Metin Ağabey!
Mehmet Cıranoğlu 01 Ocak 1970
Babamın kardeşlerinden, benim ağabeylerimden.
Metin Ağabey'in Medrese-i Yusufiye’ye iştirakinden önceki ya da Medrese-i Yusufiye’de geçirdiği yılları ben anlatamam. Ne bilgim ne haddim dahilindedir. Lakin sonrasında müşahade edebildiğimiz kadarıyla, önceleri dalgalı olan fakat giderek durgunlaşan hayatından anlayabildiklerimizi paylaşabiliriz.
Her şeyden önce Metin Kaplan dendiğinde aklımızda beliren ilk kavram samimiyet olur. Taş medreseler uzunca yıllar nice siyasi mahkuma ev sahipliği yapmıştır. Bir kısmını şahsen bir kısmını da çeşitli vesilelerle uzaktan tanıma fırsatımız olmuştur. Bildiklerim, dinlediklerim ve gördüklerim üzerinden kabaca şu tespiti yaptığımı söyleyebilirim: o zor şartlar ve zamanlardan kimi insanlar hırslarına daha bir vabeste olmuş halde kimi insanlar ise hırslarını sükûnete tahvil etmiş halde çıkmışlardır. Şüphesiz ki Metin Ağabey ikinci gruptandır.
Elbette, diğerleri gibi, O da hayata tutunmaya çalışırken zorlanmış, belki de zaman zaman savrulmuştur. Elbette, Metin Ağabey de bir insandı ve muhtemelen sonradan kendisinin de pişman olduğu bir takım hataları olmuştur. Ama ilk taşı günahsız olanımız atsın! O’nun eksik ya da yanlışlarını hepimiz –hem de misliyle- yapmışızdır. Fakat O’nun gösterdiği diğergamlığın, samimiyetin ve mücadelenin zekatını dahi çok ama çok azımız verebilmiştir.
Özellikle köşesine çekilip, ki bunu bile başarabilen az olmuştur, üretmeye (yazmaya) başladıktan sonra dikkatimi çeken şey keskin zekası olmuştur. Birikimi olduğunu biliyorduk ancak analitik bir düşünce sistematiğine sahip olduğunu yazdıklarıyla gösterdi. Konuları ele alış ve açıklama şekliyle harcanan bir ömrü olduğunu söyleyebiliriz.
Maalesef erken denebilecek bir yaşta bizlere veda etti ama çok kişinin sevgisini kazandığını da cenazesiyle ispatladı. Herkesin hüsn-ü şehadetiyle öte dünyada –inşallah erenler dergâhında- yerini aldı. Bizler kendisinden razıydık, Allah da razı olsun.
Mehmet CIRANOĞLU