« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Eki

2024

Kılık Kıyafet Kanunu

11.10.1926 01 Ocak 1970

Kıyafet Kanunu 11 Ekim 1926’da kabul edildi. Kılık kıyafetin düzenlenmesi hususu, Ağustos 1919’da Mustafa Kemal’in zihninde belirginleşmişti. Erzurum Kongresi’nin kapandığı akşam, Paşa’nın Mazhar Müfit Kansu’ya not ettirdiği maddeler arasında 4. sırada “Fes kalkacak, uygar uluslar gibi şapka giyilecektir” cümlesi yer almaktadır.
Bu yazı dizimizde Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu ziyareti ve bu ziyaretin önemini, Yrd. Doç. Nezahat Özcan’ın Atatürk Araştırma Dergisi’nde yayımlanan yazısından aktaracağız. Ancak daha önce Erzurum Kongresi’nin kapanış akşamı Mustafa Kemal Paşa’nın Mazhar Müfit Kansu’ya yazdırdığı notlardan bahsetmek istiyoruz. İşte Mazhar Müfit Kansu’nun anlatımıyla o gece: (Mazhar Müfit Kansu, ’Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber’, 1936)
“Erzurum Kongresi’nin bittiği, 7 Ağustos 1919 gecesi Mustafa Kemal Paşa, Süreyya Bey (Yiğit) ile dertleşmesini sürdürürken, aniden beni uyandırıp yanına çağırdı. Bir süre, sonra aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- Mazhar not defterin yanında mı?
- Hayır Paşam!
- Zahmet olacak, ama bir merdiven inip alacaksın. Hadi al gel!
Nerede ise sabah olacaktı. Fakat, O’nun yanındayken dünya, gecesi gündüzü olmayan bir âlemden ibaretti. Binaenaleyh, uyku ihtiyacı da yoktu. Hemen aşağıya indim. Not defterimi alıp geldim. O hâtıra defterime ve günü gününe her hadiseyi not edişime memnun olur, hem de bazen lâtife etmekten kendisini alıkoyamazdı. ” Hafızalarımız zayıfladığı zaman Mazhar Müfit’in defteri çok işimize yarayacak! “ derdi. Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını bir kaç nefes üst üste çektikten sonra; ” Ama, defterin bu yaprağını hiç kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bileceksin! Şartım bu! “ dedi. Süreyya da, ben de; ” Buna emin olabilirsiniz Paşam! “ dedik. Paşa bundan sonra; ” Öyle ise önce tarih koy! “ dedi. Koydum: ” 7-8 Ağustos 1919, sabaha karşı! “ Tarihi sayfanın üzerine yazdığımdan emin olunca: ” Pekâlâ, yaz! Zaferden sonra şekli hükümet Cumhuriyet olacaktır! Bunu size daha önce bir sualiniz münasebetiyle söylemiştim. Bu bir. İki!; Padişah ve Hanedan hakkında zamanı gelince icap eden muamele yapılacaktır. Üç!; Tesettür kalkacaktır! Dört!; Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir! “ Bu anda, gayri ihtiyari kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu bakış, gözlerin bir takılışta birbirlerine çok şey anlatan konuşmasıydı. Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim. ” Neden durakladın? “ deyince, ” Darılma ama Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var. “ dedim. Gülerek; ” Bunu zaman tayin eder. Sen yaz! “ dedi. Yazmaya devam ettim: ” Beş!; Lâtin hurufu(harfleri) kabul edilecek! “ deyince ” Paşam, kâfi, kâfi “ dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insanın edasıyla, ” Cumhuriyetin ilânına kadar muvaffak olalım da üst tarafı yeter! “ diyerek defterimi kapadım, koltuğumun altına sıkıştırdım ve inanmayan bir adamın tavrı ile; ” Paşam, sabah oldu! Siz oturmaya devam edecekseniz bana müsaade edin! “ diyerek yanlarından ayrıldım.

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 106614

ulkucudunya@ulkucudunya.com