En iyi itiraz kahkahayla gülmektir
Yavuz Baydar 01 Ocak 1970
Hayal ve gerçeğin birbirine karıştığı günlerdeyiz. En ciddi olaylar bile şaka ambalajında geliyor önümüze.
En tepe noktalardan aşağı deli saçması bir yığın laf yağıyor, bunlara inananlardan alkış üstüne alkış kopuyor.
Topluca hastanelik olma durumu. Böyle hallerde en güzel formül saçmalığa saçmalıkla mukabele etmektir. Despot hezeyanlarına karşı herkesi hazırolda mutlak ciddiyete çağırırken kulağına gelen kıkırdamalar onu deliye döndürür.
Mizah, tahakkümün düşmanıdır.
Ne yazsam nafile. İyisi mi, dedim, her gün internete girmeyen, oradan fışkıran ince mizaha pek aşina olmayan okurlarımla bu pazar beraberce gülelim. Ömrümüze ömür katılsın.
Zaytung'dan üç haber var, onları paylaşacağım
İlki şöyle
TBMM'de 17 Aralık süreciyle bağlantılı olarak dört eski bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonunun çalışmalarıyla ilgili yayın yasağı, emekli memur Özcan Şener (61)'i derinden etkiledi. Ülkenin yarısının hakkında her şeyi internetten öğrendiği, diğer yarısının ise umrunda olmayan yolsuzluk soruşturmasını halen medya üzerinden takip eden tek kişi olan Şener yasak kararına tepkili.
Özcan Şener, eşi Nükhet Hanım (56) ile birlikte gazetecileri Ankara, Aşağı Ayrancı'daki evlerinde ağırladı.
"Ya çocuklar bir şey söyleyin. Hiç mi haber olmayacak şimdi? Birazcık bile mi?" şeklindeki sorularla yasağın kapsamını öğrenmeye çalışan Şener, aldığı olumsuz yanıtlar karşısında yaşadığı üzüntüyü şu sözlerle dile getirdi:
"Yani ben biraz da kararsızdım zaten yolsuzluk var mı yok mu diye. İşte, vakit de bol olunca arada bir haber falan çıkarsa merak edip okuyordum. Sırf benim için mahkemeden karar çıkarmalarına hiç gerek yoktu. Varsa bir yolsuzluk, gelsinler açık açık 'Özcan Abi, biz şeytana uyduk, böyle böyle bir halt yedik' diye dürüstçe söylesinler. Belki çabuk parlayan bir insanım, biraz kızarım, bir kaç gün konuşmam ama sonra affederim. Neticede insanız..."
İkinci Zaytung haberi ise Mısır mahreçli
'Kahire'de Keops piramidinin yakınlarında bulunan bir taşta yazanlar bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Büyük piramidin yakınlarında yürütülen kazılar sırasında bulunan taş levha üzerindeki hiyeroglifte Firavun Keops'un ağzından "Ben bu piramidi halkım için yaptırdım. Hatta her hafta çekilişle 20 kişiye piramidin kapılarını açarak gezdireceğim" ibareleri yer alıyor.
MÖ 2560-2551 yılları civarında Firavun Kufu (Keops) tarafından yaptırılan ve dünyanın yedi harikasından günümüze kalan tek eser olan bu yapıtın inşaatı yaklaşık 20 yıl sürmüş ve 20 binden fazla işçi, binlerce tonluk taş blokları taşırken ölmüşlerdi.
Hiyeroglifte, binanın yapımında binlerce işçinin ölmesini, ülkenin tüm gelirinin 20 yıl bu piramide aktarılmasını ve en nihayetinde bir adamın mezar yeri olacak bir yapıt için böylesine büyük bir piramit inşa edilmesini eleştirenlere karşı Firavun Keops'un "Kişisel bir durum yok. Her şey yüce Mısır İmparatorluğu'nun itibarı için..." şeklinde savunması da yer alıyor.
Kazıyı yürüten ekibin başında bulunan Alman Arkeolog Prof Dr. Ludwig Borchardt, Keops'un bu savunmasının o dönem halkın tepkisini yatıştırmada etkili olup olmadığını henüz bilemediklerini belirtirken,
'Piramitlerin inşasıyla ilgili en önemli gizemlerden biri de o dönem halkı nasıl ikna ettikleri idi. Kadim Mısırlılar bu kadar gerzek değildir, bunca altın bir inşaata yatırılıken illa ki seslerini çıkarmışlardır diye düşünüyorduk. Nitekim haklı da çıkmış olduk...' ifadelerine yer verdi.
Borchardt, Keops'un savunmasının ardından önümüzdeki günlerde yapılacak kazılarda "yemedik ama neyse, neticede firavunsun, kafaya koyduysan yapıcan bi kere" yazılı bir hiyeroglif daha bulmanın kendilerini şaşırtmayacağını da sözlerine ekledi.'
Son olarak tapelerle ilgili haberi paylaşalım
'17 Aralık soruşturmasıyla ilgili emniyetin metin haline dönüştürdüğü 2593 ayrı ses kaydında yaptığı uygunluk incelemesini tamamlayan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi'nde tayin emri bekleme safhasına geçildi. Türkçe 2483 kaydın çözümünde, 'Cümle eklemesi veya cümle çıkartması sonucu anlam bütünlüğünü bozacak değişiklik tespit edilmediği' sonucuna varılmasının ardından evi toparlama ve nakliye firması bulma hazırlıklarına başlayan kurum çalışanları, heyecanla yeni görev yerlerini bekliyorlar...
Ses kayıtları ve tapeler kendilerine ulaştığı andan itibaren tayin hazırlıklarına zaten başladıklarını belirten Adli Tıp Uzmanı Taner Kırbaç, “Tapeler inceleme için bana geldiğinde şöyle bir alıcı gözle baktım, sonra bir sigara yaktım ve eşimi arayıp çevredeki marketlerden boş koli falan bakmasını istedim..." sözleriyle yaşanan süreci özetledi.
Kırbaç, bir yandan raporu yazarken, bir yandan doğu ve güneydoğuda farklı illerde faaliyet gösteren birçok emlakçı ile irtibata geçtiğini de sözlerine ekleyerek, an itibariyle 26 farklı il ve ilçede uygun konut bulduğunu, tayin emri geldikten sonraki 3 saat içinde evi tutup bütün eşyaları kamyona yükleyebilecek durumda olduğunu ifade etti.' İyi pazarlar!