« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Mar

2007

Ömer Seyfettin / Hayatı

01 Ocak 1970

Ömer Seyfettin, yazi ve öyküleriyle dilde sadelesme hareketinin öncülügünü yaparak yeni bir edebiyat akiminin olusumunu saglayip, Türk öykücülügünde kisa öykü türünün dil, anlatim teknigi ile tematik yönden ilk özgün örneklerini vermistir.

Ayni zamanda ulusal edebiyat akimini baslatan yazarlardan olan Ömer Seyfettin 28 Subat 1884'te Gönen'de dogdu. Babasi, Kafkasya Türklerinden yüzbasi Ömer Sevki Beydir. Ögrenimine, dört yasinda iken, Gönen Mahalle Mektebi'nde basladi. Ailesiyle birlikte Istanbul'a gelince (1892), ilkögrenimini özel bir okul olan Aksaray'daki Mekteb-i Osmani'da sürdürdü.

Babasinin istegi üzerine, Eyüp baytar Rüstiyesi'nin subay çocuklarina özgü bölümüne yatili olarak yazildi (1893). Buradaki egitiminden sonra (1896), Edirne Askeri Idadisi'ni (1900) ve Istanbul Mekteb-i Harbiye'yi bitirdi. 22 Agustos 1903'te piyade tegmeni rütbesiyle mezun oldu. Merkezi Selanik'te bulunan 3. Ordu'nun Izmir Redif Tümeni'ne, daha sonra da Kusadasi Redif Taburu'na atandi (1903-1906).

Izmir Zabitan Efrat Mektebi'nde ögretmenlik yapti (1906-198). Üstegmenlige yükseldi. II. Mesrutiyet'in ilani üzerine (23 Temmuz 1908), 3. Ordu'nun Selanik'teki merkezinde görevlendirildi. Bir süre sonra da (1909) Makedonya sinirindaki Yakorit köyü sinir bölügünde bölük komutanligi yapti.

1911'de ögrenim ücretini ödeyerek, istegiyle ordudan ayrildi, Selanik'e yerlesti. Ziya Gökalp ve arkadaslarinin çikardiklari "Genç Kalemler" dergisinin kadrosuna katildi. Balkan Savasi'nin baslamasi üzerine, yeniden orduya çagrildi (14 Eylül 1914). Sirp ve Yunan cephelerinde savasti. Yanya kalesinin savunmasinda Yunanlilara tutsak düstü.

Naflion kasabasinda bir yil süren tutsakligi sona erince (Kasim 1913), 4 Aralik 1913'te Istanbul'a döndü. Kisa bir süre "Türk Sözü" dergisinin basyazarligini yapti. Kabatas Erkek Lisesi'nde edebiyat ögretmenligine basladi (1914). Ölünceye dek bu görevini sürdürdü. Bir doktorun kizi olan Calibe Hanim'la evlendi (1915). Bu evlilikten Güner adinda bir kizi oldu (1916).

Darülfünunda (Istanbul Üniversitesi'nde) kurulan Tedkikat-i Lisaniyye Encümeni üyeliginde bulundu (1917-1918). Eylül 1918'de esinden ayrildi. 6 mart 1920'de kaldirildigi Haydarpasa Hastanesi'nde seker hastaligindan öldü. Kadiköy Kusdili'ndeki Mahmut Baba Türbesi mezarligina gömüldü. 1939'da, kemikleri Zincirlikuyu Mezarligi'ndaki Asri Mezarlik'a tasindi.

Edebî Hayati

Edebiyatla ilgisi, Edirne Askeri Idadisi'nde ögrenciyken basladi. Ilk siiri "Hiss-i Müncemid", "Ömer" "imzasiyla "Mecmua-i Edebiyye" de (7 Aralik 1316, "1900", Sayi: 9); "Gizli Kagit" adli ilk yazisi yine ayni derginin 20 Mart 1902 tarihli sayisinda; ilk öyküsü "Ihtiyarin Tenezzühü" ise "Sabah" gazetesinde yayimlandi (1902).

Izmir'de ve Makedonya'da görevli bulundugu yillarda "Sebat", "Hizmet", "Serbest Izmir" (1903), "Asiyan", "Musavver Hale", "Düsünüyorum", "Kadin", "Rumeli", "Tesvik", "Piyano", "Zeka", "Çocuk Bahçesi", "Genç Kalemler" (1908-1912) gibi dergi ve gazetelerde siir ve makaleleri çikti. Askerlikten ayrilip Selanik'e yerlestikten sonra, basyazarligini Yunus Nadi'nin yaptigi "Rumeli" gazetesinde, "Kadin" ve "Bahçe" dergilerinde yazdi.

Ziya Gökalp ve Ali Canip'le (Yöntem) birlikte yeni biçimde çikarmaya basladiklari "Genç kalemler2 (11 Nisan 1911) dergisindeki yazilariyla asil ününü yapti. Derginin ilk sayisinda imzasiz olarak yayimladigi "Yeni Lisan" makalesinde ileri sürdügü görüsler ve savundugu düsüncelerle ilgiyi çekti. Bu görüsleri Milli Edebiyat akiminin baslangiç bildirisi olarak nitelendirildi.

Tutsakligi sonrasinda Istanbul'a dönünce, "Türk Sözü" dergisinin basyazarligina getirildi (12 Nisan 1330, 1914) Birinci Dünya Savasi yillarinda Ziya Gökalp'in çikardigi "Yeni Mecmua"da (Temmuz 1917) yayimladigi öyküleriyle ünü yayginlasti. "Tanin", "Vakit", "Türk Dünyasi", "Zaman", "Ifham" gazetelerinde (1918-20); "Türk Yurdu" (1913), "Yeni Mecmua" (1917) "Inci", "Diken", "Sair" (1918); "Donanma", "Büyük Mecmua" (1919) gibi dergilerde öykü ve romanlarinin yani sira siir ve makaleler yayimladi.

Yarim kalan iki çevirisi; Ilyada 1918'de "Yeni Mecmua"da, Kalavela ise "Türk Yurdu"nda tefrika edildi. Sagliginda kitap olarak üç yapiti yayimlandi: Ashab-i Kehfimiz, (roman, 1918); Harem, (uzun öykü, 1918); Efruz Bey, (roman, 1919). Bazi öyküleri, ölümünden sonra iki ciltte toplandi: Yüksek Ökçeler, 1923; Gizli Mabet, 1923. yapitlari toplu olarak 1938'de yayinlanmaya basladi (9 cilt).

Birkaç kez basilan bu ciltlerin 1950'den sonraki yeni basimlarini hazirlayan Serif Hulusi; notlar ve varyantlar ekleyerek yapitlari 10 cilt olarak yeniden düzenledi. Bunu, 1962'de, Tahir Alangu tarafindan, külliyatina girmemis 30 öyküsü eklenerek "Toplu Eserleri" adi altinda 11 ciltlik yeni basimi izledi. 1970'de yayinlanmaya baslayan "Bütün Eserleri" temalarina göre 11 ciltte toplandi. Siirleri Fevziye Abdullah Tansel tarafindan derlenerek, Ömer Seyfettin'in Siirleri adi altinda yayinlandi (1972).

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 112304

ulkucudunya@ulkucudunya.com