« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Ara

2024

Abdülbâkī Fârukî

1790 - 1861 01 Ocak 1970

1204'te (1790) Musul'da dünyaya gel­di. 1203'te (1789) doğduğu da söylenmektedir. Babası tarafından soyu Hz. Ömer'e dayandığından aile­si Ömeriyyûn (Ömerîler) ve Fârûkıyyûn (Fârükiler) laKaplanyla tanınmış, kendisi de Ömerî, Fârûki nisbelerini kullanmış­tır. Bu aile Irak bölgesinde eskiden beri yetiştirdiği pek çok edip ve şairle üne kavuşmuştur.

Tahsil hayatı hakkında bilgi bulunmayan Fârükî küçük yaştan itibaren zekâsı ve kabiliyetiyle dikkati çekmiş, ilk gençlik yıllarından sonra edebiyata merak salarak deneme mahiyetinde şiirler yaz­mıştır. Eserlerinin çoğunun manzum olduğu dik­kate alınırsa şiir ve edebiyata olan düş­künlüğü daha iyi anlaşılır. Henüz yirmi yaşına girmeden Osmanlı Devleti'nin hiz­metinde Önemli görevler üstlenerek idarî ve siyasî konularda Musul'un temsil­cisi olan Fârûkî bu şehre vali tayini ko­nusunda Bağdat'a elçi olarak gönderil­miş, dönemin Bağdat valisi Kölemen Dâ-vud Paşa'ya, Yahya Paşa'nın Musul'a vali tayini hususundaki arzusunu iki veciz beyitle dile getirerek isteğini elde etmiş ve kendisi de bir süre Musul valiliği yapmıştır. Daha sonra Dâvud Paşa ile Osmanlı Devleti'nin arası açılınca Fârûkl. Dâvud Paşa ve Memlükler'in Irak'taki hâkimiyetlerine son vermek için amca­zadesi Kasım Paşa ile Bağdat'a gitmiş. Kasım Paşa'nın başarısızlığa uğraması üzerine Halep Valisi Ali Rızâ Paşa kuv­vetleri muvaffak olmuş, Fârûki de bu tarihten itibaren hayatının sonuna kadar onun yanında vilâyet kethüdası (vali yardımcısı) olarak çalışmıştır.

Devlet hizmeti yanında edebiyatla olan İlgisini de sürdüren, şiir ve edebiyatta geniş bilgi sahibi olduğu belirtilen Fârû-ki'nin sohbet meclisleri devrin sanatçı ve aydınlarıyla dolup taşardı. Fârûkî. 1278 yılı Cemâziyelevvelinin son ya da Cemâziyelâhirinin ilk günü Bağdat'ta vefat etti ve Abdülkâdir-i Geylânî'nin kabri ya­nına defnedildi. Seyyid Abdülgaffâr el-Ahres onun için birçok kaside ve ölümü üzerine de bir mersiye yazmış, ölümünü Irak'ın başına gelen bir felâket şeklinde tasvir etmiştir.

Çabuk kavrama ve üstün bir sezgi gü­cüne sahip olan Fârûki irticalen şiir söyleme kabiliyetinden dolayı "Fevri" mahlasıyla da anılmıştır. Edebiyatı daha çok siyaset için bir araç şeklinde kullanan şair yazdığı din dışı şiirlerinde zamanın devlet adamlarına övgüler, sanat değeri yüksek gazeller, canlı tabiat tasvirleri, eğlence hayatı gibi klasik konuların ya­nında devrin siyasî olaylarına telmihler­de de bulunmaktadır. Tasavvuf! karak­terdeki dinf şiirlerinde Hz. Peygamber'e, Hz. Ali'ye ve Ehl-i beyte, İmâm-ı Âzam, Muhyiddin İbnü'l-Arabî. Abdülkâdir-i Gey-lânî gibi din ve tasavvuf büyüklerine karşı duyduğu sevgiyi dile getirmiştir. Bu konudaki kasidelerinin çoğu âlimler ta­rafından şerhedilmiştir.

Halim Kaya

16 Ara 2024

Mustafa Çolak’ı birkaç yıl önce Samsun Türk Ocağı’nda dinlemiştim. O zaman Enver Paşa ile İttihat ve Terakki hakkında benim tarafımdan dikkat çeken bilgiler vermiş, dolayısıyla dikkatimi çekmişti.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

16 Ara 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 130,70 M - Bugn : 18922

ulkucudunya@ulkucudunya.com