu çağrıda bulunuyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı dünyayı başkalarından daha farklı açıklıyor. Örneğin ‘Kadınla erkeğin eşitliği doğaya aykırı, Amerika’yı Kolomb’dan önce Müslümanlar keşfetti’ diyor. Sizce Erdoğan daha neler biliyor? Bu kehanetleri bize yazın…”
* * * *
Türkiye’nin haline bakar mısınız?
İçeride PKK tehdit savuruyor, dışarıda ise alay konusu oluyor.
Saltanatını sürdürebilme uğruna ülkeye yaşattıkları, artık bilinçli her yurttaşı kahrediyor…