SEYYÎD AHMED RUFAÎ (KS) 'NİN TARİKAT HIRKA SENEDİ
01 Ocak 1970
Şeyhimizin (RA) tarikat hırkasında ki - Rasulullah (SAV) efendimize kadar varan - silsilesi şu şekildedir :
Seyyid Ahmed Rifa'î (KS)
Şeyh Ebu'1-Fadl Ali VASITÎ-KARİ (KS)’ den, o da :
Şeyh Ebu'1-Fadl İbnu Kameh Ebu Muhammed Kamihanî VASITÎ (KS)' den, O da:
Şeyh Ğulam bin Türkan (KS)' dan, O da:
Şeyh Ebu Ali RÜZEBADÎ (KS)' den, O da :
Şeyh Ebu BEKİR ŞÎBLÎ (KS)' den, O da:
Şeyh Ali ACEMÎ (KS)' den, O da :
Tacil'1-Arifin (Ariflerin baştacı) Şeyh Ebu'l-Kasım Cüneyd BAĞDADÎ (KS)' den, O da:
Seriyyus Sakati (KS)' den, O da:
Marufu Kerhi (KS)' den, O da :
Davudu Tai (KS)' den, O da :
Hasan-ı Basri (RA)' den O da : îmam-ı Ali (RA) Efendimiz' den,
Ayrıca :
Seyyid Ahmed Rifa'î (KS) dayısı: Zamanının gavsı, devrinin şeyhi, arifler sultanı, zahidler önderi :
Şeyh Mansur RABBANİ – BETAÎHÎ (KS)' den, O da:
Dayısı Ebu'l-Mansur TAYYİB (KS)' den, O da amca oğlu :
Şeyh Ebu Sa'id Yahya NECCARÎ-VASITÎ (KS)' den, O da:
Ebu Ali künyesiyle anılan : Şeyh Muhammed ÜBEY KIRMİZİ (Kırmisi)-TİRMİZİ (KS)' den, O da:
Şeyh Ebu'l-Kasım SENDÜSÎ (KS)' den, ki SENDURSÎ de denilir. Oda:
Kadı Ebu'l-Mefahır Muhammed Ruveym BAĞDADÎ (KS)' den, O da dayısı :
Şeyh Sırrî SEKATî (KS)' den, O da :
Tiryak-ı Mücerreb (:Her derde deva bir iksir) İmam Ebu Mahfuz Ma'ruf KERHÎ (KS)' den Ma'ruf Kerhî (KS)' nin de iki yoldan hırka silsilesi vardır :
BİRİNCİSİ:
Mar'uf Kerhî (KS)
Şevh Davud TAİ (KS)'den, O da :
Şevh Habib –ACEMÎ (KS)' den, O da:
Tabi'ilerin Seyyidi : Ebu Sa'id Hasen BASRİ (RA)' den. O da:
Müminlerin Emiri : Ali bin Ebî TALÎB (KV)' den
İKİNCİSİ:
Ma'ruf Kerhi.
İmam ALİ RIZA (AS)' dan, O da:
Babası: İmam MUSA KÂZİM (AS)' dan, O da babası:
İmam CATER SADIK (AS)' dan, O da babası:
İmam MUHAMMER BAKIR (AS)' dan O da babası:
İmam ZEYNÜ'L-ABİDÎN -ALİ EKBER- (AS)' den, O da babası:
Büyük İmam. Rasulullah (SAV) efendimizin torunu. Seyyidimiz, efendimiz seyyidiş şüheda: İmam HÜSEYİN (RA)'dan. O da babası:
Allah (CC) kılıcı, İslam Sancağı- Peygamber (SAV) damadı büyük imamların babası :
Allah (CC)' ın yenilmez aslanı müminlerin emiri seyidimiz ve efendimiz ALİ BİN EBİ TALİB (KV)den. O da amca oğlu :
Peygamberler seyyidi mahlukatın yaratılış sebebi, Alemler Rabbi'nin habibi (:sevgilisi). günahkarların şefaatçisi, seyyidimiz. Şefaatçimiz, hidayet rehberimiz Allah Rasulu Muhammed (SAV)' den.
Resul (AS)'da buyurdular ki: "Beni Rabbim terbiye etti (: yetiştirdi), terbiyemi de (ne) güzel eyledi!"
Seyyid Ahmed Rifa'î (RA)'nin şeyhi ve dayısı olan Şeyh Mansur Rabbanî-Betaihî tarikat hırkasını amca oğlu olan :Varlığın bereketi, zamanın ğavsı Mu'izzüddin Seyyid Şeyh Ebu Muhammed TALHA ŞENBEKÎ-ENSARÎ-HASENÎ-HÜSEYNÎ (KS)' den giymiştir. O ise tarikat hırkasını iki şeyhten giymiştir :
- Ümmetin şeyhi, imamların önderi Şeyh Ebu Bekir bin Hevvar HEMEDANÎ-BETAHÎ (KS)' den.
Bu zat rüyada Rasul (SAS)' den gelen izinle, tarikat hırkasını, sahabenin seyyidi, muhacirlerin ve ensarın şeyhi Muhammedî halifelerin ilki seyyidimiz : EBU BEKİR SIDDÎK (RA)' den giymiştir.
(Bu manen gerçekleşen olaydan) sonra, zamanın şeyhi SEHL b. Abdillah TÜSTERÎ (KS) ile biraraya gelmiş ve ondan tarikat hırkasını giymiştir. Tüsteri Hz.leri ise:
- Büyük şeyh ZÜ'NNUN MISRÎ (KS)' den, o da:
Şeyh İsrafil MAĞRİBÎ (KS)' den, o da :
- Ebu Abdullah MUHAMMED HABİŞE (KS)' den -ki tabiîlerden-dir, o da :
Seyyidimiz (Sahabe) CABÎR ENSARÎ RA)' den, o da:
Seyyidimiz Ali (KV)' den,
2. Şeyh Talha Şenbekî Hz.leri babası olan:
Şeyh Musa NECCARİ (KS)' den, o da babası:
Şeyh KAMÎL (KS)' den, o da babası:
Şeyh YAHYA (KS)' dan, o da babası;
Büyük Şeyh Ebu Bekir VASITÎ (KS)' den (ki daha sonra Ferğana ve Merv'de ikamet etmiştir), o da:
Mutasavvıflar şeyhi CÜNEYD BAĞDADÎ (KS)' den giymiştir.
( Daha önce Cüneyd BAĞDADÎ'nin hırka senedi belirtilmişti...)
RİFAİ TARİKATİ'NİN ESASLARI:
RİFAİLİĞİN 5 ESASI
1: MEZELLET (ALLAH'A KAVUŞMA YOLUNDA ÇEKİLEN ÇİLELER)
2: MESKENET (ZORLUKLAR KARŞISINDA İSTİKRAR)
3: FAKR (KİŞİNİN KENDİ VARLIĞINDAN SOYUNMASI)
4: MAHVİYET (BÜTÜN MAHLUKATA SAYGI DUYMAK)
5: TEVAZUU (HALKIN HİZMETİNDE OLMAK)
Şüphesiz Rasûlullah (s.a.v), mübarek elleriyle irşad kapılarını açmış ve bu zamanda bunları bana teslim etmiştir. Bu gördüğünüz nur, yüce tarikatte kabul görmüş olan Ahmed er-Rîfâî (KS) hazretlerinin Muhammedî nurudur. En güzel salât ve selâm bu nuru teşrî ve tertip eden yüce Peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v) olsun.
Ahmed er-Rifâî (KS) Hazretleri şöyle buyurmaktadır:
Tarikatımız, bid'at karışmamış dindir.
Tembellik gösterilmeden yapılan ameldir.
Tarikatımız, beş duyu organını zabt u rabt altına almak ve nefes aldıkça vakte riayet etmektir.
Bâtını kirlerden temiz tutmak, bütün azalar ile zikre devam etmektir.
Tarikatım, bid'atı olmayan din, riyası olmayan kalp, şehvete ittibâ etmeyen nefis sahibi olmaktır.
Yolumuz, Kitâbullah ve Sünnet-i Nebevî'dir.
Bilmiş ol ki, derviş sünnete ittibâ ettiği müddetçe doğru yoldadır. Sünnetten yüz çevirdiği an, doğru yoldan sapmıştır.
Bizim yolumuz istememek, esirgememek ve biriktirmemektir.
Her şeyin, ilâhi kudretin elinde olduğunu bilmektir.
Her kim niçin yaratılmışsa o şey ona kolay gelir. Şer'î hudutlara riayet edilecektir. Yardım da Cenâb-ı Allah'dandır.
Galebe-i hâl, temkin makamına ulaşamayanların bazısının ölçüyü kaçırmasına ve iddia sahibi olmaya sevk ederek hudutların çiğnenmesine sebep olmuştur. Bir kısım insanlar, bunlara hüsn-i zann besleyerek, bir kısmı da cehaletleri sebebiyle tâbi olmuşlardır. Her iki grup da büyük bir tehlike içindedirler.
İyi bilesin ki tarikat, süt gibi beyaz bir yoldur. Tarikatta mevcut olan zahirî ve bâtinî her söz ve fiil, şeriatın hudutları içerisindedir. Şer-i şerîfe muhalif olan her yol zındıkların yoludur.
Tarikat, "Allah'a îman ettim" demektir. Şer-î hudutlar içerisinde olup ona riayet etmektir. Allah Teâlâ'nın nehyettiği her şeyden sakınmaktır. Bunun dışında bir tarikat asla olamaz. Çünkü haktan başka her şey, ancak dalâlettir.
Bu tarîkate mensup olan bir kısım insanlar sonradan meydana gelen âdetler (bid'atler) çıkarmışlardır ki, bunları, irfan sahibi olan tarikat erleri ibâdetlere vesile olarak kabul etmiş, bu âdetlerin, bid'at-i hasene sınıfına girdiğini haber vermişlerdir. Böylece ibâdete vesile olan âdetleri yapmaya alışmış bazı kişilerin ibâdet ve tâate bağlanarak bu işe devam etmelerini sağlamışlardır. Ancak bu âdetleri yapmaya alışmış nefsin, tertemiz hâle getirilmesi yanında âdetlerden kurtularak şer-î hudutlara nakledilmesi de sağlanırdı. Bu hikmet, âlemlerin efendisi Hz. Peygamber'in uygulamalarından iktibas edilmiştir. Onun sünnet-i seniyyesinde buna kıyas edilebilecek bir çok örnek vardır.
Ancak irfan sahibi olmayan ve kemale ermeyen kişiler bu tür âdetlere ta'zim ederek; yani bu adetleri yücelterek âdetleri ibâdet gibi kabul etmişlerdir. İyi bilesin ki onlar, ibâdetleri ihmâl edip adetlerle iştigal etmişlerdir. Bunlar hakikatte kafileden geri kalıp aç ve susuz olarak yollarda kalanlardır. ( Sohbet Meclisleri “ el-Mecalisü’s Seniyye) Ahmed er- Rifai – Erkam yayn. Sahife.53,54,55