« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Eki

2024

Naim Gölleroğlu

1925 - 13.10.1999 01 Ocak 1970

Naim Hoca 1925 yılında Erzurum'da dünyaya geldi. On yıl boyunca Erzurum Zeynel Camiinde imamlık ve vaazlık yapan Naim Hoca Bilgili, kültürlü bir insandı; özellikle tarih bilgisi çok kuvvetliydi. 69 yaşında akciğer kanserine yakalandığı güne kadar çarşıdaki 3 - 4 metrekarelik küçük dükkanında sarraflık yaparak hayatını kazanıyordu.
Din, dil, ırk, cinsiyeti ayırımı yapmadan herkesi Yunusça seven Naim Hoca, siyasetçilerle birlikte ancak siyasetten uzak bir yaşam örneği sergiledi. Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’den, işadamı Adnan Polat’a kadar geniş bir yelpazede vizyon sahibi olan Naim Hoca, aldığı medrese terbiyesi ile hayatı boyunca hep sade, gösterişten uzak ve diğergam yaşadı.

Kendisi Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi Hz nin dergahında yetişmiş bir manevi dinamikti..onun terbiyesinde yetişmiş bir zatı muhteremdi.
Naim Hoca cömert bir insandı. Hakkın rızası yanında bir hırka yeterdi ona. 4 metrekare büyüklüğündeki kuyumcu dükkanı ziyaretçileriyle olduğu kadar, borç isteyenlerle de dolardı. O da ne senet imzalar ne de kefil ister, elinden geldiğince verirdi. Verdikleri geri gelir miydi? Yüzde 40’ı gelirdi. Yüzde 60’ı için ise Naim Hoca üzülür, “Bu insanlara değil toplumun bu kadar yoksullaşmasına üzülüyorum. Adam aldığı borcu getiremeyecek kadar fukaralaşmış.” derdi...

Hayat su gibi akmıştı. 1984 yılında 5 yıl önce hayat arkadaşı Hatice Hanım’ı kaybetmişti Naim Hoca. 21 yıl önce 75 liraya Asri Mezarlıkta satın aldığı aile kabristanına defnetmişti hayat ve ahiret arkadaşını. 4’ü kız 5 çocuğuyla başbaşa kalmıştı şu yeryüzü zindanında. Zindanı ancak amel ile iman ile sevgi ile güzelleştirmek isteyen Naim Hoca, aldığı Medrese eğitimiyle bu sırra vakıf olmuştu o gönüllerin hazinesi olmayı tercih ediyordu..

Eylül yağmurları eski bir dost gibi ayrılık gözyaşı döküyordu. Ekimin hüzünlü esintileriyle hava serinlemiş artık ağaçlarda yaprak dökmeye başlamıştı. Kış yakındı. Ömrünün sonbaharında başka sonbaharlar görmek istemeyen Naim Hoca, sararan yaprakların gazellere dönüşmesi gibi 13 ekim 1999 günü saatler 7.30’u gösterirken sessizce ayrıldı aramızdan. Ruhu serbest kalırken yaşlı ve yorgun cesedini hapseden tabutu taşıyanlar arasında dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da vardı. Kadim dostunu ebediyete uğurlarken Yılmaz’ın dudaklarından bir tılsım gibi bir ifade dökülüyordu:

“Naim Hoca bir adem değil bir alemdi”..
Makamı cennet olsun EL FATİHA...

Ziyaret -> Toplam : 118,96 M - Bugn : 93019

ulkucudunya@ulkucudunya.com