« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Mar

2007

10 Mart 765 Silsile-i Sadat Hazeratının 4.İmam-ı Cafer-i Sadık (r.a) ‘ın vefatı

01 Ocak 1970

"Ey oğlum arkadaşlık yaptığın, ziyaretine gittiğin kimse iyi ahlak sahibi olsun, kötü ahlaklı olanlarla arkadaşlık etme, onlarla görüşme.

Çünkü onlar suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot bitmeyen topraktırlar."

Şemaili: Güzel yüzlü, tatlı sözlü, başı büyükçe, bedeni sanki nur saçıyordu. Yüzünün renginde beyaz ve kırmızı karışmış olup, tatlı bir çehresi vardı. Kuvvetli ve orta boylu idi. Saçı kumrala yakındı. Hz. Ali (Radiyallahu Anh)' nin torunu olup ona çok benzerdi. Ehli Beyt’ten ve meşhur velilerdendir. İslam alimlerinin en büyüklerinden olup Seyyid ve oniki imamın altıncısıdır.

Nesebi: Hicri 83 (702) yılında Medine' de doğdu. Babası Muhammet el-Bekir, Annesi ise Hz.Ebu Bekir'in (Radıyallahu Anh) torunları Kasım bin Muhammed’in kızı Ümmü Ferve’dir.

Böylece Cafer-i Sadık'ın (Kaddesallahusırruhu) soyu baba tarafından Hz.Ali (Radıyallahu Anh) ' ye anne tarafından da Hz.Ebu Bekire ulaşmaktadır. Künyesi ise büyük oğlu İsmail'e, nisbetle Ebu İsmail ise de onun kendisinden önce vefat etmesi sebebi ile daha çok Ebu Abdullah bazen de Ebu Musa diye anılmıştır. Lakaplarının en meşhuru ise Sadık'tır. Hz. Cafer’in (Kaddesalla-husırruhu) takva , fikir, his ve ahlaktaki sebatı ona "Sadık" lakabını verdirmiştir.

Eshab-ı Kiram’ı görmekle şereflenen tabiin devrinin ve evliyanın büyüklerinden olup Silsile-i Nakşibendi’ye Alimlerinin (meşayihinin) dördün cüsüdür.

İlmi, zühdü ve takvası yüksekti. Hakikat ehli idi. Tabiin ve ondan sonrakiler arasından yedi meşhur fakihden biri idi. Şeriat ,tarikat marifet ve hakikat mertebeleri içinde Kamil idi. Bütün din ilimlerinde olduğu gibi, zamanın bütün fen ilimlerinde de söz sahibi idi. Yetiştirdiği talebeler, Cebir ve Kimya ilimlerinde çeşitli keşifler yapmışlar,bu ilimlerin temel sistematiğini kurmuşlardır. Fizik ve kimya ilimlerinin konusunu teşkil eden maddeye vukufiyeti ve ona tasarrufu müsbet ilim kanunlarına muvafık hareketi bilgisi o kadar çoktu ki, bu hususlarda zamanında yaşayan herkesin akıl ve ilim hocası idi. Kimyanın babası sayılan Cabir’de Cafer-i Sadık’ın talebesidir.

En meşhur talebesi ise Hanefi Mezhebi’nin İmam-ı, İmam-ı Azam'dır. İmam-ı Azam Ebu Hanife, Caferi Sadık’ın derslerine ve sohbetlerine iki sene devam ederek ,o gizli ve aşikar mari-fet kaynağından ilim ve velilik yolunda çok istifade etmiştir.

İmam-ı Azam (Kuddısesırruhu) O’nun (Kuddısesıruhu) huzurunda konuştuğu yüksek mertebeleri ifade etmek için "O, iki sene olma-saydı Numan Helak olmuştu" buyurmuştur. Bu sözü ile Hocası Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu)'ın büyüklüğünü ve kemalatını anlatmak istemiştir.

Ayrıca İmam-ı Azam'ın babası Sabit vefat ettiğinde annesi Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu) ile evlenmiş böylece İmam-ı Azam, Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu)'ın oğulluğu olmuştur.

Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu) iki yoldan Rasulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bağlıdır. Rasulullah’tan (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) gelen nübüvvet üstünlüklerine Hz.Ebu Bekir (Radıyal lahu Anh), Selmani Farisi ve Kasım bin Muham-met bin Ebu Bekir silsilesi ile kavuşmuştur.

(Bu anasının babalarının yolu olup Hz. Ebu Bekir vasıtası ile Rasulullaha bağlanıyor.)

Evliyalık, velayet üstünlüklerine de Hz.Ali (Radıyallahu Anh) Hz. Hasan ve Hüseyin (Radıyallahu Anh) Zeynel abidin (Kuddısesırruhu) ve babası Muhammet Baki yolu ile kavuşmuştur.

(Bu da kendi babalarının yolu olup Hz.Ali vasıtası ile Rasulullah’a bağlıdır.)

Çok mütevazi idi kimseyi incitmezdi. Her mü’mini kendisinden daha kıymetli bilirdi. Bir gün kölelerini çağırdı ve dedi ki; "Geliniz sizinle sözleşelim. Kıyamet günü içinizden hanginiz kurtulursa onun diğerlerine şefaatçı olması hususunda birbirimize söz verelim" deyince Onlar: Ey evladı Resul, sizin bizim şefaatımıza ne ihtiyacınız olur ki, Dedeniz Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bütün insanları ve cinlerin şefaatçısıdır, dediler. Dedi ki: Ben bu amellerimle, işlerimle yarın kıyamet gününde ceddimin yüzüne bakmaya utanırım buyurdu.

O (Kuddısesırruhu) bu ilmiyle, bu faziletiyle, kemaliyle, takvası ile halis ameli ile böyle diyor ve tevazu ile hareket ediyordu.

Tasavvuf ilimlerinde yüksek marifetlere kavuşmuş taliplere mürşidlik ve rehberlik yapmış olan Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu) Kelam ilminde sapık itikat, inanç sahibi olan Ehl-i Bid’at e ve felsefecilere karşı sağlam deliller ile cevaplar vermiştir. Hadis ilminde ise sika güvenilir bir ravi olup kendisinden pek çok Hadis-i Şerif rivayet edilmiştir.

Fıkıh ilmindeki üstünlüğünü ise İmam-ı Azam şöyle dile getirmiştir. "Ondan daha fakih, fıkıh ilmini bilen kimse görmedim" buyurdu.

Her ilimde üstad, her marifette mahirdi.

Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu) duası kabul olanlardandır. Mevladan bir şey istese sözü bitmeden istediği verilirdi.

Bir gün yalnız yolda gidiyordu. Kendisini sevenlerden biri de ardına takıldı. Bir ara Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu), Ya Rabbi elbisem yoktur bana elbise ihsan eyle diye dua edince, biri geldi bir paket içinde elbiseyi hediye etti. Ardından takip eden zat evine kadar geldi, Hz. İmam-ı; Efendim siz dua ettiğinizde bende amin dedim (yani elbise ihtiyacı için edilen duaya bende amin dedim. Bu söz Cafer-i Sadık'ın (Kuddısesırruhu) hoşuna gitti ve elbiselerini ona verdi.

Bir şahıs imam-ı Cafer-i Sadık (Kuddısesır-ruhu) dan, Allah (Celle Celalühu) ‘ın çok mal verip, çok hac yapması için dua etmesini istedi. O (Kuddisesırruhu) da, Ya Rabb'im bana elli hac yapacak kadar mal ver! diye dua etti. O şahıs elli hac yaptı, ellibirinci Hac için Cühfe denilen yerde gusul edecekti ki sel geldi vefat etti. Cafer-i Sadık (Kuddisesıruhu) ın ince marifetlerini bildiren sözleri sayılmayacak kadar çok, hikmetli sözleri vardır. Biz birkaçını arz edelim.
* Dört şey vardır ki onların azıda çoktur
1) Ateş
2) Düşmanlık
3) Fakirlik
4) Hastalık.
* Bir kimse sevdiği bir malının elinde devamlı kalmasını isterse ona baktıkça "Maşaallah, la havle vela kuvvete illa billah" desin.
* İyilik üç şeyle tamam olur.
1) O iyiliği yapmakta acele etmek
2) Yaptığı iyiliği gözünde büyütmemek
3) İyiliği gizlice yapmak.
* Günahlara tevbeyi geciktirmek Allah (Celle Celalühü)‘a karşı mağrur ve kibirli olmaktadır.
Cafer-i Sadık’ın (Kuddisesırruhu), oğlu Musa Kazım için olan nasihatı meşhurdur. Oğluna buyur ki;
* "Ey oğlum kendi rızkına razı ol, rızkına razı olan, kimseye muhtaç olmaz. Gözü başkasının malında olan fakir olarak ölür." Kendi kusurlarını küçük gören, başkasınınkilerini büyütmüş olur. Her zaman kendi kusurlarını büyük gör. Allahü Teala’nın (Cele Celalühü) taksim ettiği rızka razı olmayan, O'nu kaza ve kaderinde dilediğini yaratmakta töhmet altında tutmuş olur. Ahmaklar arasında bulunanlar horlanır, alimler arasında bulunan hürmet görür.
* Ey oğlum arkadaşlık yaptığın, ziyaretine gittiğin kimse iyi ahlak sahibi olsun, kötü ahlakı olanlarla arkadaşlık etme, onlarla görüşme. Çünkü onlar suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot bitmeyen topraktırlar.
* Ey oğlum insanlara kızmaktan çok sakin, yoksa sanada kızarlar. Boş işe ve söze karışmaktan sakın, sonra aşağılanırsın.
* Ey oğlum Allah'ın(Celle Celalühü) kitabını okuyucu, iyiliği emredici kötülüğü nehyedici, sana gelmeyene sen gidici, seninle konuşmayanla konuşucu ol! İsteyene ver, gıybetten koğuculuktan sakın. Çünkü söz taşımak, insanların kalbinde düşmanlığı arttırır.
Bir gün ırmak kenarında bulunurken, kendisine teslimiyeti olan bir zat ırmağa düşer. Cafer! Cafer! diye bağırarak imdat ister ve suyun dibini bulur. Boğulurken birden kurtulur. Cafer Sadık (Kuddisesırruhu) sorar; ne oldu? Adam; Cafer dedim, battım. Allah (Celle Celalü-hü) dedim kurtuldum deyince ona; Bu hali muhafaza et, gerçek istiane budur, buyurdu.
Zamanın muhteşem Abbasi Halifesi Ebu Cafer Mansur onunla istişare eder, rikabında yürür, öğütlerini tutardı. Cafer-i Sadık, kavimleri ve akrabaları ile çok meşgul olur, onlara hayır öğütler verirdi. Pürfeyz olarak da anılan zahiri ve batıni ilimleri kendisinden cem etmiş bulunan Cafer-i Sadık (Kuddısesırruhu) 765 senesi Mart ayının onunda Pazartesi günü Mekke’de vefat etti. Kabri Cennet-ül Baki de olup babası ve dedesi yanındadır.
Caferi Sadık (Kuddisesırruhu) yüzlerce kitap ve risale yazdığı söylenmektedir. Bunlardan bazıları;
1- Misbahü'ş şeria ve Miftahül hakika
2- Tefsirul Kuran
3- Kitabül Cafr el-Hüfiye
4- İhtilacül aya
5- Esrarül Vahy
6- Havussül Kuranil azim
7- Tevhidül Mufaddal vb.

Ziyaret -> Toplam : 114,10 M - Bugn : 11729

ulkucudunya@ulkucudunya.com