İktidar harakiri yaptı
Mehmet Baransu 01 Ocak 1970
Türkiye dün kara bir pazar gününe uyandı. İktidarın son çılgınlığının adresi bu kez gazete ve TV binalarıydı. Gazeteciler, dizi oyuncuları, yapımcılar, senaristler gözaltına alındı.
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun haftasına girdiğimiz şu günlerde, hakkındaki iddiaları unutturmak isteyen iktidar, Zaman Gazetesi veSamanyolu Televizyonu başta olmak üzere birçok adrese baskın düzenlenip gazetecileri gözaltına aldırdı.
Çıldırmışlık o kadar ileri seviye gitmişti ki bir televizyon dizisinin jeneriğindeki tüm isimler, grafikerler dâhil “silahlı terör örgütü” kapsamında gözaltına alındı.
Twiter fenomeni Fuat Avni dört gün önce kara pazarın geleceğini kendi hesabından duyurmuştu. Avni, içlerinde benim de olduğum, iktidara muhalif 150 gazetecinin gözaltına alınıp tutuklanacağını yazdı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Meclis’te yaptığı konuşmada iddiaları ciddiye aldığını belirtip, “Umarım yazılanlar doğru değildir” dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise operasyondan sadece 24 saat önce “İddialar yalan ve saçma” dedi.
Saçma, yalan denen iddiaları tüm dünya dün ekranlardan canlı canlı izledi. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın gözaltına alınması iktidarın acziyetini gözler önüne serdi. Bir gün önce onaylanan “makul şüphe” ilk meyvelerini vermiş, muhalif basın susturulmaya çalışılmıştı.
Listede ismim olmasından dolayı evimde polisleri beklerken gözaltıları televizyondan canlı olarak izledim. Polisin Zaman Gazetesi’ne baskın düzenleme görüntüsünü izlerken hafızam beni Nisan 2007’ye götürdü.
Darbe Günlükleri’ni yayımladığı gerekçesiyle Genelkurmay Başkanlığı’nın emriyle Nokta Dergisi’ne baskın düzenlenmiş, onlarca polis dergiyi basmıştı. Derginin bilgisayarları dâhil evraklara, belgelere el konulmuş, kısa süre sonra da dergi kapatılmıştı. Sahibinin mal varlıklarına ise uzun süre ipotek konuldu.
Bu olayın üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçtikten sonra bu kez hükümetin yolsuzluk belgelerini yayımladığı gerekçesiyle, iktidarın emriyle polis gazete bastı. Dün askerden emir alınmıştı, bu kez iktidardan polise hukuksuz emir verildi. Yine arama kararı verilmiş ancak polis, gazetenin okurlarının tepkisiyle bilgisayarlara el koyamadan binadan ayrılmak zorunda kalmıştı.
Değişen pek bir şey yoktu. Tek değişen gerçek ise gazetecilerin tutumuydu. Dün Nokta Dergisi baskınını eleştiren kalemlerin çoğu, bugün iktidar emriyle gazete- televizyon baskınını alkışlıyordu. Kendini “liberal” zanneden bazı kalemler, dün söylediklerini ve yazdıklarını unutmuşçasına baskını övüyor, hukuksuz eyleme gerekçe bulmaya çalışıyorlardı.
Dün yaşananları Cemaat- iktidar kavgası olarak görmek, yarınları anlamamak demek. Bu yaşadığımız faşizmin ayak sesleri. Bu köşede yıllar önce MİT Yasası’yla birlikte ‘el muhaberat’ devletine doğru gittiğimizi yazdım. O gün gülümseyenler, bugün yazdıklarımın ne kadar doğru olduğunu söylüyor.
Yaşadıklarımıza rağmen, iktidar dün harakiri yaptı. Geçmiş olsun yandaşlar.